Perşembe, Nisan 25, 2024

Ortak adaylık tartışmaları ve Kılıçdaroğlu

Her yıl liderlerin gündem belirleyen bütçe görüşmelerindeki konuşmalarının bu yılki ayağında Kılıçdaroğlu’nun anamuhalefet adına yaptığı konuşma sırasında AK Parti sıralarından gelen ”aday olsana” sataşmasına Kılıçdaroğlu’nun ”nerden biliyorsunuz aday olmayacağımı” yanıtı sonrası başlayan Kılıçdaroğlu’nun adaylık tartışması zaman zaman kesintiye uğrasa da yapılmaya devam ediliyor.

2014 Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde Ekmelledin İhsanoğlu’nun çatı adaylığı, 2018’de Muharrem İnce’nin CHP adayı olarak ilan edilmesinin öncesi ve sonrasında aday olmaması sebebiyle Tayyip Erdoğan’ın yaptığı karşıma çıksana çağrılarını karşılıksız bırakan bu restlere karşılık vermeyen Kılıçdaroğlu’nun bugün yüksek tonda verdiği bu cevabın elbetteki anlamı büyük lakin bunun tek başına Kılıçdaroğlu’nun adaylığına delil olarak görmek eksik ve yetersiz olacaktır. Bugün bu tartışmayı olanaklı ve anlamlı kılan etken Kılıçdaroğlu’nun iddiasından ziyade önümüzdeki dönemde muhalefetçe  Türkiye’nin  önüne koyduğu yol haritası geliyor. Muhalefetin her bileşeninin Türkiye’nin bir geçiş sürecine ihtiyaç duyduğuna dair yaptığı vurgu ve ilk cumhurbaşkanlığı seçiminde kazanılacak olası zaferi bunun üzerinden tahvil etme isteği de buradan ileri geliyor. Kılıçdaroğlu’nun “dostlarımızla kazanacağız” vurgusu da büyük oranda bu inancı perçinleyen bir slogan olarak zaman zaman siyaset sahnesinde kendisine yer buluyor.

Bununla beraber 2019 Cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında İstanbul ve Ankara seçimlerini kazanarak AK Parti’nin bu kentlerdeki uzun süreli iktidarını deviren Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş gibi iki ismin artık fenomen hale gelişleri haklı olarak bu isimlerin adaylığını da sıklıkla gündeme getiriyor. İmamoğlu ve Yavaş’ın Cunhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan’a karşı olası adaylıklarının sorulduğu anketlerde Erdoğan’ın özellikle son dönemlerde önünde belirmesi de bu isimlere focuslanılmasına sebebiyet veriyor. Bahse konu isimlerin görünürdeki bu şanslarının yanında dezavnatajlarıysa siyaset kulislerinde konuşuluyor olsa da henüz kamuoyu nezdinde yeterince tartışılıyor değil. Yavaş ve İmamoğlu’nun adaylığı durumunda bu isimlerin uzun erimli siyasal perspektiflerinin muhalefetin Türkiye’de önümüzdeki dönem için parlamenter sisteme geçiş için öngördüğü restorasyon süreci için güven vermiyor oluşu seçmen nezdindeki hissiyatın ötesinde oyun kurucu muhalif siyasal aktörlerde bu isimlere soğuk bakılmasına sebebiyet verebilir. Yine bugün önemli oranda muhalif seçmenler içerisinde cazip gelen İmamoğlu ve Yavaş isminin seçim dönemi yaklaştıkça ve adaylıkların daha ciddi şekilde ele alındığı bir denklemde belediyelerdeki meclis çoğunluğunun cumhur ittifakında olması sebebiyle uzun zaman sonra buradaki yerel iktidarları kendi eliyle AK Parti’ye teslim etmenin yaratacağı tepkileri nasıl savunacağı da muamma görünüyor. Bunun öngörülemeyen travmatik sonuçları CHP için orta vadede daha büyük yıkımlara sebebiyet verebilir.  Ortak aday tartışmasını ilkeler üzerinden konuşmak elbette öncelikli konu, sonuç olarak bir ortak adayın belirlenmesi de bu ilkeler üzerindeki uzlaşıyla mümkün olacak ancak ortak adayın kim olacağı sorusu bu protokolün garantörü olabilecek en önemli işaret olarak okunacaktır. Çok uzun zamandır kendi adaylığı ve isminin ardından kalabalıkları sürüklemek kendi tabanını ateşlemek yerine farklı kesimlerle çatışmaları minimize etmek üzerine bir siyaset yürüten Kılıçdaroğlu bir süredir dile getirdiğim moderatör lider vasfını kanıksamış görünüyor. Türkiye’de önümüzdeki dönemde ortak bir restorasyon süreci yürütmeyi hedefleyen muhalefetin tüm aktörleri de güçlü liderlik yerine bir süredir sonuç aldığı Kılıçdaroğlu’nun moderatörlüğünde bir ortak adaylık formülü geliştirebilir. Bugünden bakıldığından ismi geçen diğer adaylara oranla daha az şanslı görünüyor olsa da yukarıda sayılan sebeplerin tabana da güçlü şekilde “dostlarca” aktarılması durumunda Kılıçdaroğlu isminin zafer getirecek sonuç üretmesi sürpriz olmayacaktır. Bu manada Kılıçdaroğlu’nun adaylığı tartışmasının bir hedef şaşırtma ve zayıf ihtimal değerlendirmelerinin ötesinde daha ciddi şekilde yapılmasında fayda olabilir. Türkiye’de olası bir iktidar değişikliği olsa dahi muhalefet bileşenlerinin ülkeyi beraber yönetme yetisinin zayıf olduğu düşüncesini bu ortak adaylık formülasyonu üzerinden ortadan kaldırıp topluma güven verebilir.

 

 

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI