Çarşamba, Nisan 24, 2024

Muhalefetin bir dış politikası var mı?

Günümüz dünyasında, popülist siyaset tarzının benimsenmesine paralel, iç ve dış politika ayırımı giderek bulanıklaşıyor. Dışarıda patlak veren siyasi krizler, kamuoyu dikkatini içeride cereyan eden sorunlardan başka bir yöne çevirmek için araç olarak kullanılabiliyor.

Seçimler yaklaştıkça Millet İttifakı’nı oluşturan muhalefet partilerinin (nam-ı diğer Altılı Masa’nın) üzerindeki baskı da artıyor. Zira, muhalefet, iç ve dış politikada çözüm bekleyen sorunları tespit etmenin ötesinde, mevcut sorunların çözümüne ilişkin henüz kapsamlı ve somut bir eylem planı sunmuş değil. Ortak bir başkan adayı üzerinde anlaşıp anlaşamayacakları da belirsiz. Bu durum haliyle, seçmen nezdinde güvensizlik ve umutsuzluğu körüklüyor. Metropoll araştırma şirketinin bu ay yayınladığı veriler, Ekim 2021-Haziran 2022 tarihleri arasında Millet İttifakı’nın yakaladığı pozitif ivmenin tersine döndüğünü, Haziran ayında %56,2 olan oy oranının, Ekim ayında %45,1’e gerilediğini gösteriyor. Cumhur İttifakı ise aynı dönemde seçmen desteğini %38’den % 47,6’ya yükseltmiş.

Önümüzdeki dönem bizleri bekleyen iç ve dış gelişmelerin neticesinde bu oranların değişmesi mümkün. Geçtiğimiz hafta 8.si düzenlenen Altılı Masa toplantısında parti liderleri Ortak Çalışma grubu bünyesinde hazırladıkları temel politika alanlarında uygulamaya koyulacak somut projelerini Kasım sonu itibariyle kamuoyuyla paylaşacaklarını duyurdular. Üzerinde çalışılan dosyalardan biri de dış politika.

Dış politika ve seçmen davranışı

Aslında, ekonomi ve kültür/kimlik konularına kıyaslandığında, dış politikanın seçmen davranışı üzerinde çok da belirleyici olduğu söylenemez. Ancak günümüz dünyasında, popülist siyaset tarzının benimsenmesine paralel, iç ve dış politika ayırımı giderek bulanıklaşıyor. Dışarıda patlak veren siyasi krizler, kamuoyu dikkatini içeride cereyan eden sorunlardan başka bir yöne çevirmek için araç olarak kullanılabiliyor. Yine, uluslararası arenada elde edilen “başarı” hikayeleri, dünya liderleri ile yakalanan fotoğraf fırsatları, siyasetçilerin “güçlü ve etkin lider” imajını pekiştirmesine katkı sağlayabiliyor. Dolaylı yoldan, seçmeni de etkilediğini varsayabiliriz.

Yaklaşık son iki senedir, Türk dış politikası kısmi bir revizyon sürecine girmiş durumda. Bir tarafta bozulan ilişkilerin tamir edilmesi için yürütülen diplomatik çabalar, diğer tarafta özellikle son 10 yıla damga vuran siyasi refleksler, ani çıkışlar/dönüşler hepsi bir arada… İdeal bir ortamda, revizyon ihtiyacının gerisinde yatan nedenlerin, zamanında yapılmış siyasi tercihlerin sağlıklı bir şekilde, enine boyuna tartışılması gerekir. Maalesef böylesi bir ifade alanına sahip değiliz. Üstelik, muhalefet partilerinin iktidarın mevcut politikalarını ne ölçüde sahiplendiği, hangi noktalarda ayrıştığı konusunda seçmeni yeterince aydınlattığı da pek söylenemez.

İktidar değiştiği takdirde Türk dış politikası nasıl ve ne yönde değişir?

Oysa küresel ölçekte güç dengeleri değişir ve ittifak ağları yeniden şekillenirken, liberal dünya düzeninin, küreselleşmenin geleceği sorgulanırken, Türkiye’nin uluslararası düzlemde kendini nerede konumladığı, aynı zamanda nasıl bir ülke olacağını da belirleyecek. Emekli Büyükelçi Alper Çoşkun ve Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi (EDAM) Direktörü Sinan Ülgen’in Amerika merkezli düşünce kuruluşu Carnegie Endowment for International Peace için hazırladıkları “Siyasi Değişim Olasılığı ve Türk Dış Politikası” başlıklı çalışma işte tam da bu boşluğu dolduruyor. Çoşkun ve Ülgen’in araştırması, beş büyük muhalefet partisinin (CHP, İYİ, Deva, Gelecek ve HDP) dış politika sözcüleri ile yaptıkları mülakatlar üzerinden, 2023 seçimlerinde olası bir iktidar değişikliğinde (ki bu hem Cumhurbaşkanlığı hem de meclis çoğunluğunun muhalefete geçtiği bir senaryoya dayanmakta) Türk dış politikasında beklenen süreklilik ve değişim öğelerini inceliyor.

AKP dış politikası iki döneme ayrılıyor

Muhalefet partisi temsilcilerinden öncelikle AKP dönemi dış politikasını değerlendirmeleri istenmiş. İyi Parti harici diğer tüm partiler AKP dönemini ikiye ayırarak, ilk dönemi göreli şekilde başarılı gördüklerini ifade ediyor. Bu durumun, AKP’nin iktidara geldiği yıllarda, büyük ölçüde selefinden devraldığı geleneksel dış politika çizgisini devam ettirmesinin bir sonucu olduğu, yine iktidarın o dönem sahiplendiği AB üyeliği hedefi kapsamında uygulamaya konulan reformların içeride yaşam kalitesini artırırken, uluslararası arenada ülkenin prestijini yükselttiğinin altı çizilmiş. Bu bağlamda, Türkiye’nin 2008’de BM Güvenlik Kurulu geçici üyeliğine seçilmesi yükselen profilinin bir göstergesi kabul ediliyor. Geriye dönük değerlendirmelerde, CHP Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı Ünal Çeviköz 2009 Davos Zirvesi’ni bir kırılma noktası olarak gördüğünü, Gelecek, Deva ve HDP parti temsilcileri ise Arap Baharı’nın AKP dış politikasında bir dönüm noktası teşkil ettiğini belirtmiş.

Türkiye’nin batı ittifakı içinde konumu

Çoşkun ve Ülgen’in kapsamlı araştırması, muhalefet partilerinin Türkiye’nin ABD, NATO, AB, Rusya ve Çin ile ilişkilerinin seyrine yönelik tutumları ve mevcut sorunların çözümüne dair getirdikleri önerilerin yanı sıra, Doğu Akdeniz politikası, Kıbrıs ve Suriye gibi çetrefil dosyaların nasıl yönetilmesi gerektiğine ilişkin partilerin yaklaşımlarına ışık tutuyor. Çalışmanın en önemli bulgularından biri Türkiye’nin batı aidiyetine vurgu. İktidar cephesinden zaman zaman gelen çelişkili sinyallere tezat şekilde muhalefet partileri Türkiye’nin batı ittifakının bir üyesi olduğu ve NATO üyeliğinin ülkenin güvenlik çıkarlarına hizmet ettiği noktasında uzlaşıyor. Öte yandan, çok kutuplu dünya düzenine geçiş sürecinde, Türkiye’nin NATO üyeliğinin gerekleriyle çelişmeyecek şekilde, Rusya veya Çin ile barışçıl ilişkiler geliştirmesinde beis görülmüyor. Bu bağlamda, muhalefetin, iktidarın Ukrayna işgali arka planında Rusya’ya yönelik izlediği denge politikasını genel hatlarıyla olumlu bulduğu anlaşılıyor. Bununla birlikte, yine muhalefet partileri iktidarın S-400 alım kararını eleştirirken, bugünkü konjonktürde Rusya ile ekonomik ilişkilerin daha da derinleştirilmesine karşı çıkıyor.

Ortak bir dış politika oluşturmanın zorlukları

İç politika-dış politika geçirgenliğinden hareketle, muhalefet partilerinin, bütünsel bir yaklaşımla, Türkiye’nin içeride atacağı (demokratik çizgiye geri dönülmesi, diplomasiye alan açılması, kurumların yeniden güçlendirilmesi gibi) birtakım adımların dış politika üzerinde yapıcı etkileri olacağı düşüncesini paylaştıkları görülüyor. Yakından bakıldığında ise, örneğin, Washington’ın Suriye’de PYD/YPG ile askeri işbirliğinin Türk-Amerikan ilişkilerinde yol açtığı güven kaybının nasıl giderileceği, AB’nin vize serbestisi karşılığında yerine getirilmesini talep ettiği kriterden olan terörle mücadele yasası konusunda nasıl adımlar atılacağı veya Suriye ile ilişkilerin hangi şartlarda normalleşeceği gibi pek çok konuda partiler arası (özellikle HDP ile diğer muhalefet partiler arasında) farklı yaklaşımlar, ayrışmalar göze çarpmakta.

Çalışmanın son bölümünde, Çoşkun ve Ülgen, gerçekçi bir yaklaşımla, muhalefet partilerinin dış politika sözcüleri tarafından paylaşılan temel ilke ve hedeflerin ne ölçüde hayata geçirilebileceğine ilişkin çekincelerini yazmaktan kaçınmamışlar. Buna göre, parti içi görüş farklılıklarının yol açabileceği engeller, seçim sonrası meclis aritmetiğinin dayatabileceği koalisyon senaryoları ve diğer devletlerin yeni bir iktidarın izleyeceği dış politika açılımlarına nasıl karşılık vereceği gibi çeşitli faktörler seçimler sonrası Türk dış politikasının seyri üzerinde etkili olacak. Çoşkun ve Ülgen’in araştırması, kamuoyunda Türk dış politikası üzerine tartışmaları teşvik edecek önemli bir referans kaynağı niteliğinde. Muhalefet partilerinin dış politika yönelimleri konusunda hem iç hem de uluslararası kamuoyunu aydınlatma görevini yerine getirmek bakımından muhalefetten daha etkin bir performans sergilediklerinin hakkını da teslim etmek gerek.

 

 

 

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI