CHP'li Esenyurt Belediyesi'ne atanan kayyımın yankıları sürerken İçişleri Bakanlığı'nın, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) yönetimindeki Mardin Büyükşehir Belediyesi ve Batman Belediyesi ve Halfeti Belediyesine kayyım atanması Türkiye gündemine oturdu.

Dervişoğlu'ndan MHP'ye: Milliyetçiliğimin zekatını versem 7 sülalenize 40 sene yeter Dervişoğlu'ndan MHP'ye: Milliyetçiliğimin zekatını versem 7 sülalenize 40 sene yeter

Muhalefet, 5 gün içerisinde CHP'li Esenyurt Belediyesi'ne ve DEM Partili 3 belediyeye kayyım atanmasına tepki gösterirken halk, İstanbul Esenyurt'ta ve doğu illerinde kayyıma karşı sokağa çıktı ve kolluk güçlerinin sert müdahalesiyle karşılaştı.

Siyasette, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Öcalan’a, örgütü lağvetmesi koşuluyla, "Umut hakkı için başvurması ve TBMM’de DEM Parti Grup Toplantısı'nda konuşması" için çağrı yapması ve beraberinde kayyımlara yönelik tartışmalar sürerken kayyım uygulamalarının muhalefet partilerinin elinde bulunan belediyelere dalga dalga yayılacağı konuşuluyor.

Özel'den 'Ankara'ya kayyım atanacak' açıklaması: MİT'e talimat verildi

Son olarak "Kayyım atamaları devam edecek" iddiaları ile ilgili konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne kayyım atanacağı iddialarına yönelik konuştu.

Özel, Milli İstihbarat Teşkilatı'na (MİT) talimat verildiğine ilişkin duyumlar aldığını söyledi.

MİT Başkanı İbrahim Kalın'a, "MİT'in içerisine Saray'dan birilerinin 'Bir şeyleri araştırın Ankara Büyükşehir Belediyesi'ni de bu işlere karıştırın' diye bir yaklaşım olduğunu duymuş durumdayım. Bu konu hakkında Sayın MİT Başkanı'nın duyarlılık gösterip beni partimi ve tüm siyasi partileri bilgilendirmesini bekliyorum" diye seslendi.

Tuncer Bakırhan'a soruşturma hakkında açıklama

Özel, ''İçişleri Bakanlığı tarafından DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan hakkında yaptığı konuşma nedeniyle bir soruşturma başlatıldı. Bununla ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?'' sorusuna, şöyle yanıt verdi:

*Dün de ifade etmiştim. Ben Sayın Bakırhan’ın ifade ettiği görüşlere katılmıyorum. En sert şekilde de bu görüşlere karşı çıkıyorum ama söz söyledi, sözün cevabının sözle verilmesi gerekir. Bir siyasi partinin genel başkanına kullanmış olduğu ifadelerden dolayı soruşturma başlatalım, onu yollayalım sonra dokunulmazlık tartışması başlatalım falan ülkeyi bu tip yönetme pratiğinin Türkiye’yi ne hale getirdiği ortada.

*O tartışılan cümlelerin herhangi bir yeriyle bir mutabakatım olmadığı gibi en sert şekilde karşı çıkıyorum. O gün ben otobüsün üstüne çıktığımda bu ifadelerden haberdar değildim. Benden önce konuşmuş. Haberdar olsam da orası Ahmet Türk ile dayanışma yeri. Ömer Çelik’in, Devlet Bahçeli’nin, Recep Tayyip Erdoğan’ın o söze söyleyecek sözleri yok. Güçleri yargıyla mı susturma yoluyla mı oluyor? Ben bu işe temelden itiraz ediyorum.

'Ankara Büyükşehir Belediyesi hakkında MİT'e talimat gitmiş'

Özel, ''Esenyurt Belediyesi ile başlayan kayyum atamalarının diğer belediyelere de yayılacağı iddiaları var. Hatta Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik bazı iddialar var sosyal medyada. Neler söylemek istersiniz?'' sorusuna şöyle yanıt verdi:

*Soruşturmanın başladığı gün kayyum atamak, mahkemeyi de halkı da tanımamaktır. Son derece yanlış bir iştir. Şimdi ben de takip ediyorum. Hatta Melih Gökçek’in troll orduların, birtakım operasyon adamları ve hesapları şimdi de Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımızı, geçtiğimiz hafta da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız üzerine yoğunlaşan bir ateş vardı.

'Bizim niye bilmemiz gerekmiyor'

*Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız hakkında geçmişte olmuş bir soruşturmaya gerek bile duyulmamış hususları, birtakım soruşturmalar yürütülüyor falan ama bir yandan da MİT’e verilmiş bir talimat... ‘Eşeleyin, deşeleyin aman bir şeyler bulun. Bir türlü ilişkilendirmeler yapalım’ falan. Hiç bunlara kalkışmasınlar. Gözümüz üzerlerinde. Bu arada MİT başkanına bir yazı yazmıştım. AK Parti Genel Merkezi’nde bir sunum yapmıştı. ‘Ne sundunuz? Onların bilmesi gerekip de bizim bilmediğimiz ne var? Bizim niye bilmemiz gerekmiyor.

*Eğer AK Parti’nin bu FETÖ meselesinde kendi bilmesi gereken zaafları varsa, onu söyleyin, yok güvenlikle, istihbaratla ilgili bir bilgi, ülkenin en çok alan ikinci partisiyle paylaşılıyorsa, birinci partisinden niye esirgiyorsunuz?’ demiştim. Sayın MİT Başkanı 29 Ekim törenlerinde bana nezaketle yazıyı aldığını, hızla dönüş yapacağını söylemişti. O geri dönüşü bekliyoruz.

MİT Başkanına seslendi

*Bugün de Sayın MİT Başkanı'na seslenmek isterim. MİT’in hiyerarşisi içerisinde böyle bir şey olacağına ihtimal vermiyorum ama MİT’in içerisine Saray’dan birilerinin ‘aman efendim bir şeyleri araştırın, Ankara Büyükşehir Belediyesi’ni de bu işlere karıştırın’ diye bir yaklaşım olduğunu duymuş durumdayım. Bu konu hakkında kısa sürede MİT Başkanı'nın duyarlılık gösterip, beni, partimi ve bilmesi gereken tüm siyasi partileri ki milletin görevlendirdiği partiler arasında ayrım yapmak doğru değildir. Bilgilendirmesini bekliyorum.’’

'Dilruba'nın sözlerinin altına imza atmadım'

Özgür Özel ayrıca ''Dilruba Kayserilioğlu hakkında söylemleriniz oldu. Protokolde bulunmasını yanlış bulduğunuzu söylediniz. Gelişini de sürpriz olarak nitelendirdiniz. Bununla ilgili Kayserilioğlu’ndan yalanlama geldi. Bununla ilgili değerlendirmeleriniz neler?'' sorusunu ise şu sözlerle yanıtladı:

*Yalanlamıyor ki doğruluyor aslında. Ben 'Dilruba geldi' demedim. Bizim İzmir’de o organizasyonu yapan arkadaşlarımız, il ve ilçe yönetimimiz Dilruba’yı ziyaret ettiğimiz gün çıkınca bana güya iyi bir şey yapacaklarını düşünerek yanımdaki koltuğa Dilruba’yı getirdiler. Bu görüntü doğru değildi. Belki Dilruba’nın bir düzeltmesinden sonra olsa sorun olmazdı dedim. İçeride de Dilruba’ya tutukluluğuna itiraz ediyoruz, çok yakında serbest kalacaksın, ne dediğini belki tam anlatamadın, üzülenler oldu, onların kalbi kırıldıysa bu konuda ifadelerin de iyi olur demiştim.

*Ama Dilruba dünkü programın ne kadarını, neyini duydu, izleyip de yalanladığı kısım beni doğruluyor. Ben zaten Dilruba kendi geldi demedim. Ben Dilruba’nın söz söyleme özgürlüğünü sahiplendim. Hapiste tutulmasına itiraz ettim, sözlerinin altına imza atmadım. Protokolde yanında oturunca imza atmışsın gibi oluyor.''

'Süleyman Soylu, siyasi bukalemundur, renk değiştirmesine kim niye şaşırsın'

Özel kendisine yöneltilen ''Süleyman Soylu daha önce İçişleri Bakanı olduğu dönemde CHP’ye yönelik 'CHP'ye oy verirseniz Apo’yu salıverecekler, serbest bırakacaklar' demişti. Hafta sonu yaptığı bir röportajda Sayın Devlet Bahçeli’nin açıklamalarına ilişkin 'Bahçeli’nin ortaya koyduğu son çıkış, Türkiye’nin önüne konulmuş büyük bir fırsattır, samimidir, önümüzdeki yarım asrın ne olacağına yönelik bir anlayışın bütün dünyaya ve Türkiye’ye sorusudur’ dedi. Nasıl değerlendirirsiniz?'' sorusu üzerine şöyle konuştu:

*Süleyman Soylu tam da budur. Süleyman Soylu, siyasi bukalemundur. Süleyman Soylu geçmişte Erdoğan’a neler diyordu. Yanına çağırdı, koşarak gitti. Erdoğan’ı en çok savunan oydu. Geçmişte çözüm süreci konusunda önce olumlamaları vardı, sonra çözüm süreci terk edildikten sonraki en sert ve hak ihlalleriyle dolu, demokrasiyi ayaklar altına alan süreci de en çok savunan, o sürecin cellatlarından biriydi. Seçimlerde de meydan meydan gezip... ‘Ankara’yı Mansur Yavaş kazanırsa su faturalarını DHKP-C militanları dağıtacak’ diyordu.

*İstanbul’u Ekrem İmamoğlu kazanırsa İSPARK’ı PKK’ye verecekler’ diyordu. En son seçimde de 'eğer CHP iktidar olursa, APO’yu salma planları var' diyordu. ‘Bunun sözünü verdiler’ diyordu. Bugün kimin ne söz verdiğini görüyoruz. Sayın Bahçeli’nin ifadelerini bu sefer de Süleyman Soylu söylüyor. Soylu, siyasi bukalemundur. Bunda şaşıracak bir şey yok. Hayvanat bahçesini gezerken atın renk değiştirdiğini görürseniz, şaşırırsınız. Bukalemunun renk değiştirmesine kim niye şaşırsın.