Salı, Nisan 23, 2024

Milletin gür sesi masayı yeniden toparladı

Seçime çok az zaman kaldı. Millet İttifakının altı temsilcisi var. Her ile, her ilçeye gidecek zaman var. İktidarın peş peşe göz boyama hamleleri gelecektir. Bu saatten sonra milletin bunları dinleyeceğini hiç sanmıyorum.

Millet olarak geçirdiğimiz dört dramatik günün ardından Millet İttifakının Cumhurbaşkanı adayını açıklamasıyla gecemiz bayrama döndü.  Su yolunu buldu, taşlar yerine oturdu.

Bu krizin atlatılmasının birinci çarpanı millet oldu.  Bu yaşıma geldim ilk kez milletin “Patron benim. Ben adil, demokratik, çağdaş bir Türkiye istiyorum. O masadan kalkarsanız, sizi tarihe gömerim”  dediğine şahit oldum. “Liderim ne derse doğrudur” diyen zihniyet,  yerini “lider benim”  zihniyetine ne zaman çevirmiş inanın şaşkınım.  Aynı zamanda bir gerçeği daha gördük. Parti teşkilatları partinin tamamı değil, uzuvlarından biridir. Partileri, parti yapan seçmenleridir.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Başkanı Sayın Mansur Yavaş kriz boyunca gösterdikleri duruş ile vatandaş tarafından neden bu kadar sevildiklerini adeta her saniye gösterdiler. Kaliteleri ile hayran kitlelerini katladılar.  Eğilmeden, bükülmeden, kalitelerinden ödün vermeden arabuluculuk için canla başla çalıştılar.

İttifakın ortakları olan ve durduk yere hakarete uğrayan Temel Karamollaoğlu, Ahmet Davutoğlu, Gültekin Uysal ve Ali Babacan olgunluk gösterdiler. Küsmediler, çekilmediler.  Canla başla yangını söndürmek için kova kova su taşıyıp yangını söndürdüler. “İyi Parti çekilirse bizim elimiz güçlenir” anlayışına bir saniye bile girmediler.  Zaten geçmişlerine bakınca hep sakin ve uzlaşmacı siyasi anlayışları olduğunu görüyoruz. 2015 yılında Sayın Erdoğan izin verseydi;  Sayın Davutoğlu, Sayın Kılıçdaroğlu ile AKP-CHP koalisyonunu kuracaktı. Kısmet bugüneymiş.

Sayın Kılıçdaroğlu ilk günden sakin, umut veren yaklaşımı ile yangının genişlemesine izin vermedi. Bu kriz bana Ahmet Necdet Sezer ve Ecevit arasındaki  “Anayasa Kitabı”  krizini hatırlattı. Kapılı kapılar ardında bu kriz yaşanmıştı. Kimsenin haberi yoktu. Rahmetli Ecevit ekranların karşısına çıkıp “bu bir krizdir” diyerek herkesin haberdar olmasını sağlamış ve ortaya çıkmak için fırsat kollayan ekonomik krizin ülkeye egemen olmasına sebep olmuştu.  Yine kapalı kapılar ardında bir kriz yaşandı.  Sayın Kılıçdaroğlu ilk başından itibaren güler yüzlü, sakin, umut dolu oldu. Siyasetin tüm olumlu aktörlerini araya soktu, çözüm bulmak için uğraştı.

Cuma gününden beri Cumhur İttifakı kahkahalarla gülüyordu. Haklılar. Ama yarından itibaren bu krizin üzerine gideceklerdir. Deprem üzerinden saldıracaklardır.  Onlara da kızmadan yola koyulmalı ittifak. Sakin, birleştirici, sarmalayan, güler yüzlü siyaseti bayrak edinmeli.

Cumhuriyer Halk Partisi ve İyi Partinin sağ duyulu kurmayları çok uğraştı. Sayıları az olsa da milletin gür sesini arkalarına alıp var güçleriyle çalıştılar. Bazı parti yetkilileri “Böyle dediler, şöyle yaptılar. Teşkilat rahatsız” gibi sadece altı kişinin bilebileceği masada yaşanan olayların dedikodusunu yaparken, daha önce boşaltıdığı koltuğuna geri dönüp sarılırken;  bazı parti yetkilileri millet üzülmesinden diye anlıyoruz ki gecelerce uyumadılar.

Sayın Meral Akşener gurur yapmadı.  Kavgadan beslenenlere değil milletin sesine kulak verdi. Masaya geri dönmek çok zordu. Kendisinden bekleneni yaptı. Milletin umudu olmaya geri döndü. İnanıyorum ki bu umudun görülen ve görülmeyen tüm kahramanlarını millet şükranla anacaktır.

Bundan sonraki süreç kolay olmayacak. Ama bundan sonraki hiç bir gün 3 Mart gününden daha kötü olmayacak. “Araya bir defa uçurum girdi, artık dikiş tutmaz” diyenlere sakın inanıp moralinizi bozmayın.  Millet, açılan derin uçurumu “birlik” zamkıyla öyle sıkı kapattı ki, bir daha uçurum açılmaz. Arada oluşan küçük çatlaklarda su sızdırmaz.

Güçten, ayrışmadan, kavgadan beslenen unsurların her partide, medyada, her grupta olduğunu gördük, yaşadık. Ortalara saçılan hain, dönek söylemlerinin, ortaya çıkan geçmişlerin, videoların nasıl bir anda gündem olduğuna şahit olduk. Bunları aklımızdan çıkarmamalıyız. Olan oldu, bitti. Bundan sonra “Keşke böyle olmasaydı, keşke böyle demeseydi” diyenlere lütfen kulaklarınız tıkayınız.

Dört gündür yaşadığımız kaos seçmen üzerinde hemen atlatılmayacak bir iz bıraktı büyük olasılık. Çok üzüldüler, kırıldılar, kızdılar. Bu ruh halleri bir müddet devam edecektir. Millet İttifakına düşen bir önce seçmenin gönlünü yeniden kazanmaktır. Ne söyleseler, haklılar. Diğer yandan dört gündür depremden etkilenen canlarımızı ihmal ettik.  Bir an önce onlara koşmalı İttifak.

Cuma gününden beri Cumhur İttifakı kahkahalarla gülüyordu. Hakılılar. Ama yarından itibaren bu krizin üzerine gideceklerdir. Deprem üzerinden saldıracaklardır.  Onlara da kızmadan yola koyulmalı ittifak. Sakin, birleştirici, sarmalayan, güler yüzlü siyaseti bayrak edinmeli.

Seçim tarihini 14 Mayıs olarak açıkladı Sayın Erdoğan.  10 Mart tarihinde seçim kararı alacakmış. Seçime çok az zaman kaldı. Millet İttifakı’nın yedi temsilcisi var. Her ile, her ilçeye gidecek zaman var. İktidarın peş peşe göz boyama hamleleri gelecektir. “Erdoğan değil bürokratlar suçluydu” algısı için peş peşe bürokrat istifaları gelebilir. Peş peşe parasal destekler gelecektir.  Peş peşe mağduriyet söylemleri gelecektir. “Millet İttifakı Amerikan’ın elemanı” ya da “Biz yapacaktık, önümüzü kestiler” söylemlerini çok sık duyacağız. Bu saatten sonra milletin bunları dinleyeceğini hiç sanmıyorum.

Millet İttifakı önce seçimi kazanacak, ardından Cumhur İttifakının yarattığı enkazdan Türkiye’yi kaldıracak. Tam bir enkaz. Ekonomiden, eğitime, inşaattan, sağlığa kadar. Türkiye tarihinin sanırım Kurtuluş Savaşı sonrası en ağır enkazı,  yeni iktidarı bekliyor.  Yeni iktidar ikinci kurtuluş mücadelesine 6 Mart itibariyle başlamıştır.  Yolları açık olsun.

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI