Geçen sene New York’tan geldiğimde dolar 7-8 lira civarındaydı. Bu sene 16-17 bandında. Dolar 2 katına çıkmış ama enflasyon daha fazla artmış. Demek istiyorum ki dolarla bile alışveriş yapsanız Türkiye’de enflasyona yenilmiş durumdasınız. Seçmenlerin oy davranışına genel olarak baktığımızda çoğu zaman dış politikanın etkisinin çok az olduğunu görürüz. Genel olarak oy davranışını açıklayan birçok model olsa bile her zaman ekonomik sebepler modellerin bir yerinde bulunuyor. Bir ay önce New York’tan Türkiye’ye geldim. Normalde buradaki köşemde dış politika yazıları yazıyorum ama geldiğimden beri Türkiye’deki atmosferi gördükten sonra özellikle ekonomi ya da genel olarak iç siyaset konusunda bir şeyler yazmamak çok zor. Genelde dış politika yazılarımda belli akademik modelleri basitçe anlatmaya çalışıyorum ama bu yazımda tamamen kişisel deneyimimi aktaracağım.
Sekiz ay önce Maraş’a geldiğimde görüştüğüm kişilerin oy davranışında değişiklik yoktu. Ki gene ekonomik kriz vardı. Bu sene bakkalı, kebapçısı, kafe çalışanı vs. kimse AKP’den memnun değil. Bu şehirde böyle bir değişim gerçekten inanılmaz.
İlk geldiğimde yaklaşık 2 hafta boyunca Kahramanmaraş’taydım. Normalde Maraş çoğunlukla muhafazakâr bir şehir. AKP son seçimlerde bile yüzde 70 civarında oy aldı. Bu şehirde insanların oy davranışlarını değiştirmesi gerçekten çok zor. Özellikle alternatif olarak önlerine merkez soldan bir parti çıktığında oylarını değiştirmeleri daha da zor. Geçen sene (2021 yazı) geldiğimde şehirde görüştüğüm kişilerin oy davranışında en küçük bir değişiklik bile yoktu. Yıllar önce nasılsa benzer şekilde devam ediyordu. Ki geçen seneki durumu düşündüğümüzde yine kur krizi vardı, yine ekonomik kriz vardı, yani siyasi sorunlar devam ediyordu. Bu sene geldiğimde mahalledeki bakkaldan, kebapçıdan, kafede çalışandan tutun, birçok kişide gözlemlediğim şey kimsenin Erdoğan’dan ve AKP’den memnun olmaması. Sadece 8 aylık süre zarfında ve Maraş gibi bir şehirde böyle bir değişim gerçekten inanılmaz. Burada asıl konu bu insanların oy davranışı nasıl olacak? AKP’den ve Erdoğan’dan memnun olmamaları AKP’ye oy vermeyecekleri anlamına geliyor mu? Pek emin değilim. İki faktör önemli. İlki herkesin ekonomik sıkıntı çektiği bir ortamda AKP’lilerin Erdoğan’ı açık açık savunması biraz zorlaşmış gibi görünüyor. Yani yaklaşık 20 yıldır AKP’ye oy veren birisi ekonomik sıkıntılardan dolayı oy vermeyecek olsa bile ortamlarda oy vermeyeceğim diyemeyebilir. Ya da tam tersi bu bahsettiğim durumdan memnun olmayan kişiler alternatiflere bakıp oy vermemeye karar verebilirler. Dediğim gibi bu tarz şehirlerde genelde sağ partilere yöneldikleri için bu kişilerde MHP’ye yönelme durumu da var ki iktidar açısından bir şeyi değiştirmiyor. Maraş tarzı muhafazakâr şehirlerde en iyi senaryo muhtemelen yıllardır AKP’ye veren kişilerin oy vermemesi ya da en azından İYİ Parti’ye yönelmesi olacak gibi.
Herkesin ekonomik sıkıntı çektiği bir ortamda AKP’lilerin Erdoğan’ı açık açık savunması biraz zorlaşmış gibi görünüyor. Maraş gibi muhafazakar şehirlerde yıllardır AKP’ye oy verenler İYİ Parti’ye yönelecek gibi…
Burada bahsettiğim oy değişiminin asıl sebebi ise istisnasız ekonomik kriz. İnsanlar kendileri maddi bir şekilde zarar görmediği sürece etrafındaki insanların yaşadığı zulümlerden ya da ekonomik problemlerden dolayı oy davranışlarını değiştirmeye meyilli değiller. Bu eskiden AKP’ye oy verip şimdi vermemeyi düşünen kişilere sorduğumda herkes sadece ekonomik problemlerden bahsediyor. Esnaf zarar ediyor, ticaret yapan satıyor ama kazandığı parayla gidip mal alamıyor ya da emekliye maaşı yetmiyor. Bu insanların etrafındaki kişiler yıllarca ekonomik krizden dolayı sorunlar çekmiş olsa da bazıları hapislerde yatmış olsa da bu zamana kadar bunları zaten bana bir şey olmadı diye sorun etmemiş kişiler kendi emekli maaşları yetmemeye başladığı an açıktan AKP’yi ve Erdoğan’ı eleştirmeye başlamışlar.
Son 2 haftadır da İstanbul’daydım. Ekonomik krizin etkilerini Maraş’tayken hissetmiştim ama İstanbul’da daha çok hissediliyor. İstanbul, dolar ya da Euro kazanan ve ülkeye gelip harcayan kişiler için de artık ucuz değil.
Son 2 haftadır da İstanbul’daydım. Ekonomik krizin etkilerini Maraş’tayken hissetmiştim ama İstanbul’da daha çok hissediliyor. Bu süreçte günlük rutinim 2 öğün yemek, çay, kahve, sigara, haftada 1 ya da 2 içki ve toplu taşıma idi. Benzer bir rutini New York’ta yaptığımda 2 haftada ödediğim parayla İstanbul’da 2 haftada ödediğim para çok benzerdi. Bu alım gücüyle alakalı çok büyük bir makasa denk geliyor. İstanbul, dolar ya da Euro kazanan ve ülkeye gelip harcayan kişiler için de artık ucuz değil. Diğer önemli bir durum ise fiyattaki zamlanmaların çok dengesiz olması. Konuştuğum herkes artık fiyatları hiçbir şekilde bilmediklerini ve bir şey satın aldıklarında artık direkt ne istenirse ödeme yaptıklarını söylüyor. Ben ilk 2019’da Türkiye’den çıkıp 2 sene sonra geri geldiğimde her şey 2 kat pahalanmıştı ve geldiğimde fiyatları tahmin edebiliyordum. Şimdi ise 8 ay içinde fiyatlar ortalama iki kat artmış ama her şeyin fiyatı farklı şekilde artmış. Benzin geçen sene Ağustos’ta 7-8 liraydı şimdi 27-28 lira. Neredeyse 4 kat artmış. Kafede kahve 20 idi, bu sene 30 olmuş ortalama. Fark 1.5 kat. Böyle bir ortamda neyin fiyatının ne kadar olduğunu algılayabilmek artık çok zor. Son olarak en net fark ettiğim şey alım gücümün çok düşmüş olması. Geçen sene geldiğimde dolar 7-8 lira civarındaydı. Bu sene ise 16-17 bandında. Normalde enflasyondan dolayı geldiğimde benzer bir alım gücüne sahip olurdum diyordum ama geçen seneye göre dolar harcasam bile her şey çok daha pahalı. Dolar 2 katına çıkmış ama 8 ayda enflasyon muhtemelen 2 kattan fazla artmış gibi duruyor. Burada demeye çalıştığım ise dolarla bile alışveriş yapıyorsanız Türkiye’de enflasyona yenilmiş durumdasınız. Bu bir ayda kafamdan hiç çıkmayan asıl soru ise emekli ve asgari ücretli nasıl geçiniyor? Ya da daha kötüsü işsizler ne yapıyor? Bu sorunun cevabıyla alakalı hiçbir fikrim yok.