Cumartesi, Eylül 16, 2023

Muhalefeti olmayan iktidar modeli ve demokrasi

Bahattin Yücel
Bahattin Yücel
1949’da Nazilli’de doğdu. İ.Ü Edebiyat Fak. Tarih Bölümü mezunu olan Yücel 1976-77 yıllarında Vatan Gazetesi’nde yöneticilik yaptı. TÜRSAB’ın genel sekreterliği ve yönetim kurulu başkanlığı görevlerini de yürüten Yücel 19 ve 20.dönemde milletvekili olarak TBMM’de yer aldı. Yücel 54.Hükümette Turizm Bakanı olarak görev aldı. Yücel’in anılarını topladığı; “Ankara’da Sıcak bir yaz günü” ve Türkiye’de turizmin gelişimini anlatan “Turizm” adlı kitapları bulunuyor.

Siyasetin çözüm üretmesi, maddenin artı ve eksi kutuplarını anımsatan, iktidar ve muhalefetin kuracakları dengeye bağlıdır. Türkiye’de bu ikilinin vazgeçilmezi olan muhalefet, 2018 yılından bu yana dengeyi sağlayamıyor.

Ekonomisi yirmi bir yıllık tek parti iktidarının uygulamalarıyla altüst olmuş, eşitsiz gelir dağılımı ile G. Amerika ülkelerini geride bırakan, fakirleşme oranı her yıl artan, dış politikası sürekli yön değiştiren bir ülkede; sorumluluğun siyaset kurumunda olduğuna kuşku yoktur.

Siyasetin çözüm üretmesi, maddenin artı ve eksi kutuplarını anımsatan, iktidar ve muhalefetin kuracakları dengeye bağlıdır. Türkiye’de bu ikilinin vazgeçilmezi olan muhalefet, 2018 yılından bu yana dengeyi sağlayamıyor. Anayasal konumu tanım değiştirilerek, -özellikle- zayıflatılan, ana muhalefet partisi CHP iktidarın bunca başarısızlığı karşısında, umulan ilerlemeyi kaydedemedi.

Son seçimlerde aldığı sonuçlarla, kamuoyu araştırma şirketlerinin, partiyi destekleyen gazeteci ve yazarların, bilim insanlarının beklentilerini boşa çıkardı ve yarışı kaybetti. Yenilgi salt CHP’lileri değil, AKP iktidarına karşı olan-%48- seçmen kitlesini de her geçen gün artan yılgınlığa itiyor. Büyükşehirlerdeki derin yoksulluk, işsizlik ve sabit gelirlerdeki düşüşün yarattığı bezginlik önlenemiyor.

CHP Yönetiminin sonuçların açıklanmasının ardından, hızla seçim öncesi yapılanma dahil, ciddi bir özeleştiri mekanizmasını harekete geçirmek yerine, suskunluğu seçmesi, tepkiyle karşılanıyor. Seçmende zirveye çıkan değişim beklentilerinin dikkate alınmayışının ardındaki nedenler henüz bilinmiyor. Üstelik seçim sürecinde partinin 1946 yılında İnönü’nün başlattığına benzer biçimde sağa yönelmesi yanında iktidara yakın görüşlerdeki danışmanların atanmaları tansiyonu arttırıyor.

Süreç içinde partinin Genel Merkezi değişim tartışmalarını, yönetim koltuklarının değiştirilmesi olarak algıladıkları izlenimi uyandırıyor. Özünde İBB Başkanı İmamoğlu’nun öncülük ettiği grup ile Genel Başkanlık koltuğunu korumayı önceleyen, tartışma gözlerden kaçmıyor.

Oysa iktidar partisi AKP, MHP ile oluşturduğu bloğun, %45’lere varan oylarını konsolide etmek için var gücüyle çabalıyor. Çekirdek kadrosunu oluşturan seçilmiş bir tarikatın, farklı kollarını kamu kaynakları ile destekleyen bu yapılanmanın sürdürülmesi, muhalefete oy verenleri bezginliğe sürüklüyor. “Cemaat” adı verilen inançla maskelenmiş bu ticari örgütlenmenin temeli, ekonomik güç odakları yaratmayı amaçlıyor.  Tarikatların, şirketleşip sanayici olmaları, sonraki aşamada devlet desteklerinden yararlanarak holdingleşmeleri, örneğin TÜSİAD’a rakip farklı İş Adamları Dernekleri altında kurumsallaşmaları, ülke siyasetini ve kaçınılmaz olarak muhalefetin yönetimindeki Belediyeleri de doğrudan etkiliyor.

100 yıllık geçmiş ve kurucu parti olma niteliği, mevcut iktidara benzeyen yönetim anlayışını başarıya götüremez. Türkiye muhalefeti olmayan bir iktidar ile her geçen gün demokrasiden uzaklaşacaktır.

AKP ‘nin ekonomik piramidini oluşturan yapının temeli, geçmişteki iktidarlardan hayli farklı. FETÖ ilişkisi bilinen TUSKON’un 55 bin iş adamı ile 140 bin şirketi temsil edişi. MÜSİAD’ın 7 bini aşan üyesi ve 35 bin üye işletmesi. TÜMSİAD ’ın 15 bin üyesi, son günlerde medya ilgisinin yoğunlaştığı Menzil tarikatı üyelerinin ağırlıkta oldukları ASKON’un; 3 bin üyesi ve 15 bin şirketi, inançla perdelenen mali gücün oluşumuna ilişkin yeterli bilgi veriyor.

Tek parti güdümünde; kurumlar, yargı, güvenlik ve idari bürokrasi üzerinde kurulan otoriter yapı, giderek ülkenin gündemine de hâkim oldu. Muhalefet bu gelişmelere karşı çıkarken, samanlıkta kaybedilen iğneyi dışarıda arar gibi yaparak, uzun iktidar yorgunluğunun AKP’ye kaybettireceği yanılgısına düştü.

Üstelik değişimi koltukların değiştirilmesinde arayan, parti içi muhalefetin izlediği yöntemlerin, CHP’ye ülkenin geleceğini belirleyecek, parti olma konumunu kaybettireceği ortada. Ana Muhalefetin parti üst yönetiminin, Belediye seçimleri öncesinde belirlenecek adaylara odaklanması, seçim yenilgisini unutturmaya yetecek mi hep birlikte göreceğiz.

Ancak 100 yıllık geçmiş ve kurucu parti olma niteliği, mevcut iktidara benzeyen yönetim anlayışını başarıya götüremez.

Türkiye muhalefeti olmayan bir iktidar ile her geçen gün demokrasiden uzaklaşacaktır.

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

Bahattin Yücel
Bahattin Yücel
1949’da Nazilli’de doğdu. İ.Ü Edebiyat Fak. Tarih Bölümü mezunu olan Yücel 1976-77 yıllarında Vatan Gazetesi’nde yöneticilik yaptı. TÜRSAB’ın genel sekreterliği ve yönetim kurulu başkanlığı görevlerini de yürüten Yücel 19 ve 20.dönemde milletvekili olarak TBMM’de yer aldı. Yücel 54.Hükümette Turizm Bakanı olarak görev aldı. Yücel’in anılarını topladığı; “Ankara’da Sıcak bir yaz günü” ve Türkiye’de turizmin gelişimini anlatan “Turizm” adlı kitapları bulunuyor.
spot_img
PolitiYol Telegram'da
PolitikYol.com Podcast

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
59,170TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI