Cumartesi, Nisan 20, 2024

Özgür Hüseyin Akış yazdı | Çocuk işçiliği istismara dahil mi?

Çocuk işçi tanımı 6 yaş ile 17 yaş arasındaki çalışan çocukları tanımlar. Çocuk işçilikte en büyük faktör ailenin ekonomik yaşamına katkı sunmak zorunluluğudur. Bu zorunluluk çocuğun zihinsel, fiziksel, ahlaki gelişimini olumsuz etkileyecek çalışma koşullarının düşünülmesini dışarda bırakır. Ucuz iş gücü olma potansiyeli birinci sıraya yerleşir. Eğitiminin aksatılmasının yaratacağı olumsuzluklar, ağır iş koşulları, pornografik filmlerde oynatılması gibi durumlar ortaya çıkarken, çocuk işçiliği ekonomik gelişkinliğe sahip ülkelerde azalır, ekonomik gelişkinliği düşük ülkelerde fazlalaşır. Çocuk işçilik her koşulda devam eder.

Çocuk işçi sayımı yapıp, Avrupa ülkelerindeki azlığına öykünecek değiliz. Bir tek çocuğun dahil eğitim hayatından koparılıp çalışma zorunluluğunun olması utanç verici bir durum. Çocuk işçiliğinin kendisi normalleştiriliyor.

Sermaye sınıfı için karlı ve normal, ucuz, kayıt dışı ve uzun süreli çalıştıracağı bir toplamı temsil ediyor. Anormalliğin normalleştiği bir süreçte, sivil toplumcu insani tepkiler çocuk işçilik sorununu gündeme getirirken, kalıcı çözüm doğal olarak sağlanamıyor.

Bütün Dünya’da Kübayı dışarda bırakarak söyleyecek olursak, aslolan karın kendisidir. Nasıl ne şekilde olduğunun bir önemi yoktur.

Türkiye’de de durum bunun dışında değildir. Bugün TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranlarıyla işçi sınıfının gerçek yaşamındaki enflasyon oranı arasındaki makas açılmaya devam ediyor. Son yapılan zamlar Ankara’da ulaşıma yapılan zam, kış gelmeden doğalgaza yapılan zam geçim sıkıntısını daha da artırırken, bu zamların neden yapılması gerektiğinin açıklaması zamlar karşısın da azalan alım gücünü çokta ilgilendirmiyor.

Bu ekonomik koşullar da bütün aile bireylerinin yaşına bakılmaksızın iş gücünü satmaktan başka çaresi bulunmuyor.

Bu çaresizlik cemaatlere ve vakıfların sayılarının artmasına neden oldu. Yoksulluğun nedenini sorgulamayacak bir toplum yaratmakta üzerlerine düşen görevi yerine getirirken yaptıkları yolsuzluklar ve çocuk istismarcılığı her defasında halının altına süpürülmüş pislikler olarak kaldı.

Cemaatler ve vakıflar sadece AKP iktidarı döneminde değil, 12 Eylül’den sonraki bütün iktidarlar tarafından sivil toplum örgütleri olarak kutsanmış, laikliğe halkın değerleriyle uzlaşmazlık barındırdığı gerekçesiyle darbeler indirilmiş son darbeyide AKP vurarak cemaatlerin ve vakıfların önünü sonuna kadar açmıştır.

Çocuk işçiliği ile mücadele, yoksullukla mücadeleyi de, yoksulluğu normalmişcesine örgütleyen cemaat ve vakıflara karşı mücadeleyi de birlikte vermeyi zorunlu kılıyor.

PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,450TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,284AboneAbone Ol

EDİTÖR ÖNERİSİ

HAFTANIN ÇEVİRİSİ

SON HABERLER