ü
Günümüzde dilimize pelesenk olmuş bir kelime: ‘Narsist işte!’ Dijital dünyanın narsistik yapımızı açığa çıkarırken bir katalizör görevi gördüğü açık. Ama narsisistik kişilik bozukluğu, bu çerçeveye sığdırabileceğimizden çok daha detaylı bir kavram. Dizilerde allanıp pullanan, aşk olacaksa böyle yaşansın dedirten narsistik hallerin baştacı edilmesinden dolayı narsizm, modern insanın öğrenilmişlikleri hatta özentisi bile sayılabilir. Biz herkese narsist diyelim duralım ama toplumda görülme oranı yüzde 6 civarında. Erkeklerde rastlanma oranı kadınlardan çok daha fazla: İktidar bayrağını elinde tutan ve kadını hala baskılamaya çalışan erkeklerin dünyasında bu bozukluğun daha sık görülmesi olağan.
Narsistler çeşit çeşit, büyüklenmeci olanı da var, gizli olanı da. Hangi olursa olsun narsistlerin içlerindeki boşluk ve değersizlik hissi yüksektir. Bu yüzden nerede ışık, nerede canlılık, nerede güzellik, nerede büyük bir potansiyel varsa narsist oradadır. Küçüklükten sevilmemiş ve şartlı onaylanmış, istismara uğramış çocuğun büyüyünce cansız ve enerji yiyen bir vampire dönüşmesi olağandır. Size çiçeklerle, övgülerle, mutlulukla gelir. Sizi size aynalar. Kimin başı dönmez aşk sözcüklerinden. Ama narsistle işin böyle gideceğini sanıyorsanız yanılıyorsunuz! Zamanla her şey tam tersine döner, ne zaman mı? Siz ona teslim olduğunuzda: Karşısındakinin verebileceği her şeyi alır ve dahasını da ister. Sonunda kurban ettiğinin yaşama gücünü elinden alır. Sömürdükleri zaman içinde solar, durgunlaşır. Siz çığlık atıp bir anda uyanınca top artık ondadır. Empati yapmasını beklemeyin duygusal yaşı henüz altıdır. Ruhunuzu incitmiş ve acıtmış olması onun için önemli değildir. Sizin duygularınızı umursamaz tek bildiği kendi yaşadıklarıdır. O incinmiştir hayat onu kırmıştır, kurbandır, yardıma ihtiyacı vardır. Geldiğiniz çaresiz hali unutun, ondan alacaklarınızı da. O hesabı farklı şekilde kapatır.
Güçlü bir benliği olduğunu düşünür, bu bir sanrıdan ibarettir. Güçlü egosu bir balondur, küçük bir iğneyle patlar. Sağlıklı bir dengeye ulaşamamış egosu, hayata gerçek bir ilgiden alıkoyan bir zincirdir. Kendine hayran ama gerçek kendisine ulaşamamış hayali bir kişiliği satar herkese.
Narsist, anneniz, babanız, sevgiliniz ya da eşiniz olabilir. Kendi ışığınızı kaybedip onun yörüngesinde dönmeye başladığınızda, manipülasyonlarıyla oyuna geldiğinizde artık çok geçtir. Uyandırma alarmı tükendiğinizde çalar. Ama narsistin kurbanı bağımlıdır. Terkedilme korkuları had safhadadır. Narsist bu açığı bildiğinden korkusuzca aşağılar, küçük görür. Terk ederseniz sizi yine manipüle eder. Sessiz kalır. Konuşmayarak size nasıl suçluluk duygusu hissettireceğini bilir.
Onun manipülasyon manevralarını deşifre edememiş bağımlı yeniden aynı tuzağa düşer. Çözenin de işi kolay değildir. Kendisi de hayata karşı hem sorumlu hem de bağımlı bir bireydir ne de olsa. Uykudan uyanmak bağımlı ve özdeğeri düşük kişi için acı olur. Ama istikameti kendi benliği ve merkezi olanın ayağa kalkması er geç gerçekleşir. Kişinin önce kendisiyle samimi olarak ilgilenmesi ön şarttır.
ü
ü