Mayıs 2023'e giderken ve sonrasında gördük ki her gün televizyonlarda olup da ülkenin geleceğini düşünen çok insan yok. Olsaydı ne martta yaşananlar olurdu ne de yenilgi sonrasında atılması gereken adımlardan bu kadar uzak durulurdu.Mayıs 2023'e giderken ve sonrasında gördük ki her gün televizyonlarda olup da ülkenin, bizlerin geleceğini düşünen çok insan yok. Olsaydı ne Mart'ta yaşananlar olurdu ne de bir yenilgi sonrasında doğal olarak atılması gereken adımlardan bu kadar uzak durulurdu. Bu yüzden de ideal olarak gördüğümüzü ifade etsek dahi bunun hayata geçme ihtimali çok yüksek değil. Ama söylemek gerekli. Bilindik ezberlerle artık ilerlenmeyeceği açık. İktidar partilerine oy vermeye eli gitmeyecek seçmen sandığa gitmeyecek. İktidar medyası da zaten bunun için uğraşacaktır. Muhalif partiler adaylardan önce üst yönetimlerini seçmeni kazanmak üzerine yeniden yapılandırmalılar. CHP, İyi Parti ve HDP'nin bir araya gelmesiyle kazanılan belediyeler (Yani İstanbul ve çoğu ilçesi ile Ankara dışındaki diğer yerler) elde tutulacaksa bu adayın kim olduğundan önce aday gösterenin kim olduğuna bağlı. Ülke ekonomiden, güvenliğe; sosyal yaşamdan kentleşmeye her alanda dökülürken, muhalefetin liderlik sorunlarının en büyük sorun kaynağı olma halinin bitmesi gerekli.
Kim aday olacak değil, kim aday gösterecek?
Koray Doğan Urbarlı
Muhalif partiler adaylardan önce üst yönetimlerini seçmeni kazanmak üzerine yeniden yapılandırmalılar. CHP, İYİ Parti ve HDP'nin bir araya gelmesiyle kazanılan belediyeler (Yani İstanbul ve çoğu ilçesi ile Ankara dışındaki diğer yerler) elde tutulacaksa bu adayın kim olduğundan önce aday gösterenin kim olduğuna bağlı…
Türkiye'de iktidara muhalif olanların Mayıs 2023 Seçimleri için besledikleri umutların temelinde 2019 Mart'ında yapılan (umudu katlayacak şekilde İstanbul'da bir kere daha yapılan) Yerel Seçimler yatıyordu. Bir kaç büyük şehir dışında tüm büyükşehirlerin alınmış olması, İstanbul'un iki kere kazanılmış olması ve Ankara'nın Gökçek zihniyetinden kurtarılmış olması Türkiye'de de bu değişimin gerçekleşebileceği umudunu yarattı. Bugün baktığımızda ise Mart 2024 seçimleri için beslenen umutsuzluğun temelinde 2023 Mayıs'ında yapılan seçimler var. Tablo bir anda tersine döndü. Mayıs seçimleri, mart başında Meral Akşener'in girdiği ve hala çıkamadığı türbülans ve seçim sonrasında CHP'de yaşanmayanların seçmende yarattığı duygusal kopuş ile gidiyoruz Mart 2024 seçimlerine.
Bir önceki "Mücadelelerin ışığında yerel seçimler" yazımda anlatmaya çalıştığım gibi umutsuzluğun ya da duygusal kopuşun hayatımızda bir karşılığı yok. Çünkü "İktidar politika yaparken, iktidar politik hamlelerle yaşamımızı kısıtlarken, her türlü yaşam alanına karşı taarruza geçmişken olan bitene sırtımızı dönme şansımız yok. Dönersek sırtımızdan gelip çarpacak bu dalga." Fakat bu gerçekliği ne yazık ki günün sonunda iki dudaklarının arasından çıkacak sözlerle geleceğin şekilleneceği liderler tam olarak kavrayamamış görünüyor.
Mart başında Akşener ve İyi Parti'nin yaşamaya başladığı türbülans halen devam ediyor. İçinden çıktıkları partinin iktidar tarafında olması; yaşamalarını sağlayan partinin ise muhalefet tarafında olması sebebiyle kendisini bir türlü benimseyemedi İYİ Parti. Bu yüzden de kimi zaman MHP'ye, kimi zaman CHP'ye yönelik olumlu ve olumsuz çıkışlar yapıyor. Bir nevi yetişkinliğe geçiş sancıları yaşıyor. Masadan kalkıyor. Sonra oturuyor. Başka partilerin iç işlerine karışacak kadar sert çıkışlar yapıyor. Sonra o çıkışlarda sözü edilen kişilerle alakamız yok diye açıklama yapılıyor. Ya tarih yazacağız ya tarih olacağız deniyor. Sonunda ikisi de olunmuyor.
Yorumlar