Ankara’da yapılan “Mülteci Dostu Belediyeler” konferansına katılan Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, “Mülteci sorununu, çok net bir şekilde Göçmenler Bakanlığı’nın kurulmasıyla çözmemiz gerekiyor” dedi.
Mülteci Dostu Belediyeler Konferansı Ankara’da gerçekleştirildi. Açılışını Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak’ın yaptığı konferansa, Türkiye’den 80’i aşkın belediye ve Avrupa’da bulunan 10’dan fazla kardeş belediye temsilcileri, Türkiye ve Avrupa Birliği’nden üst düzey hükümet temsilcileri ile çok sayıda akademisyen, sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı. Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği ve Engagement Global/Service Agency Communities in One World tarafından, Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Teşkilatı teknik destekleriyle gerçekleştirilen konferansta sığınmacı sorununun çözümüne yönelik öneriler masaya yatırılırken, “ileriyi düşünme ve hazırlıklı olma” vurgusu yapıldı.
“KALICI POLİTİKALAR ÜRETİLMELİ”
Türkiye ve Avrupa Birliği üye ülkeleri belediyeler temsilcilerinin bir araya geldiği platforma panelist olarak katılan Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, “Almanya’da 30 yıl yaşamış bir göçmen olarak ve şu anda da yurdumda göçmenlerin sorununa çözüm üreten bir belediye başkanı olarak, her iki masada da oturan biriyim. Soruna artık gerçekçi yaklaşıp; sadece misafir ettiğimiz göçmenler için değil, ayrıca farklı ülkelere de ülkemizden göçen göçmenlerimizin de entegrasyonunu sağlayacak ve sorunlarını çözecek kalıcı politikalar üretmeliyiz” diye konuştu.
“GÖÇMEN BAKANLIĞI ŞART”
Türkiye’nin en büyük sorunlarından birinin göçmen nüfus olduğunun altını çizen Başkan Kılıç, göçmen bakanlığının kurulmasının kalıcı çözümler arasında yer aldığını belirterek, şunları söyledi:
“Düzenli olarak katıldığım bütün toplantılarda şunu söylüyorum. Türkiye’nin en büyük sorunu, Türkiye nüfusunun neredeyse tamamının göçmenlerden oluşması. Buna iç göçleri de dahil edebiliriz. Ya doğudan batıya göç vardır, ya da güneyden kuzeye göç vardır. Yetmedi Kafkasya, Balkanlar’dan göç aldık. Yetmedi 5-6 milyon insanımızı Avrupa’ya işçi olarak gönderdik. Ama acıdır ki; Türkiye’nin halen bir göç ve göçmenlerden sorumlu bakanlığı yoktur. Bunun için Amerika’yı yeniden keşfetmemize gerek yok. Almanya başta olmak üzere Avrupa’nın birçok bölgesinde yabancılar meclisi kurulur ve onların sorunları ciddi biçimde tartışılır. Bu Meclis’te Amerika’dan, Balkanlar’dan, Orta Afrika’dan gelenler vardır. Ayrıca belediyelerin göçmenlerle ilgili politikaları vardır. Ona rağmen zaman zaman tökezleyebiliyor. Hala Almanya’da alt kültür-üst kültür tartışması yaşanıyor.
Eğer Türkiye’de biz bu soruna kalıcı çözümler üretemezsek, modern dünyada yerimizi alamayız. Sadece Suriyeli göçmenlerle ilgili konuşmuyorum, şu an 5-6 milyon insanımız yurt dışında yaşıyor, çifte vatandaşlıktan kaynaklı sorunları olduğu aşikar. İnançsal anlamda da belediye olarak diğer mültecilerle daha iyi anlaşıyor olabilmemiz de gönül kapılarını insanlarımıza açmamızdan kaynaklı olabilir. Ama uzun vadede hükümetler önlem almazsa belediyeler ile sadece bu sorun çözülmez. Bu sorunu, çok net bir şekilde Göçmenler Bakanlığı’nın kurulması ve toplantılar düzenlenmesiyle çözmemiz gerekiyor.”
