Salı, Nisan 16, 2024

Özgür İrade ve Determinizm Üzerine

Evrenin deterministik prensiplere göre işleyip işlemediği başlı başına ilginç bir soru iken, özgür irade nosyonu bu soruyu çok daha ilginç kılıyor. Pek çok nörobilimci ve filozof özgür irade problemini çözümlemek istiyor. Determinizmin ve özgür iradenin oluşturduğu paradoksun incelendiği en iyi eserlerden biri Four Views on Free Will. Four Views on Free Will’de dört olasılık ele alınıyor.

***

Birinci görüş, evrenin deterministik prensiplere göre işleyip özgür iradenin olmadığı yönünde. Bu görüşe “katı determinizm” diyebiliriz. Bu görüşe göre kuantum fiziğindeki belirsizlik ilkesi aslında ontolojik bir belirsizliğin kanıtı değil. Daha çok insanlar olarak bizim, gözlemcilik yetimizin sınırlı olmasından kaynaklanan bir belirsizlik söz konusu.

Bu görüşün savunucuları Libet’in deneyine sık sık atıf yapar. Peki Libet deneyi nedir?

Libet bir grup insandan kendi hür iradeleri ile parmaklarını kaldırmalarını talep ediyor. Önlerine oldukça hızlı hareket eden bir saat yerleştirip insanlardan ne zaman parmaklarını kaldırmak isterlerse, isteğin geldiği zamanı bildirmelerini rica ediyor. Bir yandan bu insanların beyin aktivitelerini elektroensefalografi ile inceliyor.  Libet, parmağı kaldırmakla bağlantılı olan beyin aktivitesinin insanların bilinçli olarak isteği duymalarından daha önce başladığını fark ediyor.

Bu deney, bilinç ve özgür iradenin aynı kavram olmadığı şeklinde yorumlanabilir. Hollandalı aydınlanma filozofu Baruch Spinoza’nın da özgür iradenin bir yanılsama olduğu fikrini uyandıran bir takım yazıları vardır. Spinoza bunu, düşen bir taşın bilinçli olduğu takdirde kendi isteğiyle düştüğünü zannedeceği şeklinde ifade eder.

***

Four Views on Free Will’de ele alınan ikinci görüş ise katı indeterminizmdir. Bu görüşte, kuantum mekaniğindeki belirsizlik ontolojiktir, evrenin karakteristik bir özelliğidir. Bu belirsizlik özgür iradeye de alan tanımaz. Derk Pereboom bu görüşü düşünce deneyleri ile savunmuştur.

Üçüncü görüş, bağdaşırcılıktır. (compatibilism)  Aslında bu görüş çoğu insanın farkında olmadan benimsediği bir perspektiftir. Çoğu kişi evrenin neden-sonuç ilişkileri ile işlediğini kabul ederken, özgür iradeye de inanır. Yani bağdaşırcılık evreni deterministik kabul ederken iradeyi bundan ayrı tutmaktır.

Fakat bağdaşırcılık da kendi içinde çeşitli gruplara ayrılır. İnsan beyni de materyal bir yapı olduğundan bazı bağdaşırcılar iradenin tamamen özgür olmayıp belirli bir oranda dışsal faktörlere bağımlı olduğunu savunurlar. Bu yüzden yarı-bağdaşırcılık (semi-compatibilism) kavramını ortaya atmıştır. Bu kavramı Locke’un Frankfurt örneği ile açıklamıştır.

Locke’un Frankfurt örneği bir adam bir odada uyanır ve odadan ayrılmak aklına gelse bile ayrılmamayı tercih eder. Adamın haberi yoktur ki oda zaten kilitlidir. Ancak Locke’a göre bu adam odada hür iradesi ile kalmıştır.

Ünlü nörobilimci Sam Harris de bu görüşe yakındır.

***

Konuya dair getirilen dördüncü yorumlama olan liberteryenizm ise bağdaşırcı değildir. Bu yorumlamayı doğru bulanlar da özgür irade ve determinizmin çatıştığını düşünürler. Evren bu yorumlamada deterministik değil iken özgür irade mümkündür. Ancak iradenin deterministik olmayan bir evren ile ilişkisinin nasıl kurulduğu düşünürden düşünüre göre değişir.

Bu çizgide olan Nozick kendi görüşlerini Philosophical Explanations’ta belirtir. Descartes’ın duruşu ise doğrudan düalizmde temellenir.

Bu konu önümüzdeki yüzyılda gelişen teknoloji ile beraber nörobilimciler tarafından incelenmeye devam edecektir. Felsefi olarak özgür irade problemi hukuk sisteminden dini inançlara kadar hayatın çok geniş bir alanına etki eder.

Özgür irade ve determinizm paradoksuyla ilgilenen herkesin David Eagleman’in Incognito: Beynin Gizli Hayatı adlı eserine de göz atması da faydalı olacaktır.

 

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI