Çarşamba, Nisan 24, 2024

Millet İttifakının ilk sınavı: psikolojik iktidar

İktidarın en güçlü kozlarından biri olan ‘’gündem belirleme’’ üstünlüğünü eline geçiren Millet İttifakı, bu doğrultuda psikolojik iktidarı da elde etmiş durumdadır ve bu durum Millet İttifakı’nın ilk sınavıdır…

“Cumhurbaşkanı aday kim olacak?’’ tartışmasından ziyade ilkesel bir bütünlükle davranmaya devam ettiği sürece bu sınavdan başarıyla geçecektir. Özetle; Millet İttifakı, psikolojik üstünlüğünü iyi yönetebilirse siyasi iktidarı kazanabilmesi an meselesidir.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet modeline geçildiği günden beri Türkiye’nin iç ve dış politikasında yaşanan kaotik durum, mevcut sistem üzerindeki tartışmaları artırmış ve Covid-19 pandemisiyle mücadelede uygulanan siyasi pratiklerin doğurduğu kriz ortamının yanında ekonominin getirdiği pahalılaşma, mülteci politikaları ve iktidarın durumu toparlayamamış olması erken seçim gündemini yaratmıştır. Son olarak seçim barajının ve Siyasi Partiler Kanunu’nun değiştirilmek ve HDP’nin kapatılmak istenmesi, iktidar bloğunun son hamleleri olarak değerlendirilse de Cumhur İttifakı’nın henüz son kozunu oynamış olduğu düşünmüyorum. Üstelik seçimleri kaybetse bile iktidarın devir teslim yapmayacağı tarzındaki iddiaların iktidar bloğundan ziyade muhalefetin dinamizmine ve çeşitli badirelerden geçen demokrasiye olan inancımıza zarar verdiği kanısındayım.

Yönetememe kavramının dillendirildiği her alanda yürütülen ve üstünün örtülmeye çalışıldığı algı politikaları, artık yalnızca muhalif seçmen için değil aynı zamanda iktidara oy veren kitleyi de tatmin edememektedir. Keza yangın uçağı olmayan bir ülkenin Yunanistan’a uçak yardımında destek olması, vatandaşa atılan çaylar, Batı’nın Türkiye’yi kıskandığı algısı ve bu propagandayı beslemek adına Avrupa’da yaşayan vatandaşların Türkiye’yi öven beyanları artık ‘’kendi tabanını’’ da ikna edememektedir. Çoğu eskimiş model olan ya da krediler sayesinde alınabilmiş akıllı telefon ölçüsü üzerinden yapılan ‘’durumunuz iyi’’ yorumları ise Z kuşağının mizah konusu haline geldi diyebilmekteyiz.

Türkiye, her ne kadar ‘’dillendirilmese’’ de bir erken seçim atmosferine girmiş bulunmakta…

Millet İttifakı, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem konusunda mutabık görülmektedir. Zira Millet İttifakı’ndaki bu mutabakat Millet İttifakı’nı dahi aşan bir kuvvete sahip olduğu gibi bu kuvvet ve toplumsal talebin karşısında durabilecek herhangi bir güç de mevcut değildir.

Sizin değilken sizin olanı yönetmek kolay bir iş değildir…Psikolojik İktidar.

Dolayısıyla el değiştiren psikolojik iktidar periferinde, muhalefet hiç olmadığı kadar ofansif bir siyasi tavır takınmakta ve iktidar gibi davranarak gündem belirlemekte iktidar ise muhalefet gibi davranmakta ve yalnızca eleştirel bir savunma mekanizması işletmektedir. İktidarın en güçlü kozlarından biri olan ‘’gündem belirleme’’ üstünlüğünü eline geçiren Millet İttifakı, bu doğrultuda psikolojik iktidarı da elde etmiş durumdadır ve bu durum Millet İttifakı’nın ilk sınavıdır…

Özellikle 31 Mart seçimlerinde yakaladığı ‘’Yerel İktidar’’ başarısını zemin edinen muhalefet, bu denge unsurunu ‘’1991 Sendromu’’na düşmeden doğru stratejilerle pratik edip kararsız tabanı konsolide ederek ve oportünist bir yaklaşım yerine toplumcu gerçekçi bir pragmatik siyasetle bu üstünlüğü sandığa yansıtabilir. Bu pratikte de Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem modelini doğru kurgulayıp seçmene doğru ifade edebilmek, demokrasi, insan hakları ve özgürlükler noktasında daha ileri bir ufuk çizen toplumsal barışın esas alındığı ve ekonomide somut çözüm önerilerinin ön planda yer aldığı bir tutum sergilenmelidir. Bu moment, referandumda ‘’Hayır’’ bloğu ile başlayıp 31 Mart seçimlerinde bir ivme yakalayan sürecin geliştirdiği demokrasi mücadelesindeki en güçlü dönemdir. Psikolojik iktidar sınavını veren Millet İttifakı, ‘’Cumhurbaşkanı adayı kim olacak?’’ tartışmalarından ziyade ilkesel bir bütünlükle davranmaya devam ettiği sürece bu sınavdan başarıyla geçecektir.

Özetle; Millet İttifakı, elde etmiş olduğu bu psikolojik iktidar üstünlüğünü iyi yönetebilirse siyasi iktidarı kazanabilmesi an meselesidir.

Son olarak: Belli başlı TV programlarında her akşam bilerek sürdürülen ‘’Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı kim olacak?’’ tartışmalarının Millet İttifakı’nın yürüttüğü demokrasi paydaşına zarar vermek niyetiyle pompalandığını anlayabiliyoruz.

Millet İttifakı’nın bir ‘’Aday’’ problemi olduğunu düşünmüyorum… Hatta hiç olmadığı kadar ve anketlerde yükselişte olan birden ikiden üçten fazla seçimi kazanabilecek alternatif isimleri mevcut…

Cumhur İttifakı’nın ise anketlerde oy oranı gittikçe düşen ve başka bir alternatifi olmayan değiştiremeyeceği ‘’bir ve tek’’ adayı mevcut.

O halde ‘’Aday’’ sorunu yaşayan Millet İttifakı mı? yoksa Cumhur İttifakı mıdır?

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI