Perşembe, Mart 28, 2024

Kılıçdaroğlu: PKK sizi kucaklıyor, bize saldırı düzenliyor nasıl oluyor bu düzen?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM’de partisinin grup toplantısında gündemi değerlendiriyor. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları şu şekilde:

“Türkiye nasıl oldu da ezenlerin ve ezilenlerin ülkesi oldu? Normalde bizim bugün ekonomiyi, tarımı, işsizliği, eğitimi, sanatı konuşmamız lazım ama bunlardan söz etmiyoruz.

Görüşü ne olursa olsun bütün vatandaşların kafasında aynı kaygı var: “Ne olacak bu Türkiye’nin hali?” Ne olacak diye vatandaş kaygı duyuyor. Ben de şunu diyorum asla umutsuz olma kardeşim. Ne olursa olsun bil ki bu ülkenin birliğini savunan Cumhuriyet Halk Partisi var.

Türkiye’nin geldiği hale bakın. Başbakan çıkmış bölünme tehditinden bahsediyor. Seni oraya Türkiye’yi böl diye mi oturttuk biz? Kimse bölücülerin taşeronluğuna soyunamaz. Başbakansan oturursun, kendi sorununu çözersin. Yetkilerini başkasına kullandırtmayacaksın.

Bu ülkede can güvenliği yoktur, mal güvenliği yoktur, basın özgürlüğü yoktur, kişi dokunulmazlığı yoktur; otobüste bile tekme atabilirsin. Düşünceyi açıklama özgürlüğü yoktur. Toplantı ve gösteri yapma özgürlüğü yoktur.

Gittikçe Kuzey Kore’ye benziyoruz. Orada da bir diktatör var. Bütün dünyadan soyutlanmış bir şekilde kendi dünyalarını yaşıyorlar.

Birleşmiş Milletler, “Türkiye’deki gelişmelerden endişe duyuyoruz” diyor. Ama bunları gazeteler yazmıyor, televizyonlar göstermiyor. Biz de olmasak bunu söyleyecek ikinci bir grup yok.

Türkiye Cumhuriyeti’nin BM’deki temsilcisi “Türkiye’de adil yargılama yapmayacağız” diyor. İki, “Tutuklananlara insani davranmayacağız” diyor. Biz böyle bir tablo Türkiye’ye yakışmıyor diyoruz. Türkiye’nin saygınlığına gölge düşürüyorsunuz.

Hapishaneler, 2002 rakamını veriyorum, 60 bin kişi tutukluydu. Şimdi tam 4 kar artmış. 17 Ağustos 2016 itibariyle 214 bine ulaşmış. 10 kişilik koğuşta 30 kişi kalıyorlar. İnsanlar sırayla yatıyorlar. Bana söyler misiniz? Rahmetli Ecevit’in dediği gibi “Ne ezen ne ezilen insanca hakça bir düzen” bu ülkede var mı yok mu? Bütün vatandaşlarım bunu ellerini vicdanlarına koyarak söylesin.

Hapisteki gazeteci sayısı 241’e çıktı. Dünya’da en çok gazeteciyi hapseden ülke Türkiye. Bir de iş kazalarında Avrupa birincisiyiz.

Zulmün karşısında tutan dilsiz şeytandır.

Türkiye’yi bu hale kim getirdi? Ülkeyi yönetenler getirdi. Üç terör örgütüne yardım ve yataklık yaparak bu hale getirdiler.

Demokrasilerde ana kural “seçimle gelen seçimle gider.” Seçimle gelen ben hukukun üstündeyim diyemez. Ben hakime gitmem, savcıya gitmem, ifade vermem diyemez. Ben şahsen pek çok davadan yargılanıyorum. Avukatım var, dilekçemi hazırlıyorum, hakkımı savunuyorum. Eğer yargı taraflı davranırsa hep beraber eleştiririz.

Tutuklanan milletvekilleri Kandil uzantısı diyorlar. Allahaşkına bunları Kandil’e gönderen kim. TBMM tutanaklarını açıp baksınlar. Sizden icazet alıp Kandil’e gitmediler mi? İmralı’ya kim gitti? Bunlar hükümetten icazet alıp İmralı’ya gitmediler mi? Masalar kurup başkanlık sistemini konuşmadılar mı?

Biz kim olursa olsun hukukun üstünlüğünü savunuruz. Hükmü kesinleşmeden milletvekillerinin tutuklanmasını doğru bulmuyoruz.

Devleti yöneten insanların duygularına hakim olması lazım. Devlet öç alma duygusuyla, kinle yönetilmez. Birikimle, adaletle yönetilir. Az önce söyledim. İmralı’ya siz gönderdiniz. 2010’da “Biz PKK ile görüşmedik, görüştüğümüzü söyleyenler şerefsizdir” diyor, 2012’de dönemin Başbakanı “PKK ile görüşen arkadaşı ben gönderdim, sıkıntısı olan bana söylesin” diyor. Kazara bir CHP’li söyleseydi ne olurdu? Oslo’da masayı biz mi kurduk arkadaşlar, bu PKK’ya yardım ve yataklık yapanlar bunlar değil mi? Bizi suçluyorlar. İki kanattan saldırı alıyoruz. Bir PKK, iki AKP. Çünkü ikisi de iş birliği yapıyor.

Dolmabahçe mutabakatı, üç kişi serbest, kalanları tutuklu. Kim bunlar, CHP milletvekilleri mi? Kim bunları Dolmabahçe’ye gönderdi. Önce bunun hesabını vereceksiniz. Bunun hesabını vermezseniz namertsiniz, vereceksiniz. Şehirler Diyarbakır, Şırnak, Sur bombalarla döşendi. Nusaybin’de kamyonun üzerinden kalaşnikoflar dağıtıldı, PKK vergi topladı.

Mahkemeler kurdu, adalet dağıtıyorum dedi. Kim vardı iktidarda CHP mi vardı? Bizi suçluyorlar şimdi, PKK’ya destek veriyorsunuz diye. Benim söylediklerim yanlışsa destek veriyorum evet, ama doğruysa bunun hesabını siz vereceksiniz, vermezseniz namertsiniz. Habur’da bu ülkenin hakim ve savcılarını terör örgütünün ayağına kim gönderdi, çadır mahkemelerini kim kurdu? Bakın, meşruiyet kazandırdılar.

PKK’ya meşruiyet kazandılarlar. Meşru bir organı muhatap ederseniz meşruiyet kazandırırsınız. Yanlış yapıyorsunuz diyen kimdi, bizdik. Allah akıl fikir versin vallahi bunların yatacak yeri yok. PKK saldırdı, Şavşat’ta. 1 er hayatını kaybetti. PKK sizi kucaklıyor, bize saldırı düzenliyor nasıl oluyor bu düzen? İçtiğiniz su ayrı gitmiyor. Doğruları söylemeye devam edeceğiz.

Belçika’da bir mahkeme karar verdi. “PKK terör örgütü değildir, silahlı bir örgüttür” diyor. Buradan Belçika hükümetine seslenmek istiyorum “30 bin kişinin hayatına mal oldu bu terör, küçük çocuklar, siviller, 30 bin kişi hayatını kaybetti. Belçika’da bırakın 30 bin kişiyi, 10 kişi ölse ne karar verdiniz? Siz nasıl bunu dersiniz? AB’ye aykırı, birlik PKK’yı terör örgütü olarak görüyor” Ses çıkaramıyorlar, kim ses çıkarıyor? Yine CHP.

2002’de terörsüz bir Türkiye devraldılar bugün her gün şehitlerimiz geliyor.

Bunların hesabını sormak zorundayız. Sadece PKK’ya mı yardım ve yataklık yaptılar? IŞİD’e de yardım ve yataklık yaptılar. IŞİD terör örgütüyle ilgili araştırma önergesi verdik. Kimin oylarıyla reddedildi, AKP milletvekilleri oylarıyla reddedildi. Gazeteciler bana sordular, ben de ideolojik akrabalıkları var ondan reddettiler. Soru sordum; Binali Bey’e “Musul konsolosluğu basılıp 48 vatandaşımız rehin alındığında siz neden terör örgütü diyemediniz. Hangi milletvekiliniz “IŞİD terör örgütü değildir” dedi. Terör örgütüne terör örgütü değildir diyor, Belçika’ya o yüzden itiraz edemiyorlar. IŞİD iyi ki varsın, Allah kurşununu azaltmasın. Bu da AKP’linin sözüdür. TIR’larca silah gönderdiler, TIR’larca.

Dün Erdoğan dedi ki; IŞİD hiçbir sebep yokken sürekli ülkemizde eylem arayışı içinde. Yani “Ne istediysen verdik neden burada terör eylemi yapıyorsun” diyorlar. Adamlarını tedavi ettik, bomba istedin bomba verdik, ortada bir sepet yok sen niye burada eylem yapıyorsun. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı söylüyor bunu arkadaşlar, terör örgütünün eylemlerine sebep aranır mı? Sebep belli zaten, terör örgütü.

Fethullah Gülen terör örgütü. Ne diyorlardı? Fethullah Gülen ile ilgili olarak Merkez Bankası’na para bile bastırdılar, “Ne istediysen verdik” dediler, IŞİD’e der gibi. Taşeron istedi bir kadro vermediler, gülen örgütüne dünyanın arsalarını aktardılar. İstanbul’da hangi arazileri verdiler, Ankara’yı parsel parsel verdiler bunlara. Ankara’da yürekli bir savcı arıyorum.

Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin cemaate verdiği parsel parsel arsalar nerede? Onun hesabının sorulması lazım. Kimsenin endişesi olmasın, biz soracağız. Dün gazetelerde bir haber; “İzmir Büyükşehir’de FETÖ operasyonu. Olay ne biliyor musunuz? Bütün belediyelere giden bir yazı İzmir belediyesine de gelmiş. İzmir Büyükşehir’de 26 bin kişi çalışıyor, bunların bir kısmı zaten mükerrer, bir kısmı ayrılıp gitmiş. İlla operasyon yapacaksanız bakın Ankara orada duruyor, İstanbul orada duruyor.

İzmir’i hazmedemiyorlar, çünkü İzmir’in kredi notu, Türkiye Cumhuriyeti hükümetinden daha fazla. Türkiye Cumhuriyeti borç, kredi isterken teminat vermek zorunda, İzmir Büyükşehir ise teminat vermek zorunda değil, istediği zaman alabilir. Çünkü hesapları açık, kuruşa kuruşa hesap veriyorlar.”

PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,450TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,284AboneAbone Ol

EDİTÖR ÖNERİSİ

HAFTANIN ÇEVİRİSİ

SON HABERLER