Perşembe, Mart 28, 2024

Özgür Hüseyin Akış yazdı | Emperyalizm, Türkiye, Suriye ve çocuk mülteci işçiler

Emperyalizm nedir? Kapitalizmin en yüksek aşaması olarak emperyalizm, kapitalist üretim ilişkilerinin bir sonucu olan rekabetin dünya ölçeğinde kapitalistler arasında, devletler arasında, yöneten klikler arasında anlaşmazlıklara ve kavgalara neden olduğu bir dünya sistemidir.

Lenin’in klasik tanımına göre emperyalizmin en önemli ekonomik özellikleri şunlardır:
“1. Üretim ve sermayenin yoğunlaşması, ekonomik yaşamda belirleyici rolü oynayan tekelleri yaratacak kadar yüksek bir gelişme aşamasına ulaşmış olması.
2. Banka sermayesiyle sanayi sermayesinin iç içe geçip kaynaşması ve bu “mali sermaye” temelinde bir mali oligarşinin oluşması.
3. Meta ihracından farklı olarak sermaye ihracının özellikle büyük bir anlam kazanması.
4. Dünyayı kendi aralarında paylaşan uluslararası tekelci kapitalist birliklerin oluşması.
5. Yeryüzü topraklarının kapitalist büyük güçler arasında paylaşılmasının tamamlanması

Emperyalist devletlerin ortaya çıkışı 1800’li yılların ortasından sonra gelişkin kapitalist ülkelerde sermayenin tekelleşmeye başlamıştır. Almanya Fransa İngiltere Japonya ABD Macaristan Avustralya dönemin emperyalist ülkeleri arasındadır.

Emperyalist devletin tanımı ekonomik siyasi ideolojik olarak bir bütünlüğü temsil eder. Sadece iktisadi güç değil bu gücün siyasi ideolojik ağırlığını da beraberinde getirmesi gerekir. Az gelişmiş kapitalist ülkelerin siyasi tercihlerini belirlemek için güçlü ideolojik girdiler yapması gerekir.

Emperyalist paylaşım savaşı nedir? Emperyalist sistem içindeki kriz her zaman savaşla sonuçlanmasa da emperyalist sistemde savaş kaçınılmazdır. Emperyalist devletlerin yaşadıkları kriz dönemlerinde kendi aralarında oluşan anlaşmazlıklar bu anlaşmazlıklar büyük ekonomik krizlerin ardından yaşanmıştır.

Emperyalizmle mücadele ederken bir sistemle mücadele ettiğimizin farkındalığı ve doğru kavrayış kafa karışıklığının önüne geçiyor. Kapitalist sistem ile kendi ülkende mücadele etmiyorsan emperyalizm ile mücadele yürütemezsin. Sovyetler Birliği’nin çözülüşü ile birlikte solun mücadele başlıkları olan kavramların içi değiştirilip boşaltılarak anlamsızlaştırılmaya çalışıldı. Mücadelede önceliklerin sıralaması yapıldı. Ulusların ortakça yaşayabilmesi için aciliyet demokrasi ve özgürlük denildi. Bu aciliyeti olan konular çözülmeden sıra diğerlerine gelmeyeceği propagandası yapıldı. Barış süreci tıkanıp başkanlık sistemi ısrarı bu seferde AKP’den kurtulalım ki diğer mücadele başlıklarına sıra gelsine dönüştü.

AKP karşıtları Barış Pınarı Harekâtı sırasında ABD’nin daha doğrusu başkanı TRUMP’ın Erdoğan’a karşı tutumundan memnun olup Erdoğan’ın aciziyetine sevindiler.” Türkiye’ye demokrasi ve özgürlüğün kim tarafından getirileceği, bizi Erdoğan’dan kimin kurtaracağının bir önemi kalmamış durumda.

Bu operasyonda sermaye sınıfının iktidarın arkasına dizilip desteklemesinin tartışılır bir yanı olmadı. Ya da AKP döneminde geleneksel sermaye gruplarının elde ettikleri kar ve yabancı sermaye ile olan ilişkisi hiç konuşulmadı.

Türkiye sermayesinde son 15 yıldaki dönüşüm

Özelleştirme ile yağma, kamu kaynaklarının özelleşmesiyle geleneksel sermayenin ve yeni sermaye gruplarının oluşması aynı zamanda yabancı sermaye girişler Türkiye sermayesiyle yabancı sermayeyi bütünleştirmiştir.

Emperyalist düzenle entegrasyon (Türkiye nato üyeliği ABD ile olan müttefiklik ve AB üyeliği için uğraşı cumhuriyetin tarihidir. AKP’de bu sürecin devamcısı ve savunucusudur.)

Türkiye sermayesi için ülke kaynakları ve ucuz iş gücünün sınırına gelinmiştir. Emperyalist güç olma hevesindeler sermaye gruplarının son Suriye operasyonunda iktidarın arkasına dizilmelerinin nedeni budur. Sadece Suriye ile sınırlı kalmadan Afrika’ya doğru genişletilmesi isteğindeler. Orta Doğu ülkelerinde bu gücü ve birikimi olan Türkiye sermayesidir.

Türkiye sermayesinin emperyalizmle ilişkisi 

Birinci Dünya Savaşı öncesi Alman emperyalizmi ile ekonomik ilişkileri güçlenmiş, 1930’dan sonra Almanya’nın Türkiye’nin dış ticaretindeki yeri yüzde 40’ı geçmiştir.

Türkiye sermayesi ikinci dünya savaşından sonra emperyalist başat aktör olan ABD ile ilişkilerini güçlendirmiştir.

İkinci Dünya Savaşı sonrası ABD Emperyalizmiyle olan ilişkisi ve NATO’ya girmekteki ısrarı, reel sosyalizmin varlığında sermaye sınıfı tarafını net bir şekilde ortaya koymak için fırsat kollamıştır. ABD’nin Kore’yi işgali bu fırsatı sunmuş, Türkiye bugün ve yarının işbirlikçilikteki kanıtı olarak koreye asker göndermiştir. Bu istekli siyasi duruş, NATO’ya Türkiye’nin girmesini sağlamıştır.

Emperyalist dünya ile kurduğu bağ sermaye giriş çıkışlarını da sağlamış, cumhuriyetin kuruluşundaki devletçilik ilkesi yerini özelleşmelere bırakıp bugün ise serbest piyasa ekonomisinde devletçiliğin adı okunamaz hale getirilmiştir.

Suriye komplosunda emperyalizmin ve Türkiye’nin rolü 

2000’li yılların başında Orta Doğu’ya istediği şekli verme kabiliyeti gösteren başat emperyalist ülke ABD gerek askeri operasyonlarla gerek içerde desteklediği siyasi projelerle Arap baharı gibi başarılı olmuştur. Türkiye sermayesinin emperyalist güç olma hülyaları ve işbirlikçiliği Suriye’deki iç savaşın tetikleyicisi oldu. IŞİD, ÖSO gibi terör yapılanmaları ABD ve Türkiye’nin yarattığı örgütlerdir.

Suriye’deki dengeleri değiştiren ise Rusya’nın çıkarları doğrultusunda sürece dahil olması ve Suriye halkının direnişidir. Yedi yıldır devam eden iç savaşta hala gündelik dengelerin değişmesi emperyalist bloğun kendi aralarında yaşadıkları krizden ve paylaşımdan geri adım atmamasından kaynaklıdır.

Türkiye’nin Suriye’ye düzenlediği son operasyonda YPG’nin kontrolünde olan afrin, kobani bölgesini istila etmek vardır.

Emperyalizm teorisi liberal ve milliyetçi ideolojilere karşı bir belirteç 

Ulusalcılar neden emperyalizme karşı ama kapitalizme karşı değiller? Cumhuriyet fikrini savunuyorlar ancak cumhuriyetin sınıfsal yönüyle bir sıkıntıları yok. Aslında kuruluş ilkesiyle aynı noktadalar. Cumhuriyetin sermaye sınıfı tarafından yıkıldığını kabul etmiyorlar. Milliyetçilik fikriyle aralarında çok bir fark yoktur.

Liberaller neden Kürt siyaseti söz konusu olunca emperyalizmi unuturlar? Liberaller Sovyetler birliği çözüldükten sonra emperyalizmin demokrasi ve entegrasyon yalanını yaymak için gönüllü olarak yıllarca hizmet ettiler. Kürt siyasi hareketinin içinde barındırdığı liberal unsurlar ve düşünce iki tarafıda emperyalizmle karşı karşıya getirecek durumda olmadı. Liberallerde, Kürt siyasi hareketide özgürlük ve demokrasiyi emperyalist projelerde aradılar. Yıllarca Türkiye’nin AB girmesinin önemini anlattılar. Türkiye’deki insan hakları ihlallerinde ilk başvurulan merci Avrupa İnsan Hakları mahkemesi oldu.

Milliyetçilerde her zaman emperyalist ülkelerin çıkarına birlikte yaşayan ulusların parçalanması ve emperyalizmin hizmetine girmeleri için gerektiğinde militarist güç olmuşlardır. Derin devlet içerisinde anti komünist rollerini dünyanın her yerinde yerine getirmişlerdir.

Milliyetçilik ve Yurtseverlik arasında ne fark vardır? 

Milliyetçilik bir ulusu bir ırkı başka ulustan ve başka ırktan üstün görür ve içerisinde karşı tarafa saldırıyı hep hazırda tutar. Sermaye sınıfı için ideolojik olarak işçi sınıfına ve komünistlere karşı kullanmak için hep hazır tutulur.

Yurtseverlik ise ürettiğin yaşadığın ve terk edemeyeceğin saldırılara karşı savunacağın yerdir. İçinde saldırı barındırmaz. İstila barındırmaz.

Çocuk Mülteci İşçiler

Göç idaresi başkanlığına göre Türkiye’de 3 milyon 635 bin 841 Suriyeli mülteci 365 binden fazlada diğer uluslardan mülteci vardır. Suriyeli mültecilerin 2,5 milyona yakını 15 ile 64 yaş aralığındadır. Çalışma yaşamında aktif olan bu yaş aralığı Türkiye’nin değişik bölgelerinde tarım tekstil sektörü başta olmak üzere çalışıyorlar. Özellikle çocuk işçilerin Ankara’da yaşadığı problemler bütünün fotoğrafı olacak.

Ankara İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi,” Mülteci/Göçmen İşçilerin Sağlığı ve Güvenliği Çalışması Ön Gözlem Raporu’nu açıkladı. Bu rapor haziran ayında açıklandı. Bir kaçına bakalım.

*Ankara’da mülteci/göçmen işgücünün en yoğun biçimde istihdam edildiği ilk alan Siteler, bundan sonrakiyse Ostim Organize Sanayi bölgesidir.

*Suriyeli işçilerin en yaygın biçimde yaptıkları işler; mobilya imalatı, makine imalathanelerindeki vasıfsız işler, mülteci/göçmen mahallelerinde esnaflık ve sokak satıcılığı. Özellikle çocuk emeği bakımından atık kağıt vb. toplayıcılığı da en yaygın işler arasında. Afganistanlı ve Iraklı işçilerin en yoğun olarak çalıştıkları alanlar ise inşaatlar. Görüştüğümüz mülteci/göçmen işçilerin çoğunluğu ülkelerinde çiftçi ve zanaatkar. Mülteci/göçmen işçiler, Türkiye emek piyasasında daha önce yaparak dahil oluyorlar.

*Mülteci/göçmen işçiler genel olarak haftalık usulü ve sigortasız çalışıyor. Mülteci/göçmen işçilerin aldıkları ücretler yaşları, tecrübeleri ve ustalıklarına göre haftalık 200 TL’den başlıyor, küçük bir azınlığın ücretleri 600 TL’ye kadar uzanabiliyor. Çocuk işçilerdeyse ücretler, atık toplama gibi işlerde günlük 20 TL, mobilya atölyelerinde ise haftalık 200-250 TL arası değişiyor.

*Mülteci/göçmen ailelerin çoğunluğu gecekondu veya gecekondudan bozma apartman diyebileceğimiz konutlarda kalıyor. Özellikle çalıştıkları işlerden aldıkları ücretler göz önünde bulundurulduğunda, Suriyeli bir ailenin yaşamında kira giderinin önemsiz bir maliyet kalemi olduğu söylenemez. Ulubey ve Önder mahallelerindeki kiralar giderek yükselmekte.

Türkiye’deki çocuk işçiliğin nedenleriyle benzeşiyor. Ailelerin yoksulluğu bütün hane halkının ev ekonomisine destek olmasının şart olması, çocuk işçiliğinin birinci nedeni durumunda.

Bu durum patronlar için ucuz kayıt dışı iş gücü anlamına geliyor. Çocuk işçilerin sokakta ve atölyede karşılaştıkları olumsuzlar kayda değer görülmüyor.

Mültecilerin patronlar tarafından uğradığı ücret ve çalışma saatlerindeki ayrımcılığa bir ekte Türkiyeli çalışma arkadaşları tarafından uğradıkları hakaretlerde ekleniyor. Çocuk işçilerde bu duruma maruz kalıyor.

Türkiye’de mültecilerin büyük bir kısmı orta doğu ülkelerinden oluşuyor. Emperyalist ülkelerin işgaline uğrayan bu ülkelerin insanları yurtlarından edildi. Bugün Suriye’de yaşanan iç savaşın birincil sorumlusu AKP iktidarıdır. Bu sorumlular devre dışı kalıp mültecileri ve çocukları düşman görmek sorumluları aklamak anlamına gelir.

PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,450TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,284AboneAbone Ol

EDİTÖR ÖNERİSİ

HAFTANIN ÇEVİRİSİ

SON HABERLER