Cuma, Mart 29, 2024

Millet İttifakı ve Ortak Mutabakat Metni: “Devlet-yönetim-demokrasi üçlü krizi”ni çözmek

Küresel ölçekte yaşanan “çoklu krizler” ve “otoriter popülizm” döneminde, seçimler sadece gerçekçi politikalar ve çözüm önerileriyle kazanılmıyor.  Bu nedenle, halkın güveneceği; güvencesizlere güvence olacak, korkularını umuda dönüştürecek lidere ve yönetim takımına ya da liderlik kabinesine ihtiyaç var. 

Millet İttifakı’nın “30 Ocak Toplantısı” ve bu toplantıda açıklanan “Ortak Mutabakat Metni” üzerine PolitikYol’da ve farklı yazılı ve görsel medya organlarında yeterince yorum yapıldı.

Çoğu değerli ve yol gösterici bu yorumlar, toplantının ve mutabakatın artılarını ve eksilerini, güçlü ve zayıf yönlerini ortaya koydular.

Çoğunlukla katıldığım bu yorumları tekrarlamadan ve farklı bir yerden bakarak, niye 30 Ocak Toplantısıyla bir eşiğin aşıldığını ve üç nedenle niye Ortak Mutabakat Metnini olumlu gördüğümü açıklamak istiyorum.

NİYE OLUMLU?

Birincisi, 3 Kasım 2002 seçimleri tek başına iktidar olarak kazanmasıyla başlayan AK Parti’nin Türkiye yönetimi ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi süreçleri içinde yapılan seçimlerle karşılaştırmalı baktığımız zaman şunu söyleyebiliriz: iktidar ile muhalefetin seçimlere hazırlanmasında ciddi bir yer değiştirme yaşıyoruz.

14 Mayıs 2023 seçimlerine Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti, Türkiye’nin ciddi sorunlarına çözüm bulacak politikaları ve hazırlığı olmadan, geçmişe dönük bir anlatıyla, ideolojik, retorik temelli ve popülist ağırlıklı bir söylem ve tavırla yaklaşırken, Millet İttifakı, Mutabakat Metniyle somut politikalar, gerçekçi çözüm önerileri ve yol haritasıyla hazırlanıyor.

Bu bir ilk: bugüne kadar İktidar, politika temelli, muhalefet ideoloji ve retorik temelli seçimlere hazırlanmışken, şimdi yaklaşımların ve rollerin 180 derece değiştiğini görüyoruz.

İktidar, “güçlü lider sorunları çözer” sloganı ve “güçlü Türkiye ve devlet bekası” referansıyla seçimlere hazırlanırken, muhalefet, Mutabakat Metni ve Güçlü Parlamenter Sistem çerçevesi içinde somut politikalar ve çözüm önerileriyle seçmenden oy isteyecek.

14 Mayıs seçimlerinde seçmen, genel düzeyde, ideoloji-retorik-popülizm mi yoksa somut politikalar-gerçekçi çözüm önerileri mi arasında bir tercih yapacak.

İkincisi, gücün tümüyle yürütme organında yoğunlaşması; denge ve denetleme sisteminin ciddi derecede zayıflatılması ve yönetim kurumlarının aşırı siyasallaştırılması ve yıpratılması temelinde hareket eden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, sadece demokrasi alanında değil, devlet ve toplum yönetimi alanlarında da bugün ciddi bir kriz yaratmış durumda.

2018’den bugüne Türkiye, giderek derinleşen ve eş zamanlı yaşanan “demokrasi krizi”, “devlet krizi” ve “yönetim krizi” sorunlarıyla karşı karşıya.

Demokrasi-devlet-yönetim bağlamında “üçlü kriz” olarak nitelediğim bu durum, Türkiye’de yaşadığımız “hayat pahalılığı-işsizlik-güven-haysiyet-kutuplaşma” sorunlarını da yüksek dereceli risk faktörlerine dönüştürmüş durumda.

Bu sorunlara çözüm, sadece demokrasinin canlandırılmasını değil, aynı zamanda, “devletin yeniden inşasını” ve “yönetimin denge ve denetle sistemi içinde yeniden kurumsallaşması”nı gerekli kılıyor.

Kürt sorunundan diğer kimlik sorunlarına, kadına ve farklı olana şiddetten itibarlı dış politikaya kadar Mutabakat Metninin eksikleri olabilir.

Fakat, Mutabakat Metni, “devletin yeniden inşası” ve “denge ve denetleme sistemiyle yönetimin kurumsallaşması” temelinde çok önemli adımları ve politikaları içeriyor.

Mutabakat Metni, bence, genel düzeyde, “Devletin Yeniden İnşasını” ve “Denge ve Denetleme Sistemi temelinde Kurumsal Yönetime Geçişi” amaçlayan bir metin.

Bu anlamda da Millet İttifakı önemli bir adım atmış gözüküyor.

Üçüncüsü, devlet, ekonomi ve toplum yönetiminde “neoliberalizm-otoriter popülizm kıskacına” girmiş Türkiye’nin, bugün, “sistem-toplum yönetimi-toplumsal psikoloji” alanlarında halkın ve insanların “güven-güvence-haysiyet” duygularını güçlendirecek yeni bir “yönetim ve liderlik” anlayışına ihtiyacı var.

İktidar, “güçlü lider sorunları çözer” sloganı ve “güçlü Türkiye ve devlet bekası” referansıyla seçimlere hazırlanırken, muhalefet, Mutabakat Metni ve Güçlü Parlamenter Sistem çerçevesi içinde somut politikalar ve çözüm önerileriyle seçmenden oy isteyecek.

Millet İttifakı, Mutabakat Metni ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem önerileriyle ve altı partinin işbirliği ve birlikte çalışmasıyla, yeni yönetim anlayışı için önemli adımları atmış oldu.

Tek bir partinin değil, altı partinin bu çabası, altı çizilmesi gereken bir başarıyı ve önemli bir adımı içeriyor.

Bu anlamda, altı partinin birlikte hazırladıkları ve altına imzalarını attıkları bu çalışmalarla Türkiye, hem bir ilki yaşıyor, hem de “Yeni Türkiye için Yeni Yönetim” anlayışının çerçevesi ortaya çıkmış oluyor.

LİDERLİK, UMUT VE GÜVEN

Bu üç madde içinde Mutabakat Metnine olumlu yaklaşmalıyız diye düşünüyorum.

Peki, bu olumlu ve önemli adımlar seçimleri kazandırmaya yeterli mi?

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ve Ortak Mutabakat Metni ile seçim kazanılır mı?

Kolay değil. Hatta zor gözüküyor.

Küresel ölçekte yaşanan “çoklu krizler” ve “otoriter popülizm” döneminde, seçimler sadece gerçekçi politikalar ve çözüm önerileriyle kazanılmıyor.

Korkmuş ve kutuplaşmış insanlar, güvenceli sığınaklarını güçlü liderlerde ve ideolojilerde bulabiliyorlar. Bu liderler sorunları yaratmış olsalar dahi.

Bu nedenle, halkın güveneceği; güvencesizlere güvence olacak, korkularını umuda dönüştürecek lidere ve yönetim takımına ya da liderlik kabinesine ihtiyaç var.

Mutabakat metnini halka anlatacak, Millet İttifakının desteğini tam almış, “seçimleri kazanabilirim” iddiasını taşıyan lideri belirleme zamanı gelmiş gözüküyor.

13 Şubat ya da hemen sonrası günlerde lideriyle birlikte Millet İttifakı sahaya inmiş olmalı.

 

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI