Mimarlar Odası Ankara Şubesi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Yatay şehirleşmeye öncelik verdik. Süleymaniye’nin etrafı şu anda yenileniyor. Tarihi eserler vs. Katar-Türkiye-KİPTAŞ işbirliği ile yıkılıp aslına uygun şekilde inşa edilecek” açıklamasına düzenlediği basın toplantısında tepki gösterdi.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Erdoğan’ın, “Tarihi eserler vs. Katar-Türkiye-KİPTAŞ işbirliği ile yıkılıp aslına uygun şekilde inşa edilecek” açıklamasına, “Bu akıl ve mantık dışı bir açıklamadır. Tarihi eser ne demek, yıkılıp yeniden yapılmak ne demek restorasyon bilimi biliyorlar mı? Bunlar nasıl onarılıyor. Cumhurbaşkanı restitüsyon, rekonstrüksiyon ne biliyor mu? Yıkılıp yapılınca zaten tarihi eser olmuyor. Bu akla ziyan bir durum. Böyle bir şey dünyada görülmemiş, anlamakta zorluk çekiyorum. Kentlere ihanet ettik dediler. Bu tarihi eserlerin yıkılıp yeniden yapılma işinin de ötesindedir. Bunun bedeli ağırdır” diyerek tepki gösterdi.
Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, bu açıklamayı anlamakta güçlük çektiklerini belirterek, “Bu Topkapı Sarayı’nı, Sultan Ahmet Cami’sini yıkıp tekrar yapmak gibi bir şey. Etrafındaki insanlar mı akıl ve mantık dışı yaklaşımlar içerisinde. Hani bunu söylüyorlar da Cumhurbaşkanı mı algılayamıyor. Bu söylenecek laf değil. Katar-Türkiye-KİPTAŞ işbirliği içinde tarihi eserler yıkılacak ve yeniden yapılacak. Tarihi eser ne demek, yıkılıp yeniden yapılmak ne demek restorasyon bilimi biliyorlar mı? Bunlar nasıl onarılıyor. Cumhurbaşkanı restitüsyon, rekonstrüksiyon ne biliyor mu? Yıkılıp yapılınca zaten tarihi eser olmuyor. Bu akla ziyan bir durum. Nereden nasıl gündeme getirdiler. Bunun da arkasından muhtemelen ‘Riskli yapı, statik dayanımsızlığı var. Bunları yıkıp yeniden yapalım. Yani yeni rant kapısı yaratalım” diyecekler. Ortalık ayağa kalkar. Tarihi eserleri yıkacak bir insan, birde bunu tam da yerel seçimler sürecine girerken bunu bir vaat ve proje olarak sunacak ve sistematik bir tarihi eser yıkımına girecek kimsenin bu topraklarda ayağı yere basmaz demektir. Bu konuda hem Türkiye’nin hem de uluslararası camianın duyarsız kalacağını düşünmemek gerekir. Buradaki eserler sadece bize ait değil. Tarihi eser olduktan sonra evrensel eserlerdir. Yani dünyaya aitlerdir. Katar-Türkiye-KİPTAŞ işbirliği içinde rant elde edeceğiz, inşaat yapacağız, para kazanacağız. Böyle bir şey olmaz yer yerinden oynar. Bizim alanımıza dair bilmediği konularda, ya da kendisine verilen yanlış bilgilerle kamuoyunu meşgul etmesin. Böyle bir şey dünyada görülmemiş, anlamakta zorluk çekiyorum. Kentlere ihanet ettik dediler. Bu tarihi eserlerin yıkılıp yeniden yapılma işinin de ötesindedir. Bunun bedeli ağırdır. 31 Mart hepimiz için oldukça önemli. Ülkemizin bütün değerlerini peşkeş çeken tüm değerlerimizi, yeşil ve kamusal alanlarımızı ranta tahvil eden bir yaklaşım var.” dedi.
Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Ali Hakkan da kinaye yaparak “O zaman Süleymaniye falan da eskidi kaç asırlık yapılar. Yıldız Sarayı, Dolmabahçe Sarayı, Sultan Ahmet zaten Bizanslılardan surlar falan onların tarihi değeri de yok eskide de zaten deprem yönetmeliğine de uymaz yıkalım. Gerçekten tüm bu açıklama akıl dışı. Bu sürece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşların sahip çıkması gerekiyor. Tüm bu tarihi eserler hepsi çok değerli. Türkiye bir medeniyetler beşiği. Tarih Göbeklitepe ile birlikte yeniden yazılıyor” açıklamasında bulundu.
