Özgür Hüseyin Akış yazdı | Türkiye’de işçi sınıfı birlikte ölüyor

Cumhuriyet tarihinin en kaotik dönemini yaşadığımızı görmeyecek kadar kör değiliz, ancak bu dönemi iliklerimize kadar hissedip AKP iktidarı öncesine methiyeler dizecek kadar akıl yoksunu da değiliz. Siyasetimizi de aynı bakış açısıyla kapsayıcı, omurgasız, ilkesiz yaparsak, karşı tarafın gücünü abartmış oluruz.

Bu kaotik ortamdan çıkış ararken, karşı olduğumuz iktidarın, ekmeğine yağ sürecek söylemler bizi AKP’nin insanlık düşmanı dinsel, mezhepsel, ırkçı söylemleriyle aynı nokta da yer almaya iter. Suriyeli göçmenlere nefret dilini oluşturmak, onlara ayrıcalık tanındığı gibi şişirme haberler üzerinden ırkçılık boyutuna getirmek iktidarın işine gelir. İktidar partisi işçi sınıfının düşmanıdır. Burada herhangi bir ayrımcılık yapmaz.

YALANLAR SİLSİLESİ

  1. Devlet Suriyeliler başta olmak üzere göçmenlere iş imkanı sağlıyor. (Kelin ilacı olsa başına sürer. 2016 yılı işsizlik rakamları, 2016 işsizlik rakamları 3 milyon 647 bin kişi) Resmi rakam olduğunu belirteyim.
  2. Suriyeliler kolay yoldan para kazanmak için çocuklarını sokağa gönderip dilendiriyor. (İstanbul Nişantaşı McDonalds’da bir çocuğun üzerine kaynar su dökülmesiyle tepki çeken olaydan sonra Vali açıklamasında dilenen çocuğun Türk olduğunu söyledi.)

Bugün iktidarın izlemiş olduğu dış politikanın sonucu daha doğru ifadeyle emperyalistlerin Ortadoğu’ya kendi çıkarları doğrultusun da yön vermeye giriştiği son 20 yılın taşeronluğunun ihalesini alma heveslisi iktidarın birlikte başlattıkları savaşın bedelini ödüyoruz. Bu bedelin en ağırını işgale uğrayan ülkelerin halkları yaşıyor. İç savaşın en ağar bedelini Suriye halkı ödedi. Ortadoğu’nun görece istikrarlı, iç savaş denemelerinin yapıldığı ancak somut bir iç savaş yaşamamış olan ülkemiz insanının vatanı için savaşmasını tavsiye ettiği Suriyelilere bu kadarı haksızlık.

BU KADARI İKTİDARA HAKSIZLIK DEĞİL Mİ?

Yaptığı iyiliklerin bir kaçından bahsedelim o zaman, özelleştirilmedik bir işletme bırakmadılar, güvencesiz çalışmayı yasal hale getirip, İşçi sınıfı tarihine tekel direnişi armağan ettiler. Gericiliği toplumun damarlarına işlemek için göstermiş oldukları gayretle de Haziran İsyanı’nı ortaya çıkardılar. Fıtratında varmış, Soma maden ocağında 301 işçimizi öldürdüler. Durmadılar, Ermenek’te 18 işçimizi de yerin altında bıraktılar.

Haksızlık etmediğimize dair birçok şey daha sayarız.  Mesela 2016 yılı işçi cinayetlerinin istatistiklerine bakalım.

Daha fazla uzatmayalım. Birlikte ölenler, birlikte yaşatmanın yolunu bulacaklar.