Cumartesi, Nisan 20, 2024

Masanın meşruiyeti ve sorumluluğu…

Muhalefetin bir şeyin farkında olmasında sonsuz fayda bulunmaktadır;  İktidar blokunun 6’lı masaya getirdiği eleştiri veya her partiye yönelik kuşatma söylemi onların temsil ettikleri genel kitlenin hassasiyetlerini yansıtmamaktadır.

Bu nedenle Millet İttifakı ve bileşenleri, Cumhur İttifakı’nı iyi analiz etmelidir.

Birincisi Cumhur ittifakı devlet değildir. İkincisi ülkedeki bütün muhafazakâr ve milliyetçi vatandaşların temsilcisi değildir. Dolayısıyla CHP ve diğer muhalefet partilerinin yeni bir yaklaşımla Cumhur İttifakı’nı analiz etmesi ve bu çerçevede yeni bir hareket tarzı geliştirmesi gerekmektedir.

Şu durum artık herkesin malumudur, mevcut iktidarın topluma verebileceği ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel veya ideolojik her hangi bir imkân, açılım ve değişim kalmamıştır. Bu nedenle sadece Millet İttifakı’nı bozmaya dönük, onu ve bileşenlerini suçlayan, onlara hakaret dilini her gün başka bir noktaya taşıyan bir söylemin içinde hapsolmaktadır.

Bu parantezin dışına çıkmak gerekmektedir.

CHP liderinin rakibi Cumhurbaşkanı Erdoğan ya da Millet İttifakı’nın rakibi Cumhur İttifakı değildir.

Şimdi kendi hikayesini, yeni bir ülke düşünü, var olan sorunlara sağlam ve tutarlı çözüm önerilerini tartışmanın, gündemleştirmenin ve siyasallaştırmanın zamanıdır.

Toplumun çok geniş kesimlerinin umudunun kalmadığı bir lider ve partiyi sürekli eleştirmek, gündemleştirmek, kitlesinin duygusunu harekete geçirmek doğru bir yol ve yöntem değildir.

Herkes ne olup bittiğinin farkındadır. Var olanı, milyonların gözü önünde yaşananları tekrarlamanın bir anlamı, önemi ve getirisi bulunmamaktadır. O sebeple 6’lı masa kendi cümlelerini, kendi söylemlerini, kendi hedeflerini gündemleştirmek durumundadır.

Bunun da ötesinde ekonomik kriz ve Türkiye toplumunun bunalımı dünyadaki olumsuz süreçlerle birleşince çok ciddi bir bireysel, toplumsal ve ulusal yalnızlık duygusu ortaya çıkmaktadır. Bu sebeple CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun NATO ve AB vurguları önemlidir, sürdürülmelidir.

Bir diğer mesele ülkede yarı aydın ve lümpen analizlere, klasik ezberlere takılmanın hiçbir faydası yoktur. İnanç, kimlik, mezhep tartışması sosyolojik bir gerçeklik değil, olsa olsa bir operasyon konusudur. Ülkenin kurucu partisinin lideri için böylesi bir tartışmayı açmak, dinlendirmek sadece ve sadece onun adaylığını engellemeye dönük insani olmayan tutum ve davranışlardır.

Bu meselenin neden büyütülmek istendiği CHP liderinin bilgisi dahilinde olduğu için bunu ideolojik bir tartışmaya dönüştürmeden patolojik bir vaka olarak görmek ve ona göre davranmak zorunludur.

Bugün 6’lı masanın artık yeni sistem, ülke ve kurumsal kodların inşasına dönük iradesini sağlamlaştırma çabasına konsantre olması gerekmektedir. 6’lı masanın ortaya koyduğu vizyon ve birliktelik çok tarihidir ve ülkenin önünü açacak niteliktedir.

Bütün bu çabaların taçlanacağı adım, 6’lı masadan bir ortak adayın çıkmasıdır. Toplum, bu tarihsel sorumluluğu 6’lı masaya vermiştir. Bunu yerine getirmeyen, klasik ezberler ve dayatmalarla süreci akamete uğratan kim olursa olsun siyaseten bedelini ağır öder. Siyasi tarihimiz bunun örnekleri ile doludur.

6’lı masadaki herkes kendisi Cumhurbaşkanı adayıymış gibi bir çabanın, özverinin içinde olmazsa tarih ve toplum karşısında mahçup olacaktır. Bu nedenle içinde geçtiğimiz zamanın derinleşen krizleri, koyulaşan atmosferi, bunalımları ve buhranları içinde ortak bir iradenin sürmesi yaşamsaldır.

Bütün ülke ve toplumun buna odaklandığı bir ortamda masada oturanlar kendi içinde ortak bir aday, ortak bir program, ortak bir kadro ile ortak söylem ve irade birlikteliği ile milletin karşısına çıkmazlarsa meşruiyetlerini yitirirler.

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

1 Yorum

  1. Değerli Ali Haydar bey…
    Malesef, insanlar ne derlerse desinler ülkemizde aleviler ile ilgili hepimizin utanması gereken bir tutum ve inançları var. Hatta ben alevileri çok severim diyenler bile, bir yere kadar severler. Örneğin amirlerinin alevi olmasını kabullenemezler. Kemal beyin durumu bizlerin de bürokraside yaşadığı haksızlıkların bir örneği işte. Daha vahimi nedir biliyor musunuz maalesef bu sadece sağcı idarelerde değil, bugün bir çok chp li belediyelerde de vardır. Özelikle taşıma adaylarla kazanılan belediyelerde.
    Asıl söylemek istediğim ise, oy vermeyeceğim diyenlerin bile Kemal beyin hakkını verdiği yönleri, uzlaşmacılığı, kucaklayıcılığı, demokratlığı, hoşgörülülüğü, uyumluluğu, hakka ve hukuka sahip çıkmasıdır. Bunu överler. Peki niye oy vermezler. Çünkü CHP adına konuşan milletvekilleri, parti, yöneticileri, hatta resmi sözcüleri bile aynı hissi vermemektedir. Kemal beyin zorla kurduğu bağı, çıkıp bir telaş, bir öfke ve biraz da kibirli bir hal ve tonda her şeyi yakıp yıkıyorlar. O zaman deniyor ki, partisini, partililerini inandıramamış, ikna edememiş iken bu söylediklerini nasıl yapacak, yaptırmazlar. Sanki Cumhurbaşkanı ile kavga eder gibi konuştukça kitleyi uzaklaştırıyorlar. siz vatandaşa hitap etseniz, yumuşak, hoş görülü, kardeşleri abileri ablaları evlatları anaları babaları gibi her şey çok güzel olacak.

mustafa için bir cevap yazınCevabı iptal et

YAZARIN DİĞER YAZILARI