Perşembe, Nisan 25, 2024

Muchas Gracias Proteo

Menekşe Tokyay bir kahramanın Proteo’nun Adıyaman’da son bulan hikayesini yazdı. “16 Haziran 2013 doğumlu Proteo bu sene onuncu yaşını kutlayamadı. İki farklı yarımkürenin iki farklı iklimine alışamadı ve yaşamı, insan kurtarmak için “seçilerek” gönderildiği Türkiye’de büyük kahramanlıkların ardından son buldu. Bu, onun son göreviydi. Soğuk havaya dayanamamıştı vücudu…”

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından arama kurtarma çalışmalarına destek vermek üzere Meksika’dan Adıyaman’a getirildi bir sabah vakti.

Sıcacık bir iklimden kış ayazı ve karın hüküm sürdüğü, sokaklardaki enkazlardan yardım çığlıklarının yükseldiği bir afet yerinde, eğitimli burnunu ve deneyimli patilerini kullanarak ekibine yardımcı olacaktı.

Ülkeye ayak basmasından sadece kısa bir süre önce, sokaklarda köpek katliamları olduğunu, başıboş köpeklere işkence yapıldığını, çocuklara karne hediyesi olarak alınıp bakılamadığında sokaklara salıverilen hayvanların zehirlenmesinin savunulduğunu, Havrita gibi uygulamalarla “saldırgan” köpeklerin haritalandırıldığını bilse, belki buruk bir heyecanla başlardı bu önemli göreve… Ama yine de sorumluluk bilincinden bir an bile geri adım atmaksızın… Çünkü Türkiye’de hayvanseverlerin ve hayvan hakları savunucularının da çok kalabalık bir kitle olduğunu, hayvanlara zarar verecek her türlü uygulamaya karşı çıkacak bir dayanışma gösterdiklerini de hissederdi ona çevrilen bakışları görünce….

Alman kurdu Proteo, gözlüğü ve koruyucu ayakkabılarının yanı sıra tüm ağırbaşlılığı ve kazandığı deneyimle, farklı noktalardaki enkazın altından 14 cesedin bulunmasını sağlamasının yanı sıra,  aralarında 9 yaşında bir çocuğun da bulunduğu üç kişinin de canlı çıkarılmasına destek verdi. Umudun en çok tükendiği anda havlamasıyla umut oldu, umudu filizlendirdi.

Bu onun ilk kahramanlığı da değildi. Daha önce de Meksika Ulusal Savunma Sekreterliği Sedena bünyesinde yıllardır çok çetin görevler yüklenmişti. Mexico City’deki 1-A Askeri Kampında bulunan Birinci Askeri Polis Tugayı’nın bir parçasıydı.

Mexico City’i 7.1 büyüklüğünde vuran ve 370 kişinin ölümüne yol açan 2017 depreminde de, 2021 yılında 1941 kişinin hayatını kaybettiği 7.2 büyüklüğündeki Haiti depreminde de, geçtiğimiz sene Meksika’daki Agatha kasırgasının yıkıp geçtiği Oaxaca vilayetinde de arama kurtarma ekiplerinin can yoldaşıydı Proteo.

“Yüksek eğitim derecesi”ne sahipti. Arama ve kurtarma çabalarında eşsiz bir deneyimi vardı. İsmini Yunan mitolojisindeki deniz tanrısı Proteus’un İspanyolcasından almıştı.

Öyle ki her hâlükârda –canlı da olsa, çürüyen hücrelerinden de olsa- çevreye koku yayan insanın kokusunu anlayacak şekilde eğitildi ve ölülerle canlıları bile ayırt edebiliyordu. Ne de olsa arama-kurtarma köpekleri iyi eğitildiği takdirde insanlardan on bin kat daha iyi koku alabiliyor ve elli kat daha iyi işitebiliyordu.

Proteo şimdi Meksikalı ekibin kaldığı kampın bahçesinde, dert yüklü Adıyaman’da yanı başında cılız bir ağacın gölgesinde derin bir uyku uyuyor. Üzerinde görünmez termal yorganı, gözleri pırıl pırıl, gururlu… Aynı toprağın biraz ötesinde depremzede daha nice hayvanla birlikte…

Ancak 16 Haziran 2013 doğumlu Proteo bu sene onuncu yaşını kutlayamadı. İki farklı yarımkürenin iki farklı iklimine alışamadı ve yaşamı, insan kurtarmak için “seçilerek” gönderildiği Türkiye’de büyük kahramanlıkların ardından son buldu. Bu, onun son göreviydi. Soğuk havaya dayanamamıştı vücudu…

Proteo’nun eğitmeni onbaşı Juan Carlos Villeda Marquez açısından bir yandan depremin acısı, bir yandan can yoldaşından ayrılmanın hüznüne dayanmak oldukça zordu. Proteo henüz dört aylık bir yavru iken onu alıp, insanların korunması, enkaz altından kurtarılmasının yanı sıra patlayıcı ve uyuşturucu tespiti için de eğitmişti.

“Misyonunu tamamlamış oldu. Her zaman sahaya çıktığımızda birbirimize destek oluyorduk,” dedi arkasından ve ekledi:

“Köpeğimle, özellikle harika bir kopek olarak tanındığı için çok gurur duyuyorum. Ve sadece onunla değil, buraya gelen ve işini yapan tüm kurtarma köpekleriyle gurur duyuyorum.”

Eğitmeni Marquez’i dinlerken, aklım bir yandan da onbaşının soyadını paylaştığı Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Gabriel Garcia Marquez’in Mavi Köpeğin Gözleri adlı o gizemli ve fantastik öyküler barındıran kitabına, yani ilk yazdığı öykülere gitti. Acının, yalnızlığın, ölümün işlendiği o öykülerin arasından siyahlı kahveli tüyleriyle Proteo’nun çakır gözlerine baktım sonra uzun uzun…

Proteo şimdi Meksikalı ekibin kaldığı kampın bahçesinde, dert yüklü Adıyaman’da yanı başında cılız bir ağacın gölgesinde derin bir uyku uyuyor. Üzerinde görünmez termal yorganı, gözleri pırıl pırıl, gururlu… Aynı toprağın biraz ötesinde depremzede daha nice hayvanla birlikte…

Kimbilir belki uykusunda daha nice çocuğu enkaz altından çıkartıp görev bilinciyle bir diğer depremzedeyi aramaya koştuğu rüyalar görüyordur. Kimbilir belki de İstanbul’un toplu taşıma araçlarının simgesi olan Boji’yle karşılaşıyordur uzak iklimlerde.

Proteo, “yüksek eğitim derecesi” ve arama ve kurtarma faaliyetlerindeki eşsiz deneyimi nedeniyle kurtarma çabalarına yardımcı olmak için Türkiye’ye gitmek üzere seçilenlerden biriydi. Beraberinde ekibin “kalbimiz” diye nitelendirdiği Balam, Orly, July, Rex, Territorio, Timba, Barato, Balenceo, Biosfera, Tardio, Bureta, Kiara, Teologia da vardı.

Bizi seçtiğin için Muchas Gracias Proteo!

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI