Sedat Peker, önceki gece yeniden ortaya çıktı. Daha önce ilan ettiği gibi perşembe ve geleneksel pazar sabah videosunu, içinde bulunduğu olumsuz koşullar nedeniyle yayınlamayacağını ilan etmişti. Ama yaklaşık 36 saat boyunca twit atmayınca hayatından, özgürlüğünden endişe edilmeye başlandı.
Nitekim, geçtiğimiz haftadan itibaren Peker’e yönelik bir operasyon söylentileri vardı. Kendisi de, bulunduğu koşullar nedeniyle uzun bir yolculuğa çıkacağını duyurmuştu.
Önceki gece ortaya çıkmadan önce son twitini 12 Haziran 2021, saat 12.36’da atmıştı.
Bu son twitten sonra Peker’den herhangi bir paylaşım gelmeyince milyonlarca insan sosyal medyada bir anlamda “telaşa” kapıldı. Herkes özelden birbirine yakalandı mı, öldürüldü mü diye sordu.
Merak sadece sosyal medyada değildi. Bağımsız YouTube kanallarında da, konvansiyonel TV kanallarında da Peker’in durumu, akıbeti, başına gelmiş olabilecekler ve gelecekte neler olabileceği konuşuldu. Konuyla, kişiyle, ilişkilerle ilgisi, bilgisi, tahmini, temennisi olan herkes sözünü söyledi.
Ve Peker yaklaşık 36 saat sonra, 14 Haziran 2021, saat 00.22 de ortaya çıktı ve sıralı twitlerini atmaya başladı. İlk twiti ise; “1-Kıymetli dostlarım, öğle saatlerinden itibaren kaldığım mekandan yetkililerle beraber ayrıldım. Şu an kaldığım mekana, ailemin yanına geri geldim. Hakkımdaki iddiaların yoğunluğu nedeniyle karşılıklı sohbette bulunduk.” şeklinde oldu.
Peker’in twitlerinden anlıyoruz ki kendisi güvenli bir yerde -ve bana kalırsa- korunuyor.
Ve bildikleri ile de sadece Türkiye’de değil, uluslararası alanda önemli bir figür.
O KAHARAMAN SİZSİNİZ
36 saat sonra attığı ilk twite kısa sürede yüzbine yakın beğeni geldi. Buna beğenip de, beğeni yapmayanların sayısını ekleyin.
Ama beğeni sayısı kadar, Peker’in ortaya çıkmasına verilen tepkiler, attığı twitlerin altına yazılanlar, ülkenin içinde olduğu ruh halini ortaya koyması açısından bize çok şey söylemektedir.
Sosyal medyada adeta bayram havası esti o kısacık sürede.
Kendisine duyulan bu minnettarlık, Peker’in de ifade ettiği gibi kendisini bir “kahraman” yapmıyor “kurtarıcı” da.
Evet, Peker kahraman ya da kurtarıcı değil ama söyledikleri ile bir çürümenin içeriden şahitliğini yapıyor. Bu yönü ile onu önemli kılan, bu yapının dışında olanların duyduklarında sezdikleri için şaşırmadıkları iddia şeklinde de olsa gerçeklerin, “içerden biri” olarak deşifre etmesi.
Her ne kadar söyledikleri hukuki hiç bir süreci başlatmamış olsa da; iktidar açısında yıpratıcı olmuş, olmaya devam etmektedir.
Bu ifşalar parti içi çürümeyi göz önünde serdiği kadar; parti içindeki güç mücadelesini kamuoyuna deşifre etmiş ve bu odakları yıpratmıştır. Bu yıpranma, sadece topluma karşı hesap verememenin değil, kendi içindeki güç mücadelelerinde de yara almalarına neden olmasındandır.
PEKER VİDEOLARI KİME YARIYOR?
Peker’in videoları devam ettikçe, iktidar sadece kamusal alanda değil kendi içinde de çözülmeye devam edecektir. Partiye toplumsal baskının artması, parti içindeki güç odaklarının birbirlerine karşı daha sert olmalarına yol açacak ve parti içi güvensizlik bu çözülmeyi arttıracaktır.
Bunu sadece Erdoğan değil sıradan AK Parti seçmeni de görmektedir.
Peker’in videolarının sürmesi AK Parti ve Cumhur İttifakı’nı zayıflattığı ölçüde muhalefeti özellikle de AK Parti’den kopan DEVA ve Gelecek Partilerini güçlendirecektir.
Yapılan kamuoyu araştırmalarında kararsız/protesto eden seçmenlerin büyük kısmı son seçimde AK Parti’ye oy vermiş. AK Parti’den kopan bu kararsız seçmenler muhalefete gitmiyor. Gitmeme nedeni büyük ölçüde kültürel kimlikleri kadar, AK Parti döneminde kazandıkları hak ve özgürlükleri, sosyal statülerini kaybetme endişesi. Bu yüzden eğer bir tercih yapacaklarsa -ki yapacaklar- bu yeniden AK Parti değil, onlardan kopan partiler olacaktır.
SORUMLULUK HEPİMİZİN
Yazının başına dönersek, Peker’in videoları kimi siyasal sonuçlar ortaya çıkarsa da, içinde bulunduğumuz süreçte siyaseten sorumluluk tek tek bu satırları okuyanlar ve diğer tüm vatandaşlardadır.
Peker’in söylediklerinin siyasi etkisini artıracak olan da biz sıradan vatandaşların siyasete sahip çıkması yani aktif siyasal özneler olmamamıza bağlı olacaktır.
Eğer siyaseti, sadece Peker’in attığı twitlere büyük çaresizliğimizin dışa vurumu olarak beğeni atıp, ona teşekkür etmekle sınırlarsak; bu düzen değişmez. Ve bu da bizim
Düzenden rahatsız olanlar artık bir şey yapmalı ve patron olduklarının farkına varmalıdır.
