MEHMET BARAN KILIÇ

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve beraberindeki heyet, Gençlik Örgütleri Forumu'nun düzenlediği "Gençlik Çalışmaları Forumu" adlı etkinliğe katıldı.

Özel, burada 19 Mart'ta yaşanan süreçle ilgili konuşma yaptı.

Özel'in konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:

*(Erdoğan) Anketleri görüp CHP'nin bugün seçim olsa yerel seçimlerde yüzde 48 olduğunu, memnuniyet anketlerinin yüzde 58 olduğunu, hiçbir belediyeyi kaybetmeyip yenilerini kazanacağını, çünkü meselenin büyük bir ekonomik kriz ve bu ekonomik krizin içinde sosyal belediyecilik uygulamalarının insanları çok başka bir yerden yakaladığını gördüğü gün bu iş elden gidiyor dedi. Biz mesela İstanbul'da seçildiğimizin 12 puan ilerisindeydik. Ekrem İmamoğlu da Erdoğan'a karşı açık farkla kazanıyordu. Alt kırılımlara bakınca kadınlar, gençler, yoksullar... Bu CHP için ezber bozan bir iştir. Tam tersidir yani. İki sene öncesine kadar CHP hep yüksek eğitimlilerden oy alır, gelir durumu iyi olanlardan en yüksek oyu alır denirdi.

En memnun olunan hizmet anne kart

*En memnun olunan hizmet diye baktığınızda anne kart uygulaması beş yaşına kadar çocuğu olan kadına kart veriyor. Ücretsiz ulaşım. Ben ilk duyduğumda iyi hizmet dedim de ne alaka filan demiştim. Birinci çıkınca ve birinci çıkana kadar da bilmiyormuşum anne kartın ne işe yaradığını.

*Anne kartı ne işe yarar? Ulaşımda çocuğu beş yaşına kadar olan bir anneye verilmesi. Mesela kreşlerden daha çok beğenilen bir hizmet. Koca bir şehirde yoksul, yoksul annelerin, bebeğini ücretsiz olarak ablasına, annesine, birisine götürüp emanet edip kadının gündelik işe gitmesine yararmış anne kart. Bu kadar ciddi ve derin yoksulluğun olduğu bir yerden bahsediyoruz. Okula ücretsiz ulaşım kartı işte. 4 günde bir bir evde toplanan 4 fakir kadının bu kadını buluşturan bir kart. Yani böyle bir acayip manası var.

'Ekrem İmamoğlu'nu niye tutukladı? Çünkü beni yenecekti diyemiyor'

*Bunları biz gördüğümüz gibi Tayyip Bey de gördü ve düğmeye bastı. Bastıktan sonra şu oldu. Türkiye'ye ve dünyaya bir mesaj vermesi lazım. Yaptığı işi meşru göstermek için. Çünkü Ekrem İmamoğlu'nu niye tutukladı? Çünkü beni yenecekti diyemiyor. Çünkü beni yenmişti diyemiyor. Ondan korkuyorum diyemiyor. Çok güya dahice hazırlanmış bir planı var. Yurt içine terör soruşturması. 

Rıza Akpolat: Bu zulmü bitireceğiz ve birbirimize kavuşacağız Rıza Akpolat: Bu zulmü bitireceğiz ve birbirimize kavuşacağız

*Maksat muhalefeti bölmek. Çünkü böyle bir işi yaptığınızda korkacağın bir tek şey var. Bunu yapan dışında herkes birleşirse çuvallarsın. Karşı tarafı bölmek lazım, bölersin. İYİ Partilileri, Zafer Partilileri, MHP'nin Ekrem İmamoğlu'na sıcak bakanları bölmek için teröre destek verdi dersin. Bu dersin içeriği olur.

*İkinci kısım daha çok Avrupa'ya mesaj. Çünkü Türkiye'de öyle millet yolsuzlukla irrite olsa Tayyip Erdoğan'ın kendinden irrite olur. Onu kanıksamış millet. Çalıyor ama çalışıyor falan diye slogan üretti zamanında kendine adam. Yani gri alanda bunu çalıştırdılar. Acayip yolsuzluk meselesi vardı. Kampanyacıları da çok daha iyi adamlardı bunların. Oturmuşlar gri alan dedikleri bir şey var. Tam o dark side denen yer de değil. Birileri çıktı laf üretti. Çalıyor ama çalışıyor. Avrupa'yı Avrupa yapan, içlerine Greko kriterleri, yolsuzluk olmasın, siyasetin finansmanı falan. Şeffaflık. Hesap verebilir yönetim. Bunları Avrupa'nın ve dünyanın desteğini kesmek için de bir yolsuzluk uydurdular. Paldır küldür bu iş başladı.

* Biz geleceğini biliyorduk. Yani şundan dolayı biliyorduk. Onu hatırlatayım. Akın Gürlek siyasi bir kişilik. Bu rejimin inşasından sonra bakan yardımcılığı diye bir pozisyon ihdas ettiler. Nedir bakan yardımcısı deyince (Erdoğan) dedi ki eskiden bakanlar siyasiydi. Öyle ya meclise milletvekili seçiliyor, seçimle geliyor siyasiydi. Eskinin. Mesela Bülent Arınç'ı düşünün. Eski bakanlar siyasiydi, müsteşarları gitti. Şimdi bakanlar teknik, yardımcıları siyasi olacak. Bakın bakan yardımcılarını hep eski milletvekilleri falan. AK Parti'nin böyle örgütün cıvatasından gelen adamlar.

'Seyyar giyotin dediğimde 80 bin lira veriyorum'

*Akın Gürlek İstanbul'da yaptığı hukuk katliamlarından sonra ben ona seyyar giyotin demiştim. 80 bin lira veriyorum. Her söylediğimde dava açtı, kazandı. Şimdi örnek seyyar giyotin dediğimde 80 bin lira alıyor. Mahkeme mahkeme gezdirilip istediği bütün kararları Tayyip Erdoğan'ın çıkardığı için hukukçu olanlar bilir. Beni affetsinler. Yanlış anlatırsam dünyada da böyledir, Türkiye'de de öyledir. Bir hakim ne kadar başarılıysa o kadar az dolaşır. Orada demlenir, başarılı olur. Bir yere gidecekse de terfien gider. Daha iyi bir göreve, daha önemli bir göreve terfi eden bir hakim. Hatta anayasalarda coğrafi teminat diye bir şey var hakimler için. Sen hakimi alıp da bir yere yollayamazsın. Coğrafi teminatı var. Kararını beğenmedim. Tayin ettim seni yapamazsın.

*Normalde Akın Gürlek 8 mahkeme değiştirdi. İstanbul'da aynı binada. Selahattin Demirtaş'ın içeri atılacak bilmem kaçıncı ağır cezada. Grup Yorum davası, görülecek bilmem kaçıncı ağır cezada, Canan Kaftancıoğlu Siyaset yasağı gelecek. Önce Akın gidiyor, dava sonra oraya düşüyor. Ya da bir dava bir yere gidiyor. Görülmeden hakimi değiştiriliyor. 8 tane Selçuk Kozağaçlı da öyle. Can Atalay'ın Anayasa Mahkemesi kararını uygulamayan da o. Sonra ödüllendirilmiş bakan yanlısı olmuştu. Sonra dediler ki Sana ihtiyacım var Akın dedi. Bakan yardımcısı olan birini İstanbul Başsavcısı olarak yolladı. Yine hukukçular bilir, biz bilmeyiz ama altını çizeyim. Normalde bir hakim, bir savcı bizim yasalarımıza göre siyasete girerse, yani örneğin Cumhuriyet Halk Partisi'nden aday adayı oldu. Ne oldu? Onun CHP'li olduğu belli oldu. Bir daha görevine dönemez. Bu hakimler ve savcılar için böyle bir yasak var. Bakan yardımcısı dünyanın en siyasi görevi. Ama anayasa yazılırken bu bakan yardımcısı olmadığı için hakim, savcı aday adayı olursa dönemez diyor. Bakan olursa dönemez demiyor diye alıp onu en siyasi konumdan en kritik hukuki hale getirdi.

'Teker teker bir suç bulmak için her şeyi soruyorlar'

*Ondan sonra da bunlar oluyor. Ekrem Başkanın 15 yıl önceki komşularından başlayarak teker teker bir suç bulmak için her şeyi soruyorlar. Sen daire almışsın, kaç paraya aldın? Şu paraya açıktan para verdin mi? Türkiye'de bir dönem açıktan para vermeden daire alamıyorsunuz arkadaşlar. Halen daha da yüzde sekseni öyledir. Çünkü müteahhit, daha doğrusu bütün bir mahalle düşük emlak vergide adaletsizlik olduğu için düşük emlak vergisi vermek için satışı düşük gösteriyor. Bir başka müteahhit normal değerinden daire satmak istediğinde bütün mahalle, bütün müteahhitler isyan ediyor. Rayici arttırırsın hepimizi yakarsın hepimize ceza gelir diye. Bir gerçek fiyat var, bir de kağıt üstünde bir fiyatı var. Ekrem Başkan siyasete girdiği günden beri hiç böyle bir işlem yapmamış. Ama mutlaka yapmıştır diye 130 kişiye bunu sordular.

MASAK raporu ve kapora ayrıntısı

*Her köşesini didik didik ettiler ve en sonunda alıp götürdüler. 4 gün bekledik sorguyu. Sorulan sorulardan cevap veremediği hiçbir şey yok. Mesela MASAK raporu var. Aralık, ocak, şubat... Herkes MASAK raporunu konuştu. MASAK raporuna göre şu varmış, bu varmış. Ne paralar ne paralar...

*MASAK raporunun savcılıktan talep edildiği tarih 3 Mart. MASAK, bir uzman yardımcısının rapor yazmaya ikna edildiği gün. 10 Mart. Raporun imzalandığı gün. 17 Mart. MASAK raporu 10 17 Mart arası hazırlanmış Aralık'tan beri. Büyük para hareketlerinde MASAK raporunu konuşuyorlar. MASAK raporunda bir büyük para hareketi var onu söyleyeyim. Bir arsa alınmış. Pahalı bir arsa. O günün parasıyla 100 lira, Ekrem Başkan 2 lira ödemiş. Diyorlar ki bunu rüşvet vermişler sende 2 lira vermişsin. Ekrem başkan avukatına dönüyor diyor ki kapora ya bu diyor. Kapora verdim ben bunu diyor. 2 lira kapora vermiş, 98 lira VakıfBank'tan kredi kullanmış. O yüzden MASAK raporuna göre Ekrem başkanın hesabından oraya geçen para 2 lira ama VakıfBank 98 lirayı yollamış. Ekrem başkanın şirketi de 8 yıldır taksit taksit krediyi ödemiş.

*Masak raporu da böyle bir rapor. Öyle olunca hepsi birden çöktü. Şimdi işte Ladin, Çınar, Meşe... Üç tane ağaç ismi olan gizli tanık ifadesi var. AYM gizli tanık ifadesi somut delille desteklenecek diyor. Gizli tanık diyor ki Ekrem Başkan Beylikdüzü'nde arsa aldı, MASAK raporu destekliyor bunu, öbür taraftan paranın kapora olduğu ortaya çıkınca çöküyor. Bu yüzden artık iş şeye döndü, cezaevindeki arkadaşları hastaneye deyip savcılığa götürüyor bak 10 yıl evladını göremezsin falan şu ifadenin altına imza at deniyor. Ben seni 15 yıl içeri atacağım, itirafçı olursan hemen bırakacağım.

İmza sayısı 12 milyonu geçti

*19 Mart tarihinde İstanbul'a doğru yola çıktığımda şunu biliyordum: Parti ve Türkiye için kırılma noktasındayız, Erdoğan bir daha sandığı getirmez. Her darbenin bir sembolü var. Buranın ki Saraçhane... İBB'ye kayyım, CHP'ye kayyım, İstanbul barosuna kayyıma atanacak... Büyük mücadele verirsek bu işi kurtarabileceğimizi biliyorduk. Tarihi yarımadaya ilk gece 110 bin, ikinci gece 155 bin, üçüncü gece 250 bin, pazar 1 milyon 200 bin kişinin gelmesiyle orası kayyım atanabilecek yer olmadığı, atanırsa yer yerinden oynayacağı bir yer oldu.

*Sonrasında her hafta sonu bir şehirde mitingler yapıyoruz. İmza kampanyası yapıyoruz. Orada dün itibarıyla 12 milyonu geçtik. Türkiye seçmen sayısının yarısından bir fazlasını almak istiyoruz.

*Önümüzdeki seçime kadar Ekrem başkan ve arkadaşlarımızın özgürlüğüne kavuşması kısa vadede kazanımdır. Ama orta vadede yapılacak iş erken seçim sandığını getirtmek ya da getirmedikleri güne kadar talep edip onları seçimden kaçan bir pozisyonda durup ilk seçimde onları yenmek. Bunu yaparsak Türkiye bir referandumla demokrasiye döner. Otokrasiyi savunanlar bir tarafta olacak demokrasiyi savunanlar bir tarafta olacak.