CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP’nin 21’inci Olağanüstü Kurultayı’nda geçerli oyların tamamını alarak yeniden genel başkanlığa seçildi, Özel’in anahtar listesi de delegeden eksiksiz onay aldı. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, CHP Genel Merkezi’ne gelerek CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e hayırlı olsun ziyareti yaptı. Davutoğlu’na; Yeni Yol Grup Başkanvekili Selçuk Özdağ ve Gelecek Partisi Sözcüsü Ufuk Karcı eşlik etti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sevgi Kılıç, Davutoğlu ve heyetini kapıda karşıladı. Görüşmede CHP heyetinde ise Kılıç’ın yanı sıra, Genel Başkan Yardımcıları Ensar Aytekin, Gamze Taşcıer ile Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer yer aldı.
Saat 13.10 itibarıyla başlayan görüşme yaklaşık 45 dakika sürdü. İki lider görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Özel, şunları kaydetti:
"*Hem kurultayla ilgili yapmış olduğunuz tebrik ziyareti için hem Saraçhane ve yaşamış olduğumuz zorlu süreçlerde gerek telefonla gerek sosyal medyadan gerek demeçlerinizle verdiğiniz demokrasi ve adalete sahip çıkan destek çok kıymetliydi. Sayın Genel Başkan’ın çizdiği iki hat da çok önemlidir. Zaten Sayın Genel Başkan’ın AK Parti’nin o günkü çizgisiyle ayrıştığı ilk noktayı hepimiz bilmiyor muyuz? Serbest dolaşım için AB kriterleri hazırlanmaya çalışılırken gelip de işin dayandığı yer, Sayın Başbakan’ın da o dönemde ısrarla savunduğu Siyasi Ahlak Yasası’ydı. Siyasi Ahlak Yasası’nı çıkarmayı Sayın Davutoğlu savunurken ona kimin nasıl karşı çıktığını ve hangi süreçleri başlattığını hepimiz biliyoruz. Bugün bir sonraki halefine darbe yapan kişi, o dönemde de kendi halefine, genel başkanlığı bıraktığı kendisinden sonra seçilen kişiye, Türkiye Cumhuriyeti’nin kendinden sonraki Başbakanı’na parti içi darbe yapmamış mıydı? Temel ayrım; siyasi ahlak ve siyasi etik. Benim aklımda o dönemden Sayın Davutoğlu’nun ‘Hırsızlık yapan kardeşim olsa kolunu keserim’ dediği kaldı. Erdoğan’dan geriye ne kaldı? Bunların hepsini dikkatlice görmek gerekiyor.
'Saraçhane gençlerin seçtiklerine nasıl sahip çıktıklarını gösteren son derece önemli bir başkaldırıdır'
*Biz hem Sayın Genel Başkan’ın hem heyetinin görüşlerinden yararlandık. Tespitlerimiz ortak. Türkiye’de büyük bir hukuksuzluk var. Türkiye’de otokrasiyi savunanlarla demokrasiyi savunanlar iki ayrı hat oldu. Saraçhane’de toplanan kişiler ne sadece CHP’lidir ne Saraçhane geçmişte iktidara oy vermişlerin bulunmadığı, sadece muhaliflerin bulunduğu bir meydandır. Saraçhane demokrasiyi savunan, hukuku savunan 100 binlerin milyonlara ulaştığı, iki-üç kişinin bir araya gelmesinin yasaklandığı o 10 günün yedisinde milyonlarca kişinin bütün engellemelere rağmen metroların çalışmadığı, otobüslerin engellendiği, bariyerlerin konulduğu, köprülerin kaldırıldığı şartlarda milyonluk gece mitingleri, Türkiye’nin demokrasiye sahip çıktığını ve sandığa uzanan her eli kırdığı gibi, sandığı elinden almaya çalışan bu ele karşı çıktığını gösteren, hepimize umut veren bir mücadeledir. Gençlerin ön planda olduğu bu mücadele; gençlerin bir gün birisi özgürlükleri, hukuku, demokrasiyi ortadan kaldırıp seçilmişin yerine kayyum atamaya niyetlendiğinde seçtiklerine ya da seçeceklerine nasıl sahip çıktıklarını gösteren son derece önemli bir toplumsal olaydır, başkaldırıdır.
'İstanbul’un seçilmiş belediye başkanına darbe girişiminde bulunması da diğer darbeler kadar büyük bir demokrasi ayıbıdır'
*Devamında hep birlikte, hele hele 1960 darbesi, o darbenin bu ülkenin başbakanını, bakanlarını asmış olması bu ülkenin demokrasi tarihinin en büyük acılarından bir tanesidir, karasıdır. Ardından 1970’lerde CHP ile Erbakan’ın Milli Selamet Partisi’nin koalisyonu siyasette uzlaşı için bir umudun başlangıcıdır. 1980 darbesi üzerinden sağcısıyla, solcusuyla tankların ve demokrasinin çiğnendiği darbe utançtır. Daha sonraki süreçlerde görevdeki hükümete karşı muhtıra verilmeler, darbe girişimleri, post-modern darbeler; hepsi bu ülkeye kaybettirmiştir. Ama bu süreçte kendi siyasi yasağının mağduriyetiyle siyasi hayatı ilerleyen birinin, siyasi yaşamının sonunda seçim kaybettikten, hayatında ilk kez kurduğu partide seçim kaybettikten sonra, bir sonraki Cumhurbaşkanı adayına ve İstanbul’un seçilmiş belediye başkanına darbe girişiminde bulunması da diğer darbeler kadar büyük bir demokrasi ayıbıdır. 15 Temmuz darbesini millet nasıl sokakta püskürttüyse, 19 Mart darbesini de 23 Mart‘ta sandıkta, Saraçhane‘de, meydanda bütün millet birlikte püskürtmüştür.
'AK Partili, MHP’li ve tüm siyasi partilerden vatandaşlarımızla omuz omuzayız'
*Bu yüzden demokrasiye sahip çıkmaya devam edeceğiz. Bu ülkeyi kutuplaştırmaya çalışanlarla iki ayrı kutupta mıyız? Darbe savunuyorsa ayrı taraftayız. Ama biz AK Partili, MHP’li ve tüm siyasi partilerden tüm vatandaşlarımızla kucaklaşıyoruz, omuz omuzayız. Çünkü bu ülke demokrasiyi kaybederse, gençlerinin geleceğini kaybeder. Ekonomisi çok şey kaybeder. O yüzden CHP’ye siyasi yelpazenin tümünden, ama hepimizin meşruiyetini aldığı sandığa ve milli iradeye sahip çıkan tüm siyasetçilere, Sayın Başbakan’ın şahsında bir kez daha teşekkür etmek durumundayım.”
'Bana ceza gelirse Sayın Bahçeli’ye rücu ettiririm'
Özel, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı kullandığı “cunta” ifadesi nedeniyle kendisine yönelik suç duyurusu ve tazminat davası hakkındaki soruya, şu yanıtı verdi:
*‘Cunta’ ve ‘cuntacı’ lafı üzerine açılan davada bana ne ceza gelirse Sayın Bahçeli’ye rücu ettiririm. Erdoğan’a ‘darbeci’ diyen ilk kişi Sayın Bahçeli’dir, ben değilim. 2012 grup toplantısında Erdoğan’a ‘cuntacı’ diyor, AK Parti yönetimine ‘cunta yönetimi’ diyor ve Erdoğan’a ‘cuntacı’ dedikten sonra, ben bugün Erdoğan’a ‘cuntacı’ ve ‘cunta’ dedim diye bir siyasi yasak gelirse rücu davası açarım. Sayın Bahçeli‘den bunu talep etmeleri lazım. Ben aradan çekilirim. Sayın Bahçeli ile aralarında halletsinler. Benim Erdoğan’a ‘cuntacı’ deme sebebim tam da şudur: Girdiği son genel seçimle aldığı unvan Cumhurbaşkanıdır. Ben de kendisine defalarca ‘Sayın Cumhurbaşkanı’ ifadesini kullandım. Son giriştiği darbe girişimi, millet tarafından püskürtülen darbe girişimi, yerel seçim sonuçlarına darbe, yerel seçimde halkın seçtiği çok sayıda belediye başkanlığı kayyum ataması, Esenyurt ve Şişli Belediye Başkanlarıma kayyum ataması, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ve partime kayyım atama girişimleri darbe girişimidir. Darbeyi yapanların sivil ya da asker olduğuna bakılmadan buna kalkışanlara cunta denir, cuntacı denir.
*O yüzden manevi tazminat konusunda hiçbir endişem yok. Aralarında anlaşır Cumhur İttifakı. ‘Cuntacı’ demek suçsa Devlet Bahçeli’den alırlar mahkemenin hükmedeceği parayı. Ben kendimi yormam. Ama yorarsam ne olur? Şu olur: Nasıl o dönemde Milli Savunma Bakanı olduğu sırada Hulusi Akar’a arkadaşlarının ona hakkını helal etmediklerini söylediğimde ‘500 bin liralık dava açacak’ deyip kendi duyurup o dava açılmış, tüm sürecin sonunda 224 silah arkadaşı, ‘Biz ona hakkımızı helal etmiyoruz ve arkadaşlarımız da hakkını helal etmeden öldüler’ deyip 224 kişi tanıklık talebinde bulunduysa nasıl tüm süreç bitti ve mahkemeyi ben kazandıysam, mahkeme yoluyla bunu ispat ettiysem beni çok zorlamasınlar. Cuntacı olduğunu da mahkeme yoluyla ispat edecek çok ciddi kanıtlar var.
'Berkay’ı ve 299 arkadaşımızı Erdoğan’ı bu kadar çok korkuttukları için tebrik ediyorum'
*Genç arkadaşların bir an önce serbest kalması lazım. Bu samimi çağrıyı bir kez daha ben de tekrarlıyorum. Hele hele onlara siyasi yasak getirmeye çalışması, yani hakikaten ‘Ekrem ağrısı tuttu iktidarın, ne yapacağını şaşırdı’ diyorduk. Ekrem Başkan gibi deneyimli, tecrübeli, Erdoğan’ı ve adaylarını dört kez yenmiş birinden korkup, ona beş kere siyasi yasak talep etmesi bir yana; bizim arkadaşlarımıza, gencecik arkadaşlarımıza siyasi yasak. Ne çok korkuyormuş Berkay’dan. Berkay partimizin Parti Meclisi’ne (PM) seçildi. Berkay bu görevi yapmasın diye siyasi yasak getirmeye çalışıyorlar. Gerçekten ben Berkay’ı ve 301 idi, şu anda 299 arkadaşımızı Erdoğan’ı bu kadar çok korkuttukları ve tedirgin ettikleri için tebrik ediyorum. Biz burada bütün takdirleri gençlere sunuyoruz. Kendimizle övüneceksek onların böyle başarılı bir temsilcisini PM’ye rekor bir oyla seçen delegelerimizle övünmemiz lazım.