Çarşamba, Nisan 24, 2024

Mahsa ve “Yerli Gölge”

Mahsa’nın ölüm haberini gördüğümde boğazım düğümlenmişti. “Yerli Gölge” yi gördüğümde ise bir süre sadece durdum.

Bayrak direğinde dalgalanan saçlar. Saç dediğimiz bazıları için ne büyük mesele, ne yazık ki.

“Yerli Gölge”, orijinal adıyla “Ombre Indigene”. Belçikalı sanatçı Edith Dekyndt’a ait. Bugünlerde hepimiz için başka bir esaretin ve o esarete direnişin sembolü olan eserini aslında Afrikalı kölelerin anısına sunmuş. Ancak hiç de planlı olmadan ve birdenbire İran’da kıyafet kurallarına uymadığı gerekçesiyle “ahlak polisi” tarafından gözaltına alınan, gözaltında şiddet gören, bu şiddet sonucu komaya girerek hastaneye kaldırılan ve maalesef hayatını kaybeden 22 yaşındaki Mahsa Amini’nin ve ölümüne isyanın sembolü oldu sosyal medyada.

Çocukluğumdan beri ve sanırım birçoklarımız gibi “Bir zamanlar İran da bizim gibiydi” diye başlayan örneklemeleri çok duyuyordum. O zamanlar gereksiz bulduğumuz kaygılarla, teknolojinin hayatımızın tam ortasında konumlanmasıyla en çok da görsel olarak yüzleşmeye başladık. Batılı dizaynlarda üniformaları ile okula giden genç kızlardan son moda mayoları ile güneşlenen kadınlara kadar birçok sahne şekilci modernizm anlayışımızı tehdit eder hale geldi. Anksiyeteleri tetikleme amacı gütmeden, birkaç fotoğrafın ötesinde, tüm hatları ile bu kaygılara katıldığımı da belirtmek isterim. Öcüler yaratan bir kısım komplo teorisyeni dışında, kuşağımım hissiyatı şudur ki dünyanın neredeyse her yerinde çok zor olan “kadın” olmanın kendi coğrafyamız özelinde en azında daha genç olduğumuz yıllarda daha az zor olduğudur.

Belki de bu giderek daha kötü olma hali, daha derin bir yerine koyma duygusu oluşturdu içimizde bilmiyorum. Ama gencecik bir kadının, başka birilerinin dayattığı gibi giyinmediği, onların istediği gibi yaşamayı reddettiği için öldürülmesine kimin yüreği dayanabilir ki?

Mahsa’nın ölüm haberini gördüğümde boğazım düğümlenmişti. “Yerli Gölge” yi gördüğümde ise bir süre sadece durdum.

Erkek otoritesinin egemenliğinin daha doğrusu heteroataerkilliğin dünyayı getirdiği hale lanet ettim. Benzer hikayelerden bir film şeridi geçti gözümün önünden. O saç tutamlarından bayrak kafamın içine delip girmişti, içinde dolanıyor, rahat bırakmıyordu. Mahsa ile beraber Hande Kader’i hatırladım örneğin. 2015 yılındaki Onur Yürüyüşü’nden yansıyan fotoğrafındaki dağınık saçlarını…

Empoze etmeye çalıştığı kurallara uymayan kadınların nefesini kesen düzende bir trans bireyin var olmasının zorluğunu varın siz düşünün. Maalesef daha 23 yaşında yakılarak öldürülmek olmuştu kısa hayatının final sahnesi Hande’nin. Bazı kanallarda adını hiç görmedik, bazılarında ise kısacık yer bulmuştu, o kadar. Hiç tanımadığım bu genç kadın için Tüneldeki protestoya katılmıştım. Bir avuç insandık, oysa sel olup akmalıydık.

Lise öğrencisi Münevver’in, üniversiteden dönerken katledilen Özgecan’ın, Hande ile aynı yaşta aramızdan ayrılan, tecavüz edilip vahşice öldürülen Şule Çet’in ana haber bültenlerinde ona göre daha geniş yer bulmasına aldanmayın. Bu haberleri sunarken kullanılan dil çoğu zaman yine zehirli idi. Halen de öyle. Kadın kısmının yeri evidir zihniyeti dillere “Orada ne işi varmış”lardan “O saatte neden dışardaymış”lara varan yorumlarla kendini göstermişti.

İçimde biriken karanlığa isyanın sembolü oldu o saç tutamlarından oluşan bayrak. Sayfalarca yazsanız, saatlerce konuşsanız dokunamayacağınız duygulara dokunmuştu. Bir sürü benzer ölümü anımsatmıştı. Sanatın gücü bu işte. İster birleştirici deyin ister harekete geçirici. Kasten ya da tesadüfen Mahsa’dan Hande’ye bütün kadınları hatırlattı bana. Hatırlamazsak değiştiremeyeceğimizi de.

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI