Cuma, Mart 29, 2024

Muharrem İnce’den Erdoğan’a: Sattıklarının hesabını ver!

Muharrem İnce, Denizli mitinginde yurttaşlara sesleniyor.
CHP cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin konuşmasından satır başları şu şekilde:

Biz ekonomiyi düzelttik diyor, istikrar var diyor. Dönüyor geliyor beka sorunu var diyor. İstikrar varsa mutluluk huzur vardır.

Meydanlara çıkmış ey CHP diyor köprü yaptın mı? Ben sana sorayım. Sen hiç şeker fabrikası yaptın mı? TÜPRAŞ yaptın mı? Sen saattıklarının hesabını ver.

Sağcı solcu yok artık.

Meydanlarda Nazım Hikmet de okuyacağız, Mehmet Akif de okuyacağız. Türkiye’de birlikte olacak. Ne o birliğin adı? Cumhuriyet.

70’li yıllarda rahmetli Ecevit, “Toprak işleyenin su kullananın” dedi. Tapular bankada, su elinizden gitti. 25 Haziran’da su da sizin olacak toprak da.

Seninki iflas belgesi olur.

Onların en büyük çılgın projesi İstanbul’u ortadan bölüp hafriyat çıkarmak olur. Ufak iştir. Ben huzur getireceğim.

Manifesto açıklıyor, bana diyorlar ki sen ne zaman açıklayacaksın? Ben şimdi adayım. Manifesto demek gelecek bildirgesi demektir. 16 yıldır memleketin canına okumuşsun; şimdi çıkmışsın terörü bitireceğim, enflasyonu düşüreceğim. 16 yıldır senin elini kolunu tutan mı var? Niye yapmadın? Benimkisi gelecek bildirgesi olur, seninkisi iflas bildirgesi olur iflas.

Şatafat, kayırmacılık dönemini bitireceğiz. Refah, huzur dönemine gireceğiz. Onların en büyük çılgın projesi İstanbul’u ortadan bölüp hafriyat çıkarmak olabilir. Benim projem huzur. İnşaat yapmak kolay, ufak iştir.

AK Partili kardeşlerim size de sesleniyorum. Size de huzur gelecek. Rövanş, hakaret yok. Gelecek tasarımı var, gelecek. O meydanlarda tezek, çöp, pislik desin. *Yuhlamayın* Benim cumhurbaşkanlığımda o da huzurlu ve emekli bir cumhurbaşkanı olacak. İstediği kadar çöp, pislik desin; asla cevap vermeyeceğim. Testinin içinde ne varsa ağzından o akar.

Memleketi bu hale düşürenler memleketi kurtaramazlar.

En çok medyanın haline üzülüyorum. 24 Haziran’dan sonra övgüler düzecekler de ben üzülüyorum. Bir hükümetin medyası var gazeteler, televizyonlar; bir de milletin medyası var. Herkes çıkarsın telefonunu, canlı yayına geçsin şimdi. Bakın, dünyada böyle bir yöntem yok. Bu, Muharrem İnce ve arkadaşlarının fikri. Ama sosyal medyayı çıldırttınız yani, haberiniz olsun. Haydi hep birlikte canlı yayına.

Sayın Erdoğan, çıraklık, kalfalık, ustalık dönemim dedi. Son dönemini de ben söylüyorum: Emeklilik dönemi. Cumhurbaşkanı emekli maaşı bayağı iyi, geçim sıkıntısı çekmez, merak etmeyin.

Bazı belediye başkanlarına “Metal yorgunluğu var sende” diyor ya. Bence metal paslanması var, işletme körlüğü var. Bu iş bitmiş.

Üretim nerede yapılıyorsa teşviki oraya vereceğiz. Denizli’li başka yere gitmeyecek. Bir de tasarım ve markalaşamama problemimiz var. Marka yaratamayınca mecburen fasona dönüyorsun. Bir, tasarıma ve markalaşmaya önem vreceğiz. İki, firmalara Avrupa’da, Rusya’da, Orta Asya’da dükkan tutmaları için kira yardımında bulunacağız. Büyümeleri, markalaşmaları, tanınan firma olmaları için Türkiye’de 3 tane tasarım ve moda akademisi açacağız. Birini Denizli’ye açacağız.

O hala camilerden ahır yaptılar yalanını anlatsın, ben ekonomiyi anlatacağım. Ekonomi iyi gidiyor diyorlar da, döviz nereye gidiyor? Ekonomi iyiyse, bu rakamlar neden kötü? Bunu matematikle, bilimle anlatamıyoruz.

Ekonomiyi diploması olan biri rahatlıkla anlar. Diploman varsa anlarsın. İlla ekonomi diploması lazım değil, anlarsın.

Denizli insanı birinin uykularını kaçırır. Saray’da 1150 odan var. Uykun kaçtı mı gez babam gez…

Ben AK Partiliyim, sana oy vereceğim çocuklarım için. Ne yapacaksın? Bir, ekonomiyi düzeltmek için önce yargıyı düzeltmemiz lazım. Yargı düzelmeden ekonomi düzelmez. Dışarıdan TIR’larla para getir, yine düzelmez. Önce bağımsız, tarafsız, çay toplamayan bir yargı.

Denizlilere sözüm olsun, cumhurbaşkanı olduğumda, yüksek yargının toplantısına gittiğimde o yargıçlar ayağa kalkmayacak. Namuslu, onurlu, tarafsız yargıçlar bulacağız.

Erdoğan’ı yargılamak benim değil yargının işi. O bağımsız yargı gerekirse beni, gerekirse Erdoğan’ı yargılayacak. Niye korkalım! Ben korkmuyorum. Önce bağımsız yargı, hukukun üstünlüğü. Bunu sağlayınca yabancı yatırımcı güven duyacak, yatırım yapayım diyecek.

Üçüncüsü şu, liyakat esas olacak. Merkez Bankası’na, diğer kuruluşlara bürokrat atarken CHP’li mi diye değil, bilip bilmediğine bakacağız.

Dördüncüsü, ideolojik saplantılara baplı kalmayacağız. Üretim ekonomisini kuracağız. İsraf değil, insaf diyeceğiz.

Neden adaylığımı açıkladığımda parti rozetini çıkardım?

Neden altı oku çıkardım yakamdan? Altı ok benim canım ciğerim, yıllarca taşımışım yakamda. Bu parti almış beni, bir kamyon şoförünün oğlunu almış milletvekili yapmış. Ama Türkiye’nin tamamı CHP’li değil ki. Atatürk tek, sadece CHP’nin değildir.

Vatan tektir, sadece MHP’lilerin değildir. Bayrak tek, hepimizindir. Cumhurbaşkanı da tek, o da hepimizindir. Partili cumhurbaşkanı olmaz, bu doğru değil.

Cumhurbaşkanı olduğumda, kısa sürede adil bir yargı düzenini kuracağız ve belli bir süre sonra siyasi parti genel başkanlarını bir masanın etrafında toplayıp kriz anlarında Türkiye’nin sorunlarını parti başkanlarıyla birlikte konuşacağım, tarafsız bir cumhurbaşkanı olarak.

Arkadaşlarımla okula gideceğim, transkriptimi alacağım, diplomamı alacağım. Arkadaşlarımla fotoğraf çektireceğim, orada açıklasın. Olan açıklasın, ne diyeyim!

Bir tweet attınız diye gece evinizden alınmayacaksınız. Özgür olacaksınız.

PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,450TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,284AboneAbone Ol

EDİTÖR ÖNERİSİ

HAFTANIN ÇEVİRİSİ

SON HABERLER