Salı, Nisan 23, 2024

Kürt sorunu çözülmeden demokrasi olmaz!

er Türkler huzur ve refah istiyorlarsa Kürtlerin taleplerini karşılamanın yollarını bulmalılar. Buradan tehdit” çıkaracaklar çok olur ama hemen söyleyeyim, yaptığım çalışmalardan anladığım, bu sertlik politikalarının” Kürtlere olan zararları Türklere olandan daha az olduğu.

Bilim insanları söylüyorlar. Bir toplumda farklı gruplar varsa, gruplar içinde bir “biz” duygusu gelişmişse ve de gruplar arasında bir yabancılaşma yaşanıyorsa, o toplumda çatışma kaçınılmazdır. Bu ifadeler bizi anlatıyor değil mi? Yaşadığımız toplumda herkesin kendini içinde hissedeceği ortak bir kimliğimiz yok bence. Buna tümüyle yok demek de mümkün değildir belki ama biraz ayrıntıda bakınca insan var olduğundan da kuşkulu hale geliyor. Yapılan bilimsel çalışmalardan çıkan sonuç da bu. Kimse komşusunun Kürt, Alevi ve şimdilerde de Suriyeli olmasını istemiyor.

Yine bilim insanları kimlikler arasında çatışma olasılıklarına ilişkin uyarılar yapıyor olsa da (tıpkı yerbilimcilerin depremlerle ilgili yaptıkları gibi) kimse aldırmıyor. O nedenle de özellikle siyasiler ipi gerdikçe geriyorlar. Toplumu kutuplaştıracak işlerden vazgeçmek yerine kutuplaşmayı arttırdıkça arttırıyorlar. Ve biz seçimlere de böyle gidiyoruz.

Önümüzdeki günlerde Millet İttifakı liderini açıklayacak. Açıkladığında da Millet İttifakı ile Cumhur İttifakı arasında var olan gerginlikler tavan yapacak. Umarım ilişkileri nerdeyse küfür seviyesine indirmiş olan siyasiler bu kez onun da altına inmezler. Çünkü yakında halk “Edep ya!” diyerek isyan edecek.

Her ne kadar bu iki İttifak arasında birçok farklı fikir olsa da sanırım ortaklaştıkları bir nokta da var. Bu ortak nokta da “Kürtler”.

Kürtlerin, birçok bakımdan ülkenin diğer tarafıyla karşılaştırıldığında ayrı bir halk olduğu ortada. Belki başkaları da var. Ama sanırım Kürtler hem sayıca fazla ve hem de oturdukları topraklarda tarihsel olarak daha eski olduklarından Cumhuriyet’in yaratmaya çalıştığı “biz” içinde kendilerini pek hissetmemişler. Oysa gerek Millet ve gerekse Cumhur İttifakları ise biraz zorlandıklarında o “biz”in içine girebiliyorlar. Yani aralarındaki yabancılaşma, her iki ittifakın da Kürtlerle olan yabancılaşmasından daha hafif.

Her iki kimliğin kurmayları yeni bir yüzyıla girerken Kürtlerle ilgili ne yapacaklarını hâlâ bilmiyorlar. Cumhur İttifakı bir zamandan bu yana “sertlik politikalarıyla” Kürtleri dize getirebileceklerini düşündü ama bunun gerçekleşmediği ortada. Ortada çünkü Kürtlerin varlığı hala her iki kimlik taraftarları için sandıktan çıkmanın yegâne imkânı. O nedenle de her iki taraf da Kürtler konusunda renk vermiş değil.

Ben söyleyeyim, eğer Türkler huzur ve refah istiyorlarsa Kürtlerin taleplerini karşılamanın yollarını bulmalılar. Buradan “tehdit” çıkaracaklar çok olur ama hemen söyleyeyim, yaptığım çalışmalardan anladığım bu “sertlik politikalarının” Kürtlere olan zararları Türklere olandan daha az olduğu. Tersten söyleyeyim: sürdürülmekte olan Kürtlere yönelik sertlik politikalarından Türkler daha fazla etkileniyorlar. Gelirleri onlardan daha fazla azalıyor. İş demokrasi konusuna gelince herkes biliyor ki demokrasimizin kusurlu oluşu, “terörü” bir mazeret olarak kullanıp demokratik prensiplerden kaçan siyasiler.

Onun için iki İttifak’ın Kürtlere yönelik ayrımcılığı nasıl kaldıracaklarını şimdiden konuşmaya başlamaları gerek. Eğer bu iki ittifakın mensupları gerçekten ülkede barışın, huzurun ve zenginleşmenin yolunu açmak istiyorlarsa bu konuda adım atmalılar.

Acilen buna ihtiyaç var!

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

1 Yorum

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI