Küba’da 11 Temmuz Pazar günü ülkenin çeşitli kentlerinde ilaç eksikliği ve ekonomik sıkıntılar sebebiyle protesto gösterileri düzenlendi. Bu durum Küba tarihin en büyük hükümet karşıtı gösterisiydi.
ABD destekçisi gruplar ülkenin birkaç noktasında ABD bayraklarıyla sokağa indi.
Bu protestolarla beraber eş zamanlı şekilde sosyal medya üzerinden özellikle ABD'li gazeteciler ve yine ABD'de yaşayanlar "halk isyan etti" iddiasıyla paylaşımda bulunuldu.

Küba Devlet Başkanı ve Küba Komünist Partisi Birinci Sekreteri Miguel Díaz-Canel Bermúdez, "Devrimi teslim etmeyeceğiz" diyerek halkı sokaklara çağırdığını duyurdu.
Küba liderinin bu konuşmasının ardından başkentte Komünist Parti yanlısı 300 kadar kişinin hükümete destek vermek üzere protesto alanına geldiği bildirildi.
İki buçuk saat barışçıl şekilde süren yürüyüşe bazı göstericilerin kaldırım taşlarını sökerek polise fırlatması ve boş bir polis arabasını devirmesi üzerine güvenlik güçleri müdahale etti.
DİAZ-CANEL’DEN ÇAĞRI
Küba televizyonu ve ulusal radyodan halka seslenen Küba Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel, halkı Küba devrimlerine sahip çıkmaya çağırdı.

"Devrimi teslim etmeyeceğiz, tüm devrimcileri, devrimi her yerde savunması için sokaklara çıkmaya çağırıyoruz" diyen Canel, ABD yönetiminin pandemi döneminde Küba'da siyasi istikrarsızlık çıkardığını, abluka uygulayarak ekonomiyi altüst ettiğini vurguladı.
Canel, "Amerikan imparatorluğuna bağlı olan devrim karşıtı paralı askerlerin istikrarsızlık yaratmasına izin vermeyeceğiz. Devrimci bir tepkimiz olacak" diye konuştu.
Küba Devlet Başkanı Canel'in çağrısının ardından Küba'nın dört bir yanında halk sokağa döküldü ve Küba devriminin lideri ve dünya devrimci hareketinin sembol ismi Fidel Castro'nun fotoğraflarıyla ABD destekli grupları protesto etti.
ABD'DEN TEPKİ
Protestolardan ABD'yi sorumlu tutan Diaz-Canel'e, Joe Biden yönetiminden tepki geldi. ABD Başkanı Joe Biden'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Twitter paylaşımında "ABD, Küba'da ifade de toplana özgürlüğünü destekliyor ve evrensel haklarını kullanan barışçıl göstericilere yönelik her türlü saldırı şiddetle kınıyor" dedi.
JMKDD'DEN AÇIKLAMA
José Martí Küba Dostluk Derneği, Küba'da gerçekleşen protestoya ilişkin açıklama yaptı.
Küba halkının kendi iradesini kimseye teslim etmeyeceği vurgulanan açıklamada, "Her türlü insani müdahalenin gerek ve yeter adımı, ABD ablukasının sonlandırılmasıdır. Küba halkı kendi sorunlarını çözmesini bilir" denildi.
KÜBA'DAN ABD'YE CEVAP
Küba Hükümeti Temsilcisi Rodríguez P, Sullivan açıklamalarına Twitter hesabından cevap verdi. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı'nın Küba hakkında konuşma yetkisi olmadığını söyleyen Rodríguez P açıklamasında, ABD'nin Küba'ya soykırım niteliğinde abluka uyguladığını belirtti.
Rodríguez P'nin açıklaması şu şekilde:
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı'nın Küba hakkında konuşmak için siyasi/ahlaki bir yetkisi yok. Hükümeti, ülkemizde yıkımı teşvik için yüz milyonlarca dolar tahsis etti ve ekonomik zorlukların ana nedeni olan soykırım niteliğindeki ablukayı uyguluyor.
BİR GÖSTERİCİ HAYATINI KAYBETTİ
İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, 36 yaşındaki Diubis Laurencio Tejeda’nın, protestocular ile polis arasında çıkan çatışmada öldüğü belirtildi. İngiltere merkezli Uluslararası Af Örgütü, çok sayıda kişinin kayıp olduğunu duyurdu. Bu kişilerin gözaltına alınmış olabileceğini söyleyen örgütün Amerikalar Direktörü Erika Guevara-Rosas, 140 kişiden haber alınamadığını bildirdi.