Perşembe, Mart 28, 2024

Mahmut Üstün yazdı | Strateji, taktik, doğru aday…

Ben olağan dönemlerden farklı olarak “24 Haziran seçimini nasıl kazanırım?” sorusunun yanıtının taktik manevralardan öte ve öncelikle strateji ağırlıklı “Nasıl bir Türkiye?” sorusuna verilen yanıtla sıkı sıkıya bağlantılı olduğunu düşünmekteydim ve bu stratejik soruya verilmesi gereken yanıtı alt başlıklar halinde daha önce ifade ettim. Tekrarlayak olursam”.24 Haziran seçimini ve sonrasını da kazanmak halkçı, özgürlükçü, eşitlikçi, kardeşleştirici, barışçı içeriğe sahip tutarlı/bütünlüklü bir stratjik programı topluma sunabilmekle mümkün.. Bu stratejik asgari program çalışanlara ve topluma etkin bir sosyal güvenlik, sosyal haklar, grev ve örgütlenme hakkı; üretime ve istihdama dayalı bir ekonomi, en geniş temsili olanaklı kılan siyasal demokrasi ve partiler rejimi, ortak vatan ve eşit yurttaşlık temelinde Kürt vatandaşların temel kimliksel haklarının anayasal güvenceye kavuşturulması: dindarın ve sekülerin, Alevi’nin ve Sünni’nin, tüm inanç kümesinden vatandaşların kendini özgür ve eşit hissettiği, hiçbir kimsenin inancı nedeniyle ötekileştirilmediği toplumcu bir laiklik; “yurtta ve dünyada barış” ilkesine dönüş; doğal çevreyi ve insan sağlığını korumayı esas alan bir enerji politikası; kadının ekonomik, sosyal ve siyasal hayata katılımını artırmaya yönelik etkin bir pozitif ayrımcı siyaset ve hukuksal düzenlemeler; bilimsel eğitim ve özerk üniversite; düşünce ve basın özgürlüğünün garantide olduğu bir hukuksal düzen gibi unsurları içermek durumundadır.

Ve bu program seçimleri aşan zamansal ve amaçsal kapsama sahip stratejik bir ittifakı da olanaklı kılacaktır.

Böyle bir ittifak AKP’nin iktidarı bırakmamak doğrultusunda bir tavra girmesi koşullarında oluşacak kaotik sürecin lehe çevrilebilmesi ve AKP iktidarı sonrası cumhuriyetçi ve halkçı bir inşa sürecinin başarısı bakımından da kritik bir öneme sahip olacaktır. Bu ittifakın olası unsurları ise CHP tabanı, sosyalistler, seküler ve halkçı Kürtler, laik ve emek dostu dindar Sünniler ve Alevilerdir.

Elbette bu bileşim seçimlerde taktik esneklikle oluşturulması gereken daha kapsayıcı bir ittifakında çekirdeğini oluşturacaktır. 24 Haziran taktik ittifakı ise seçimlerin kazanılmasını sağlamayı amaçlayan biçimde cumhuriyet, laiklik ve tek adam rejimi karşıtlığı gibi daha kapsayıcı bir zemine oturmak durumundadır.

İşte seçime girilecek cumhurbaşkanı adayının saptanmasında da bu stratejik ve taktik amaçlara uygunluk en temel kriter olmak durumundadır. Yani Kürtleri, dindarları, cumhuriyetçileri, laikleri, Kemalistleri kayıtları olsa da kendisine oy vermekten caydırmayan, özellikle AKP tabanındaki yarılmayı derinleştirebilecek ama yüzü kesinlikle emeğe ve sol değerlere dönük bir aday.

Bunları yazmıştım. Tekrarlamak bazen faydalıdır.

Bu yazı da ise adı geçen adayları bu perspektif doğrultusunda değerlendirmeye çalışacağım.

Abdullah Gül…

Taktik amaçlar bakımından avantajları: AKP’li memnuniyetsizlerden oy alabilir: Kürtler açısından kısmen ve kerhen destek bulabilir… Taktik dezavantajları: CHP tabanı ve sosyalistlerce hazmı imkansız bir adaydır ve bu sebeple alan çalışmalarını çok zayıflatır; tabanda protesto oyları çoğalır… Ortak aday Tek turlu seçim demektir. İlk turda alınacağı netçe görülmüyorsa ve hele de ikinci tura kalan seçimin muhalefete yarama olasılığı da yüksekse, ciddi bir taktik hata demektir

Stratejik açıdan: AKP’nin kurduğu neo liberal/küreselleşmeci ılımlı İslamcı düzenin yumuşatılarak devamı demektir. Sol, halkçı, laik ve cumhuriyetçi iddialar açısından en baştan yenilgiyi kabul etmektir. Taktik başarı için stratejik amaçlardan net bir sapmadır.

Sonuç: Eğer sadece A. Gül ile kazanmak olanaklıysa bu koşullarda telafisine yönelik ek plan ve hazırlıklarla stratejik hedefler bir süreliğine askıya alınabilirdi. Ama böyle bir tablo da olmadığına göre A.Gül’ün adaylığı yalnızca sol ve cumhuriyetçi iddiadan vazgeçmenin bir göstergesi olur.

İlhan Kesici…

Taktik avantajları: Merkez sağ ve SP’den ikinci turda oy alır. Kesin denilemez ama AKP memnuniyetsizlerinden alması da olasıdır.

Taktik dezavantajları: Merkez sağ profile yatkınlığı nedeniyle CHP tabanı ve sosyalistlerce benimsenmez. Gül kadar olmasa da alan çalışmasını zayıflatır ve protesto oyları olur. Kürtlerden oy alma olasılığı sıfıra yakındır. M.Akşener’in de aday olduğu koşullarda iki benzer sağ profilin varlığı güçlü olana yarar, M.Akşener’in oylarını artırır ve finale çıkmasını kolaylaştırır. Eğer hedeflenen Akşener Cumhurbaşkanı Kılıçdaroğlu başbakan formülü ise anlamlı bir aday seçimidir.

Stratejik bakımdan: Solu değil merkez sağı güçlendirir.

Sonuç: Götürü riski yüksek getiri potansiyeli az bir seçenek olarak adaylığı taktik ve stratejik anlamda makul gözükmemektedir.

Yılmaz Büyükerşen ve Muharrem İnce…

Taktik avantajları: CHP tabanı benimser, sosyalistler ehven-i şer görür. Kendilerini CHP dışında da başarılı bulan, seven hazır bir toplumsal taban destekleri var. Sağdan oy çekerler. Alan çalışmasını olumlu etkilerler.

Taktik dezavantajları: Kürtlerden ve AKP küskünlerinden oy alabilme olasılıkları zayıf.

Stratejik bakımdan: Neo liberalizmle mesafeleri, Kürt sorunu ve laiklik alanındaki açılım politikalarına uyum kabiliyetleri belirsiz.

Sonuç…

Adı geçen adaylar içinde Büyükerşen ve İnce daha öne çıksalar da, hem seçimin gerektirdiği en geniş kesimleri kucaklayabilme hem de yeni ve toplumcu bir Türkiye vizyonunu temsil edebilme kriterleri açısından “en uygun aday” değiller. Ve bu özelliklere sahip bir adayı bulmakta olası…

Örneğin Mehmet Bekaroğlu, İhsan Eliaçık, İbrahim Kaboğlu ve daha niceleri…

PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,450TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,284AboneAbone Ol

EDİTÖR ÖNERİSİ

HAFTANIN ÇEVİRİSİ

SON HABERLER