Altılı Masa’nın içinde Türkiye’nin asıl sorunları konuşulmuyor. Daha steril ve çoğu da “devleti” kurtarma amaçlı konular. Halbuki biliyoruz ki Altılı Masa’nın derdi bu olmamalı. Ülkedeki özgürlük ve demokrasi konuları olmalı.
Yazılarımızda eleştiri dozunu yüksek bulabilirsiniz. Hatta bazen Altılı Masaya doğrudan karşı olduğumu da düşünmüş olabilirsiniz. Ama sanırım Cumhur İttifakı’nın yanında olmadığımı da anlamışsınızdır. Benimkisi dostça uyarılar aslında.
Çünkü gerçekten Altılı Masa’nın içinde Türkiye’nin asıl sorunları konuşulmuyor. Daha steril ve çoğu da “devleti” kurtarma amaçlı konular. Halbuki biliyoruz ki Altılı Masa’nın derdi bu olmamalı. Ülkedeki özgürlük ve demokrasi konuları olmalı. Çünkü özgürlükleri tanımlanmamış bir toplumda “devlet”i kurtarmak boş bir hayalden ibarettir. En basitinden söyleyeyim Kürt sorunu çözülmemiş bir toplum asla demokratik bir toplum olamaz.
Ama ne yazık ki bu konu Altılı Masa’nın gündemine hiç gelmedi. Gelece midir de bilinmez. Altılı Masa’da Cumhur İttifakı çok küçümseniyor gibi. Tayyip Erdoğan’ın ekonomik başarısızlığı onu götürecek gibi düşünülüyor. Doğrusu buna katılmak çok zor. Zor çünkü bizim gibi ülkelerde insanlar oylarını kimliklerine göre kullanıyorlar ekonomik saiklerle değil. Kaldı ki Cumhur İttifakı’nın arkasında inanılmaz bir sermaye gücü var.
CHP’liler hâlâ AKP’nin arkasında “Anadolu aslanları” adlı kobiler var diye düşünüyorlar. Ama durum öyle değil. Diyebilirim ki 100 yıllık Cumhuriyet sermayesinden çok daha güçlü sermaye grupları bugün AKP’nin arkasında. Onun için iş o kadar kolay değil.
Geçenlerde Meclis’te önemli bir CHP milletvekili ile muhabbet ediyorduk. Ben eğer iktidara gelirlerse işlerinin zor olacağından söz ediyordum. Özellikle bürokrasiye işaret ediyordum. Dedi ki, “Sayın vekilim bizde bürokrasi siyasete bağlıdır. Siyaset değiştiğinde bürokrasi de değişir.”
Doğrusu bu açıklamayı çok naif buldum. Naif buldum çünkü 20 senedir iktidarda olan ve kendi adamlarıyla mülakatları yapılmış bu kadroların öyle siyaset değişti hadi biz de değişelim demeleri bence mümkün değil.
Hele hele üst düzey bürokratların bazılarının yasalarla belirlenmiş süreleri var. Onları da istediğiniz zaman değiştiremezsiniz. Dolayısıyla Millet İttifakı seçimleri kazansa da ülkeyi yönetmesi zor olabilir.
Bunun yanı sıra CHP’liler “kamusal ekonomi” adıyla ifade ettikleri bir ekonomik vizyonları var. Bir de gelir dağılımının düzeltilmesi gerektiğine ilişkin. Evet bunlar ilginç çıkışlar ama bu ilginç çıkışların Davos’un da benimsediği çıkışlar olduğunu düşündüğümüzde CHP’nin siyaseten nerede durduğu ya da duracağı karışmış olacak.
O nedenle de konuya eleştirel bakmak lazım. Çünkü ancak o zaman sorunların büyüklüğü anlaşılır ve çözüm yolları üzerine kafa yorulur.
