Perşembe, Nisan 18, 2024

Mahmut Üstün yazdı | AKP Tabanı ve Referandum…

AKP tabanının üç farklı halkadan oluştuğunu görüyoruz. Bunlardan nicelik bakımından en güçsüz olanı liberaller. Liberallerin bir bölümü Haziran ve Kasım seçimleri öncesi AKP’yle kopuşma yaşamışken, bazıları bu dönemde de desteklerini sürdürmeye devam etmişti. Şimdi bu kesimde büyük gövdesiyle “hayır”cı olmuş durumda. Ama bu kesim sayısal bakımdan oldukça küçük bir yekun oluşturuyor ve tek başlarına sonucu etkilemeleri olanaksız.

İkinci kesim ise çok daha büyük bir ağırlığa sahip. Bu kesimi dinselleşmeden az çok etkilenseler de cumhuriyetle temel problemi olmayan kentli seküler taban olarak tanımlayabiliriz. Bu kesimin AKP’ ye yönelmesindeki temel faktör kredi/borçlanma yoluyla da olsa hayatlarında bir refah artışı hissetmeleri ve siyasal istikrar kaygılarıydı. Son birkaç yıldır her iki alanda yaşanan kötüleşmeler bu kesimi umutsuzluğa ve karamsarlığa yöneltmiş gözüküyor. AKP bir müddettir bu tabanı umut yaratarak değil, başka bir seçenek olmadığı inancı sayesinde konsolide etmekte. İstikrar için başkanlık /tek adam seçeneği söylemi bu tabanın istikrar arayışına da sesleniyor. Fakat gittikçe daha açık biçimde görülüyor ki,” tek adam eşittir istikrar” söylemi bu kesimde olumlu bir karşılık bulmuyor. Tam aksine istikrar konusundaki endişeleri artırıyor. Referandumun kaderini belirleyecek olan da bu tabanın tavrı olacak gibi.Bu kesim içinde oyunu şimdiden “hayır” olarak belirlemiş olanlar var. Ama büyük gövde kararsız… “Evet” diyenlerin “evet”i de güçlü değil… Başkanlık sistemini onaylamaktan ziyade, “hayır” sonucunun bir kaos yaratacağı endişesinden besleniyor.

Son halka ise “Tayyipci” olarak nitelendirebileceğimiz kesimden oluşuyor. Bu kesimin başkanlık sistemi hakkında bir bilgisi de, bilgi edinme kaygısı da pek yok. Temel tercih belirleme saikleri “Erdoğan’ı seviyor ve güveniyoruz” olarak özetlenebilir. Bu kesim ise dini duyarlılığı fazla olanlardan ve yoksullardan oluşuyor.Erdoğan’da hala “halkçı, dindar ve milli” bir yan buluyor ve bunu önemsiyorlar. Erdoğan’ın başarılı olduğuna ve bugünkü zorlukları da aşacağına inanıyorlar.Ama bu kesim partiye sıcak değil aynı ölçüde… “Reis”in bir” yalaka kuşatmasında” olduğunu ve bu yüzden gerçek “Reis”cilerin adaletsizliğe uğradığını ve dışlandığını düşünüyor. Yani bu halka içinde de alttan alta büyüyen bir hoşnutsuzluk var.

***

Kısa vade için en kritik halka kentli seküler taban olarak görülüyor. Bu kesimin cumhuriyet, laiklik ve demokrasi ile ilgili hatırı sayılır endişeleri var. Bizzat Erdoğan’ın kendisinin bir kriz unsuruna dönüşmekte olduğunu seziyorlar.Etkili bir yüklenme ile bu kesimden büyük oranlarda “hayır” çıkması çok muhtemel.

Son halka ise kısa vadede “hayır”a en zor ikna edilebilecek kesim. Ama burada da gedikler açmak olanaklı.Dahası bu kesimin içindeki yoksul ağırlığı, bu kesimin kazanılmasını sol için stratejik önemde kılıyor. “Hayır”a kazanmak nispeten daha güç diye , bu kesime sırt dönmek, dışlayıcı bir tutum almak, sol açısından ölümcül bir hata olur.

***

Referandum süreci ile ilgili tanıdıklarım peşi sıra güzel haberler veriyor şu sıra… Yalnızca son bir hafta içerisinde en az on arkadaşımdan “hayır”a zaten kendiliğinden ikna olmuş ya da ikna edilen AKP’lilerle ilgili bilgi geldi.

Aynı süreçte ben de ulaşabildiğim tüm AKP’lilerle diyalog kurmaya çalıştım. Gerek kendi deneyimlerim gerekse dolaylı gelen bilgiler AKP tabanında ciddi bir bulanıklık ve hatta çözülme emareleri olduğunu gösterir nitelikte. Bizzat AKP medyası içinde bile hatırı sayılır bir “hayır”cı olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.

Bu tablo güçlü olanaklara işaret ediyor. Ama çalışmak kaydıyla… Bu referandum çok kritik önemde… Bir “hayat memat meselesi” dersek abartmış olmayız. AKP tabanı üzerinde yoğunlaşan bir çaba çok önemli. Tüm hayırcılar üçer beşer bir ekip gibi çalışmak ve geçen seçimde AKP’ye oy vermiş en az iki kişiyi “hayır”a ikna etmeyi hedeflemek durumunda. Yine bu ekip “Hayır!” içerikli kitle eylemlerine kendileri dışında ulaşabildikleri herkesi taşıyabilmeyi de amaçlamalılar.

Bu çalışmalarda kullanılacak dilin çok önemli olduğunu özellikle vurgulamak gerekiyor. AKP’nin kutuplaştırıcı diliyle tahkim etmeye çalıştığı bu kitleyi ancak kapsayıcı, birleştirici ve kardeşleştirici bir dil ile çözebilir ve kazanabiliriz. Onların olası kaygılarını sabırla dinlemeli, iyi anlamalı ve “Hayır”ın onların özgürlüğü ve refahı içinde çok önemli olduğunu anlatabilmeliyiz.

Hem yalnızca Erdoğan faktörü nedeniyle değil kim olursa olsun ilkesel bakımdan tek adamlığa karşı olduğumuzu anlatmalı ama hem de Erdoğan’ın “başarılı ve güvenilir” olduğu kanaatini de Suriye, FETÖ, Ergenekon, Rus uçağının düşürülmesi, “dolar satın” çağrısı vb. örneklerden hareketle sorgulatmaya, kırmaya çalışmalıyız. Ama çalışmayı da”Erdoğan karşıtlığı” temeline oturtmamalıyız.

Bir seferberlik ruhuyla çalıştığımızda, başarı kesindir.

PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,450TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,284AboneAbone Ol

EDİTÖR ÖNERİSİ

HAFTANIN ÇEVİRİSİ

SON HABERLER