Kamuculuğu yaşamın her alanından çıkartıp, bu duruma övgüler düzülen yılların ardından geriye kalan, eğitiminde özel sektörün çıkarlarına göre dizayn edilmesi oldu. Bu sektörde biriken emekçi toplamın geleceği patronun iki dudağı arasına bırakıldı. Maaşların düzensiz yatırılması, uzun çalışma saatleri ve mesailerin ödenmemesi diğer birçok sektöre benzer sorunları eğitim emekçileri de yaşamaya başladı.
Hizmet sektöründe çalışanlar, patronlar tarafından üretimin bir parçası olarak gösterilmeyip onlara başka sıfatlar yakıştırıp üretimden gelen güçlerini unutturuyor. Evet, özel eğitim kurumları demir fabrikaları değil, iş bırakılırsa yarına yetişecek ürünün çıkmama gibi bir durum söz konusu olmuyor, ancak öğretmenler maaş karşılığında eğitim ve öğretim üretiyor. Bu okulların patronları da bu üretilen hizmeti velilere satıp sınıflara öğrenci topluyor. Öğretmenler ve okulun diğer emekçileri çalışmazsa o okulda eğitim ve öğretim üretilemez ve sunulamaz. Bu durum patronun istediğini yerine getirmek değil, en doğal hak olan maaşların yatırılması için bir mücadele aracı olur.
Üç aydır maaşını alamayan doğa koleji emekçileri dün itibariyle yasal hakları olan iş bırakma eylemine başladılar. Öncesinde birçok eylem gerçekleştiren emekçiler patronların ensesindeyiz ağıyla birlikte, Türkiye’nin her yerinde örgütlenip komiteler kurup mücadelelerini sürdürüyorlar. Veliler ve öğrencilerde bu durum karşısında eğitim emekçilerinin yanında yerlerini alıyorlar.
Diğer özel eğitim kurumlarında da durum çok farklı değil. Patronların ensesindeyiz ağı ise birçok farklı sektörde işçilerin bir araya gelip haklarını aramaları için bir olanak oluşturmuş durumda, özgür boza eğitim kurumu emekçileri de maaşları için mücadelelerini sürdürüyor. Bu örgütlü mücadele patronları rahatsız ediyor. Ne olursa olsun işçilerin örgütlenmesini istemiyorlar.
Patronlar krizi bahane ederek emekçilerin maaşlarını bile ödemiyor. Bugün her sektörde işçilerin en yakıcı mücadele başlığı maaşlarını alabilmek için örgütlü eylemlilik geliştirmek.
Sol için, İç siyasette odaklanılacak yer tamda burası, hem patronun karına zeval gelmesin, hem de işçilerin hakları verilsin söylemleri boştur. Yapılması gerekeni doğa koleji emekçileri gösteriyor. Gidilesi ve sonuç alınacak yer burasıdır.
