Salı, Nisan 23, 2024

Mehmet Bekaroğlu: Nasıl bir sosyal demokrasi?

Sosyal demokrasi; özgürlük, eşitlik, adalet ve dayanışma değerleri temellerine oturur. Aslında sosyal demokrasi sınırları çizilmiş bir ideoloji olmaktan çok, 19. yüzyılın ikinci yarısından bu yana emekçi sınıfların yürüttüğü sosyal ve siyasal mücadeleler ile egemen sınıfların verdikleri ödünler sonunda varılan uzlaşmanın ürünüdür. Sosyal demokrasi, klasik liberal demokrasinin temellerini oluşturan değerler sistemini (serbest piyasa, siyasal demokrasi, çoğulculuk vb.) korumakla birlikte, sosyal adalet, sosyal devlet, sosyal haklar gibi yeni değerlerin de taşıyıcısıdır.

Doğru; CHP sosyal demokrat bir programı hayata geçirmeye çalışmaktadır ama bugünkü görünümü ile ne tam bir sosyal demokrat parti olabilmiştir ne de bu toplumun özelliklerinden kaynaklanan ihtiyaçları karşılayabilmektedir. Bülent Ecevit’in 70’li yıllarda başlattığı sosyal demokrasi arayışları ise 12 Eylül darbesi ile kesilmiştir.

12 Eylül sonrası da sosyal demokrasi adına arayışlar devam etmiştir. Ne var ki, bu arayışlar henüz el yordamıyla yürümekte, sağlıklı bir yöntem ve sistematik bir program henüz geliştirilememiştir. Bunun böyle olmasında CHP’nin alışkanlıklarının yanında dünyadaki sosyal demokrat partilerin ve genel olarak solun yaşamakta olduğu krizin de etkisi var. Öte yandan dünyadaki neo-liberal uygulamalar ve buna paralel olarak yerleşik sağ-sol mevzilenişlerin altüst olmasını da unutmamalıyız.

Adı ne olursa olsun bu topraklarda yaşayan insanlara Cenneti değil ama huzuru, insan gibi yaşamayı, herkesin insan olarak kendini gerçekleştirme imkânını sağlayacak bir senteze, bir siyasal ve toplumsal eyleyişe ihtiyaç var.

Elbette burada insanların kapitalizmin hiyerarşisine, eşitsizliklerine, güvensizliğine karşı tepkilerinin adresi olan ve 20. Yüzyıla damgasını vuran solun gerileyişinin hikâyesini anlatacak değiliz. Ama parlamenter demokratik bir çizgi izlemiş ve sosyal devletin
inşasında önemli katkılar yaparak kapitalizmin insanlara verdiği acıları hafifleten sosyal demokrasinin, yine kapitalizmin hız ve menzil arayışının sonucu olan neo-liberal uygulamalara teslim olduğunu belirtmemiz gerekiyor. Maalesef Sosyalist Enternasyonal dünyadaki mevcut sorunlara çözüm üretmekten çok uzaklaşmış, bir ritüeller kabuğu haline gelmiştir. Bugün sol; dönemsel de olsa yenilmiş ve geri çekilmek zorunda kalmış ideolojidir.

Ancak; sosyal demokrasinin de temel değerleri olan “özgürlük, eşitlik, adalet ve dayanışma” insanlığın en temel arayışları olmaya devam ediyor.  Aynı şekilde özellikle bölgemizde (ve bütün dünyada) kimlik, inanç ve yaşam tarzları üzerinden yaşanan kanlı hesaplaşmalar, siyasal demokrasi ve çoğulculuğun da vazgeçilmez değerler olduğunu tekrar tekrar teyit etmektedir. Öte yandan; son
25 yılın neo-liberal uygulamaları geniş halk kitlelerini ezip geçmiştir ve sosyal demokrasinin önemli katkıları olan “sosyal adalet, sosyal devlet ve sosyal haklar” gibi değerleri çok daha anlamlı ve elzem hale getirmiştir.

Bu durumda CHP’nin yeni yol haritasını üzerine kuracağı değerler açıktır. Özgürlük, eşitlik, adalet, dayanışma, siyasal demokrasi, sosyal devlet, sosyal adalet ve sosyal haklar.

Hiç kuşku yok ki, bu kavramları biz icat etmiyoruz, bunlar, uzun insanlık tarihi boyunca yaşanarak, bedeller ödenerek oluşmuş insanlığın ortak değerleridir. Şimdi bize düşen, bu değerleri bugün bu topraklarda ete kemiğe büründürerek bir siyasal program ortaya çıkarmaktır. Bu siyasal program Türkiye’den çıkmalı, tüm bölgeye ve dünyaya örnek olmalıdır.

 

PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,450TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,284AboneAbone Ol

EDİTÖR ÖNERİSİ

HAFTANIN ÇEVİRİSİ

SON HABERLER