Cumartesi, Nisan 20, 2024

Lübnan bitkisel hayattan çıkabilecek mi?

Üzerinden bir yıl geçen 4 Ağustos 2020 patlamasının, Lübnan’ın yakın tarihindeki en kötü günlerinden biri olduğu, artık dibe vurulduğu ve daha kötüsünün olamayacağı yorumları yapılıyordu. Durumun bu karanlık dipten “bir şekilde” iyiye doğru gideceği bekleniyordu. Bu trajedinin iç savaş mirasının ve mezhepçiliğin yoğurduğu Lübnan siyaseti ve devlet mekanizmasını işler hale getirmesi umutla bekleniyordu.

Felaketin üstesinden gelmek için biraz olsun yeşeren umutlar, bir yılın ardından, yerini giderek kötüleşen haberlere, umutsuzluğa ve öfkeye bırakıyor. Başka ülkelerde olsa gündemin en üst sırasından düşmeyecek bazı gelişmeler Lübnan söz konusu olduğunda haber değeri taşımayacak kadar kanıksanmış durumda.

Uzun zamandır süregelen bu durum artık ülkedeki yaşam koşullarının iyice kötüleşmesine ve sadece hayat kalitesini düşürmekle kalmayıp artık yaşanmaz hale getiriyor.

Lübnan’ın “Ekim Devrimi”

17 Ekim 2019 tarihinden başlayan gösteriler uzun süre ve yoğun olarak devam etmesine rağmen arzuladığı değişimi gerçekleştiremedi. Gösteriler yüzünden hükümetler istifa etti, yenileri kuruldu ama sistemde köklü bir değişiklik olmadığı için Lübnan aynı tas aynı hamam yönetilmeye devam etti. Koronavirüs pandemisinin de etkisiyle hem gösteriler aynı coşkuyla devam edemedi hem de ekonominin çöküş ivmesi hızlandı.

Bu hızlı çöküşün telafisinin pek de hızlı olamayacağı aşikâr. Dünya Bankası’nın verilerine göre Lübnan’ın 2019 yılındaki haline dönmesi en iyimser tahminle 19 yıl alacak.

Altyapı Eksikliği

Lübnan’da elektrik sıkıntısı her zaman vardı. Altyapıya yatırım yapılmadığı için ülkeye 7/24 yetecek elektrik zaten üretilemiyordu. 2019 yılında günlük ortalama rutin elektrik kesintisi 3 saatti. Yazın başında ise günlük elektrik kesintisi 22 saati buluyordu. Hatta geçen ay 3 gün hiç elektrik gelmediğine de şahit oldum.

Öyle ki Ortadoğu’nun en donanımlı hastanelerinden American University of Beirut Medical Center’in (AUBMC) sadece 48 saat yetecek yakıtı kaldığını açıklaması bomba etkisi yarattı. AUBMC açıklamasında, depoladıkları yakıt bitince jeneratörlerin çalışamayacağını, dolayısıyla ventilatöre bağlı 15 çocuk ve 40 yetişkinin anında hayatını kaybedeceğini ve 180 diyaliz hastasının da zehirlenerek birkaç gün içinde hayatını kaybedeceğini belirtti. An itibariyle AUBMC’de tedavileri devam eden yüzlerce çocuk ve yetişkin kanser hastalarının da eğer yakıt temin edilemezse önümüzdeki hafta ya da aylarda hayatını kaybedeceğini duyurdu.

Uzun yıllar yaşadığım ABD ve Avrupa başkentlerinde bile tanık olmadığım derecede modern bu hastanenin böyle bir duruma düşmesine inanamadım. Geçen ay çocukların rutin aşılarını yaptırmak için gittiğimizde her şey normal gözüküyordu. Ben de Türkiye’deyken ertelediğim bazı sağlık taramalarımı sorunsuz gerçekleştirmiştim. Yakıt kıtlığının bu kadar uzun süreceği, modern ve donanımlı bu hastaneyi bile felç edeceği akla hayale gelmeyen bir durum. Siyasilerin beceriksizliğinin faturasını insanlar hayatlarıyla ödeyecek hale geldiler.

AUBMC hastanesinin bu yardım çığlığının gecesinde Lübnan yeni bir felaket haberiyle sarsıldı. Başkent Beyrut’ta yakıt kıtlığından insanların hayatının tehlikeye girdiği dönemde, Lübnan’ın kuzeyindeki Akkar kentine bağlı Al Talil’de 60,000 litre yakıt taşıyan bir tankerinin patlamasıyla 26 kişi hayatını kaybetti ve yüze yakın insan da yaralandı. Tezatlar ülkesi Lübnan’da aynı gün içinde iki acı haber; bir yanda yakıt yokluğundan hayata tutunamayacak olanlar, diğer yanda patlayan tankerde yanan yakıtın hayatını aldığı insanlar.

Devletin vatandaşına karşı vazifesini yerine getirmemeyi adet edindiği Lübnan’da yakıt var ama sübvansiyon oranında anlaşıp yeni bir fiyat belirlenmediği için hiçbir yerde yakıt satılmıyor. Bazı benzin istasyonları da ellerindeki yakıtı, yeni fiyat belirlendikten sonra daha pahalıya satabilmek için depoluyor. Bu yüzden Lübnan ordusu ülke çapında bir operasyon yaparak yakıt depolayanların peşine düştü.

Hastanelerdeki tek sıkıntı elektrik kesintileri değil. İlaç ve medikal ekipman temininde de zorluk yaşanıyor. Lübnan Eczane Sahipleri Birliği geçen ay yaptığı açıklamada; Sağlık Bakanlığı ile ithalatçılar arasında bir anlaşmaya varılana kadar eczanelerin kapalı olacağını duyurdu. Zaten bu soruna dikkat çekmek için haftada bir gün grev yapıyorlardı ve eczaneler açılmıyordu. Şimdi tamamen kapandılar. Daha çok insana ulaşabilmek için kutu yerine şase ya da tablet olarak ilaç veriyorlardı. Artık çocuk antibiyotiği hatta maması bile bulunmaz durumda Lübnan’da.

Lübnan’a seyahat edecekler valizlerini ilaç ve çocuk maması ile dolduruyor. Hatta bir ara havalimanındaki bazı çalışanların, valizlerin içini açarak içindeki ilaçları çaldığı konuşulmuştu uzun süre. Çaresizliğin boyutu bu kadar büyüdü. İlaç olmadığı için hayatını kaybeden insanların haberi artık yapılmıyor bile.

Geçen ay paylaştığım bir fotoğrafta yakıtı biten ambulansı bir vatandaş arabası ile çekiyordu. Mecbur kalmadıkça aracını kullanmayan ya da artık yakıtı kalmayanlar sebebiyle boş kalan caddelerde geçen hafta bir ambulansın insan gücüyle itildiğini gördük.

Hayatın durma noktasına geldiği Lübnan’da elektrik kesintileri dolayısıyla jeneratör kullanmak zorunda kalan yerel internet servisi sağlayıcıları da yakıt kıtlığından dolayı artık düzenli olarak internet hizmeti veremiyorlar.

Böyle irili ufaklı mücadele ve zorluklar, hayatin kendisi olmaya başladığından beri, tüm dünyayla entegre, yetenekleri ve girişimcilikleri bilinen ve takdir edilen Lübnanlı profesyoneller ülkeyi kısa vadede geri gelmeyecek şekilde terk ediyor. İşte bu yüzden, belki krizin sonunda elektrikler geri gelecek ama eski Lübnan’ın ışığının ve parıltısının gözlerimizi tekrar kamaştırması, eğer mümkün olursa, çok daha uzun zaman ve çaba gerektirecek…

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI