Perşembe, Mart 28, 2024

Ortak aday meselesi

Özdağ’ın açıklamasından birkaç gün geçtikten sonra Millet ittifakını oluşturan partiler aday belirlememe konusunda safları sıklaştırarak, kamuoyundaki tartışmanın daha fazla büyümesini engelledi.

Geçtiğimiz hafta Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın sürpriz bir şekilde Mansur Yavaş’a muhalefetin ortak Cumhurbaşkanı adayı olma çağrısı yapması ve parti olarak Ekrem İmamoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener gibi isimlerden hiçbirini desteklemeyeceklerini belirtmesi gündemi bir anda değiştirdi. Uzun süredir Altılı Masayı oluşturan muhalefet partilerinin gündemden düşürmeye çalıştıkları adaylık tartışması yeniden açıldı.

ÖZDAĞ’IN YAVAŞ’A ADAYLIK ÇAĞRISI

Özdağ’ın açıklaması özellikle Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir süredir başarıyla yürüttüğü İmamoğlu ve Yavaş gibi isimlerin adaylık tartışmalarına girmek yerine belediyedeki işlerine odaklanmaları telkinine de darbe vurdu.

Bir siyasi parti genel başkanının başka bir partiden aday olarak belediye başkanı seçilmiş bir ismi Cumhurbaşkanlığına aday olarak göstermesi siyaseten nezaketsiz olarak görülebilir. Zaten Özdağ’ın özellikle İyi Parti’ye yönelttiği sert suçlamaları ve 2019 yerel seçimlerinde Ankara’da Mansur Yavaş örneğinde olduğu gibi Millet İttifakı’nın ortak aday göstermesine karşı çıkışı düşünüldüğünde, bu açıklamasında ne kadar samimi olabileceği de sorgulanabilir.

Anketlere göre Ümit Özdağ’ın partisi seçmenler nezdinde beklenen çıkışı yapamadı. Fakat Suriyeli göçmenler konusunda görüldüğü üzere Özdağ, Millet ittifakının yumuşak karnı olarak görülen konuları açarak adını gündeme getirebiliyor. Bu stratejisiyle özellikle bir süre mensubu olduğu İyi Parti’yi zor durumda bırakıyor. Örneğin geçtiğimiz sene İyi Parti İl Başkanı Buğra Kavuncu’ya yönelttiği suçlama da aslında doğrudan Akşener’i hedef almıştı.

ÖZDAĞ’IN YARATTIĞI RİSKLER

Özdağ’ın Yavaş’a yaptığı adaylık çağrısının samimiyetsiz olması, Millet ittifakı açısından yarattığı riski göz ardı ettirmemeli. Özdağ’ın Yavaş adaylığını savunurken onun dışındaki adayları desteklemeyeceğini belirtmesi, tam da Altılı Masa’nın korktuğu tarz farklı adayların destekçileri arasında çatışma yaşanması ihtimalini gündeme getirdi. Nitekim bu açıklama sonrası özellikle sosyal medyada Yavaş’ın adaylığını savunan kesimlerin diğer aday adaylarına yönelik eleştirileri öne çıktı.

Ayrıca Özdağ yaptığı açıklamayla, 28 Şubat günü açıklanan Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem metninde Atatürk’ün adının geçmemesini ve Anayasa’nın ilk 4 maddesine vurgu yapılmamasını eleştirerek ve 1921 Anayasası’na yapılan vurgunun üniter yapıyla çeliştiğini iddia ederek Kemalist çevrelere seslendi. Uç sağ görüşlere sahip bir siyasetçinin Yavaş’ı destekliyor gözükmesinin Yavaş’ın adaylığını zayıflatması da üstünde durulması gereken diğer nokta olmalı.

Bunlara ilaveten Özdağ’ın Yavaş’ın adaylığını savunurken, Erdoğan sonrası devr-i sabık yaratmadan yumuşak geçiş için doğru isim olduğunu belirtmesi özellikle güvenlik bürokrasisini akıllara getirdi. Acaba muhalefetin Yavaş dışındaki bir isimle seçimleri kazanması durumunda geçiş dönemi yumuşak olmayacak mı? Öte yandan, Özdağ’ın açıklamalarından sonra Yavaş’ın sessiz kalması tartışmaların daha da büyümesine ve bir anda Millet ittifakı içinde soru işaretlerinin oluşmasına yol açtı.

Millet İttifakının ortak Cumhurbaşkanı adayı için sadece Altılı Masa’yı işaret etmesi ve aday belirleme sürecinde ne tip kriterlerin dikkate alınacağını belirtmemesi Özdağ’ın yaptığı tarz manipülasyonlara uygun zemin hazırlıyor. Önümüzdeki dönemde Muharrem İnce başta olmak üzere ittifak dışında kalan başka siyasetçiler de benzer çıkışlar yapabilir. Dolayısıyla Millet ittifakının seçimlere daha henüz uzun bir süre varken, bu durumla karşılaşmış olması muhalefet partilerine pozisyon almaları için fırsat sundu.

ALTILI MASA’DAN KRİZ KONTROL HAMLELERİ

Özdağ’ın açıklamasından birkaç gün geçtikten sonra Millet ittifakını oluşturan partiler aday belirlememe konusunda safları sıklaştırarak, kamuoyundaki tartışmanın daha fazla büyümesini engelledi. Örneğin, hafta sonu katıldığı yayında Ekrem İmamoğlu ısrarla adaylık konusunda yorum yapmaktan kaçınarak, doğru adresin Altılı Masa olduğunun altını çizdi. Bu zaten başta Kılıçdaroğlu olmak üzere diğer muhalefet liderlerinin de şimdilik tavrı gibi gözüküyor.

Mesela Deva Partisi sözcüsü İdris Şahin, sandık önlerine geldiği andan sonraki 24 saat içerisinde Cumhurbaşkanı adayını açıklayacaklarını belirterek, “şu anda adayları konuşturmak, iktidarın ekmeğine yağ sürmektir. Buna yönelik girişimlerde bulunanlar da 6’lı masanın ruhuna aykırı hareket etmiş olur” dedi. CHP Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı da “önce AKP kendi adayını açıklasın. Biz isim konusuna takılıyor değiliz. İsmin kim olacağına 6’lı masa karar verecek” ifadesini kullandı.

Altılı Masa’nın sonbahar dönemine kadar aday belirleme konusunda zaman kredisi var.

Krizi sonlandıran adım ise Pazartesi günü Mansur Yavaş’ın önce Akşener, sonra da Kılıçdaroğlu ile görüşmesi sonrasında geldi. Akşener ile yaptığı kısa görüşme sonrasında yapılan basın toplantısında Yavaş, Özdağ’ın çıkışından sonra sessizliğini kendisini siyaset içinde görmemesine ve kamu görevlisi olmasına bağladı. Açıklamanın bilgisi dışında yapıldığını belirtti.

İki gün içinde peş peşe iki olası adaydan gelen açıklamalarla birlikte Altılı Masa’nın ortak adayın belirleneceği yer olma ihtimali iyice güçlendi. Kamuoyunun önemli bölümünün aday olmasını istediği iki kişinin, bu konuda açıktan pozisyon almayı reddetmeleri sonrasında en azından bir süre boyunca adaylık tartışmalarının üstü kapanacak diye düşünebiliriz. Anlaşılan o ki, daha az tartışmalı birçok konuda henüz ortak çalışmalarını tamamlamayan Altılı Masa ciddi ayrılıklar yaratabilecek adaylık meselesini henüz gündemine almak istemiyor.

ADAY BELİRLEME TAKVİMİ KISALIYOR

Bu şimdilik anlaşılır bir tutum fakat muhalefet partileri açısından zamanın hızla azaldığını belirtmek gerekiyor. 2019 yerel seçimlerinde birçok büyükşehir belediyesini kazanan ismin seçimlere birkaç ay kala açıklanmış olması bu yöntemin Cumhurbaşkanlığı seçiminde tutacağını göstermez. Sonuçta yerel seçimlerde büyükşehirler için aday belirleme süreci büyük oranda CHP içinde cereyan etmişti. Hâlbuki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ortak aday için birkaç partinin ve tabi tabanlarının desteğinin sağlanması gerekiyor. 2019 yerel seçimlerinde Ankara adaylığı için Yavaş zaten yarışta hayli öndeydi, İstanbul’da ise CHP’nin kazanma şansı düşük olduğu adaylık üzerine büyük bir rekabet ortaya çıkmamıştı.

Fakat 2023 seçimleri öncesi muhalif kamuoyu seçimleri doğru aday belirlenirse kazanacağını düşünüyor ve dolayısıyla adaylık tartışmalarını çok yakından takip ediliyor. Ve tabii aday adaylarından bir tanesinin CHP genel başkanı olması ve diğer adayların kamuoyunda isimlerinin geçmesini bir şekilde engellemeye çalışması birçok muhalif seçmeni bu konuda tereddüde düşürüyor.

Altılı Masa’nın sonbahar dönemine kadar aday belirleme konusunda zaman kredisi var. Fakat bu dönemde bir isim üzerinde uzlaşılmamışsa, bir taraftan çok değerli kampanya zamanı boşa harcanacağı gibi riskli olabilecek son dakika önerilerine de kapı aralanacaktır. Bu süre zarfında aday adaylarının yıpranıyor olması da diğer bir risk olacak.

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI