Cumartesi, Nisan 20, 2024

Muhafazakâr mahallenin devrimcileri

Muhafazakâr devrimciler devleti ele geçirebildiler ancak çalışmadıkları yerden gelen maşeri vicdan sorusu nezdinde sınıfta kaldılar. Belki de entelektüeli olamayan düşük şiddetli Anadolu devrimcilerinden de daha fazlasını beklemememiz gerekiyordu.

Geçenlerde sosyal medyada Türk Sağında fikir adamı yetiştirilmesi üzerine yaptığım paylaşım bayağı ilgi çekmişti. Paylaşımım, Türk Sağında en büyük yanılgılardan biri de fikir adamı yetiştirmesi yerine teşkilat adamı yetiştirilmesidir, sonradan da bu teşkilat adamlarına fikir adamı muamelesi yapılmasıdır görüşüm üzerineydi.

Sayın Erdoğan’ın son günlerde değişik gençlik platformlarında vurguladığı muhafazakâr devrimcilik konsepti hala gündemde yerini korumakta. Erdoğan bu konuda sorulan sorular üzerine merhum Nuri Pakdil’in yaşamını ve fikirlerini örnek göstermekte.

Nuri Pakdil, TRT dizi ile popüler hale gelen K. Maraşlı “Yedi Güzel Adam” şairlerinden birisiydi. Hukuk fakültesini bitirmiş ve devlet bursuyla da 3 ay Fransa’da kalmıştı. Bir süre Devlet Planlama Teşkilatında da çalışmıştı. Muhtemelen Fransa’daki gözlemlerine binaen “Batı notları” kitabında Müslüman bir devrimcilikten bahsediyordu.

İslam dünyasının batı modernitesine koşulsuz karşı olmasına, Türkiye’nin ve biatın önemine vurgu yapıyordu. İran devrimine karşı başlarda heyecan duymuştu. Pakdil, batılılaşmaya karşı öfkeli ve kararlı anti Kemalist tavrını her alanda ve şekilde ifade ediyordu. Belki de bu duruşunu devrimci ruhun bir parçası olarak benimsiyordu. Kemalizm’e nazire yaparcasına Peygamberizi ulu önder, namazı da beş vakit eylem görürdü.

Soğuk savaş dönemi devrim düşüncesi, Filistin ve Mısır’daki İhvan ve benzeri hareketleri etkilediği gibi ülkemizde Nuri Pakdil ve kuşağını da etkilemişti. Bu kuşak duyguların, sloganların ve eylemlerin kuşağıydı. Sembol hikâye bir bakıma önceden Fevzi Çakmak’ın cenaze töreninde başlamıştı. Çakmak’ın temsil ettiği zihniyete ve cenazesine yönetimin gösterdiği saygısızlığa muhafazakâr gençler tarafından törende belki de 1950’de ilk muhafazakâr devrimci tepki veriliyordu.

Söz konusu kuşağın dış dünyaya entelektüel ilgileri ve yabancı dil seviyeleri pek yeterli değildi.  Bakıldığında yeni tercüme edilmekte olan veya edilmeyen çağdaş felsefi metinler ve kitapları ne kadar okudukları da tartışmalıydı. Duygu yüklüydü ve öfkeliydiler. Şiirler üzerinden tepkilerini ifade ediyorlardı. Felsefi doktriner bir derinlikleri pek olamadı.

Muhafazakâr devrim kavramı bilindiği gibi Dünyamızda ilk kez 1927’de Avusturyalı Hugo Von Hofmannsthan tarafından Almanya’da kullanıldı. 1918’den 1932’ye kadar olgunlaşan bu cereyan anti modern, karşı aydınlanmacı ve gelenekçi bir ideolojiydi. Oswald Spengler, Carl Schmitt ve Thomas Mann gibi tanınmış düşünürlerden de katkı alıyordu. Bir bakıma bu muhafazakâr devrim konsepti, tepkisel Alman romantizminin, klasik muhafazakarlıktan uzaklaşarak Alman faşizmine giden bir yolculuğun adıydı.

Burada Nurettin Topçu’nun gündemdeki Türk muhafazakâr devrimci kimliğine arka planda yaptığı önemli katkıyı hatırlamamız gerekir. Birikim’de Ahmet İnsel yazısında, Topçu’nun Fransa’da Bergsoncu muhafazakâr felsefe çevresinde edindiği birikimin bir uzantısı olarak oluşturduğu Türk-Müslüman içeriğin aynı zamanda 1920’lerde Almanya’da etkili olan muhafazakâr devrimci akımla bağlantısını ifade etmekte. Topçu’nun hayatı boyunca çalışma odasına astığı fotolardan birisi olan Hitler resmi de bu durumu teyit eder nitelikte.

Bizim Pakdil dahil muhafazakâr devrimcilerimizin kuşağının bir kısmı Adalet ve Kalkınma partisi dönemine yetişebildiler. Yazıya ilişkin görüştüğüm Sayın Atasoy Müftüoğlu da bu kuşağın devrimcilik iddiasının, statükonun din anlayışının belirlediği konformist alana hiç dokunmamalarıyla bir çelişki oluşturduğunu ifade etmekte. Bu kuşağın genelinin yolu Milli Türk Talebe Birliği’ne düşmüştü. Bir kısmı İlim Yayma Cemiyeti veya Petrol vakfı gibi hayır kurumlarından burs alarak öğrenciliklerini devam ettirmişlerdi.

Çoğunlukla Devlet Planlama Teşkilatı ise kariyerlerinin siyasetten bir önceki durakları olmuştu. Bu insanlar aralarından cumhuriyetimizin bakanlarını, meclis başkanlarını ve cumhurbaşkanlarını da çıkardılar. Hayallerindeki kahtı rical sorununu çözdüler. Kadrolarıyla devletteydiler. Ayasofya’nın açılışını gördüler. Belki de AK parti iktidarında bütün bu gerçekleşenler onların gençlik sloganları ve devrim anlayışlarının gerçekleşmesi için yeterliydi. Ancak ne yazık ki öfke ve sloganla felsefi derinlikten yoksun çıktıkları bu yolculukta evrensel etik ve vicdanın karşılığı olan bu dönemin tartışmaları onlar için anlam bulamadı. Bir bakıma muhafazakâr devrimcilik iddiası taşıyan bu son kuşağın muhaliflikleri ve devrimcilikleri mevcut iktidar ile son buluyordu.

Bu muhafazakâr devrimci diye tanımlanan kuşağı, Türk Sağı; Mahalle, Kriz ve Kritik kitabımda, “Türk Sağının ağır ağabeyleri sorunu” başlıklı makalemde anlatmaya çalışmıştım. Bu kuşak yukarıda ifade ettiğimiz romantizminden faşizme giden Avrupa muhafazakâr devrimciliğinden başta Nurettin Topçu üzerinden olmak üzere etkilenmişti. Yahudi karşıtlığı ve komplocu bakış bu etkilerden birkaçıydı.

Mahalle bu muhafazakâr devrimci kuşağın mevcut iktidarla bir toplumsal muhafazakâr devrim yapmakta olduğunu zannetti. Kültürel iktidarı ise hiçbir zaman sağlayamadıklarını da idrak etti. Çelişkinin de esası buydu. Adam yetiştirmenin teşkilat kurmak, iktidarın ise devlet kadrolarına yerleşmek ve sermayeyi ele geçirmek olduğu zannedildi. Fikir ve düşünce insanlarıyla teşkilatçı insanlar aynı anlaşıldı. Muhafazakâr filozofların yokluğu veya eleştirel düşüncenin önemi yadsınamadı.

Muhafazakâr devrimciler hayal ettikleri devleti ele geçirebildiler ancak çalışmadıkları yerden gelen maşeri vicdan sorusu nezdinde sınıfta kaldılar. Belki de entelektüeli olamayan düşük şiddetli Anadolu devriminin devrimcilerinden de daha fazlasını beklemememiz gerekiyordu.

 

 

 

 

 

 

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

1 Yorum

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI