CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM grup toplantısında konuştu. İktidara ekonomik gelişmeler üzerinden yüklenen Kılıçdaroğlu,”Vatandaşların bankalara borcu 522 katrilyon lira. Vatandaş bankalara ocakla kasım arasında, 49 milyor 390 milyon lira. Eski parayla 49 katrilyon lira. Bu hükümet tefecilere hizmet ediyor. Devletin yurt dışındaki tefecilere Yılın il 9 ayında ödediği faiz 9 milyar 724 milyon dolar. Son 16 yılda dışarıya ödenen faiz ise 159 milyar 290 milyon dolar. Tefecilerin talimatından asla çıkmaz.” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının satır başları şöyle:
ÖĞRETMENLİK KANUNU ÖNERİSİ
Türkiye’nin çözüm üreten tek partisiyiz. Öğretmenler gününde de, öğretmenlerimiz için neyi yapmak istiyorsak onu sıraladık.
1- Öğretmenler meslek kanunu çıkarılmalıdır. Yani öğretmenlik mesleğini diğer mesleklerden ayırmalıyız. Bütün eğitim camiasına kanun teklifimizi ilettik. Teklifimizi parlamentoya verdik. 2018 yılında ek iş yapan öğretmenlerimiz var. Öğretmenleri bu ayıptan kurtarmamız gerekiyor.
2- Onlara mesleğin onuruna yakışır bir ücret ödemeliyiz. Hiç bir öğretmen yoksulluk sınırının altında maaş almamalıdır. Öğretmenlere en az 6000 TL aylık ödenmelidir.
3- Öğretmenlere 3600 ek gösterge verilmesi gerektiğini söyledik. Bütün partilerin seçim beyannamelerine girdi. Şimdi bekliyoruz. AK Parti’den, MHP’den İYİ Parti’den ve HDP’den bekliyoruz. Gelin bu hakkı oy birliği ile sağlayalım. Ancak 3600 ek gösterge teklifimiz AK Parti ve MHP oylarıyla reddedildi.
4- Gelin 24 Kasım öğretmenler gününde öğretmenlerimize birer maaş ikramiye verelim.
5- Bugün sözleşmeli, ücretli öğretmenler var. Ücretli öğretmenler asgari ücretin yarısı kadar ücret alıyor. Türkiye’yi bu ayıptan kurtaralım. Öğretmen arasında ayrım olmaz. Okullarda öğretmen açığımız var.
6- Dışarıda da atama bekleyen öğretmenler var. Sayıştay, 153 bin öğretmen açığı var diyor. Bu ayıba son verilmeli.
7- Taşımalı eğitime son verilmeli. Nerede öğrenci varsa orada öğretmen olmalı.
8- Beraat edilen, haklarında takipsizlik verilen ve KHK ile ihraç edilen öğretmenlerin mesleğe geri dönmesi gerekir.
9- Devlet okulları ve özel okullar arasında ayrımcılık var. Maddi durumu iyi olan çocuğunu özel okula gönderiyor. Bu ülkenin fakir fukarası da devlet okuluna gönderiyor. Eğitimde tasarruf olmaz. Özel okullara devlet desteği geri çekilmeli, devlet okullarına tam destek verilmeli.
10- Hala ikili eğitim var. Farklı sınıftaki öğrenciler aynı derslikte ders alıyor. Bu 21. yy’da Türkiye’nin ayıbıdır.
11- Okul aile birliklerine yasal statü sağlanmalıdır. Böylece okulların yönetimi daha da kolaylaşacak.
KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE
24 Kasım’a ve öğretmenlere yönelik düşüncelerimiz bunlar. Bir de 25 Kasım var. Kadına karşı şiddetle mücadele günü. Kadını eşit görüyorsak, şiddete hep birlikte karşı çıkmalıyız. Buna karşı, siyaset kurumundan beklenen tepki yeterince gelmiyor. 16 yılda kadına yönelik şiddet yüzde 1400 arttı. 2018’in ilk 9 ayında 183 kadın öldürüldü, 53 kadına tecavüz edildi. Bunlar medyaya yansıyanlar. Her 3 kadından birisi fiziki şiddete maruz kalıyor. Eğer devleti yönetenler şiddet dilini kullanırsa, toplumun geldiği nokta bu olur. Bunu tüm kadınların insafına ve vicdanına bırakıyorum. Eğer bu konuda kadınlar gerçekten mücadele etmek istiyorsa, yönünüzü döneceğiniz bir parti var. Halkın Partisi.
EKONOMİ
Erdoğan, iktidara gelmeden meydanlarda çay simit hesabı yapıyordu. Geliyoruz 16 yıllık kesintisiz yönetim. Çay ve simit hesabını yapalım. 1.75 simit, 1.75 çay dedik. 5 kişilik bir aile 3 öğünde çay ve simit tüketirse bir kişi günde 10.50 TL eder. 5 kişi 52.50 TL eder. Ayda 1575 TL yapar. Asgari ücret 1603 TL. Arada 28 TL kalıyor. Şimdi herkese sesleniyorum. 28 TL ile okul, su, elektrik, yol, doğalgaz parasını nasıl karşılayacak. Şimdi ben Erdoğan’a kendi lafları ile sesleniyorum: “Senin bu zalim yönetimin, değil bu yiyecekleri, bu aziz millete bir bardak çay ve bir simidi bile çok görüyor.” 16 yılda geldiğimiz nokta bu.
1 milyon 800 bin kişi, asgari ücretin altında ücret alıyor. Bu sefer bu milletin bırakın cebine, ciğerine işledi. Kendisi çift dikiş maaş alıyor. Bu yetmiyor, 74 bin 500 TL aylık bağlıyor kendine. Elektrik parası yok, su parası yok, doğalgaz parası yok. Yediği içtiği bedava ama para yetmiyor. Asgari ücretli kardeşim, bunun hesabını sormazsan sen bu yoksulluğa mahkumsun demektir. Bu söylediğim, hiç değilse asgari ücret. Bir de hiçbir geliri olmayanlar var.
Vatandaşın dikkatini bir şeye çekmek isterim: Soğana değil, devleti soyana bak. Devlet nasıl soyulur size söyleyeyim. Köşeyi döndüler. Son iki yılda köprülere %157 zam yaptılar. Buna müdahale eden var mı? Bizim dışımızda “bu insafsızlıktır” diyen var mı? Bunun adı soygun değil mi? Gittiler Sudan’da 7500 hektar arazi kiraladılar. Bakan diyor ki, “Türk müteşebbisleri burada ekim yapsınlar.” Daha ucuz üretip çiftçiyi bitirmek istiyorlar. Bütün bunların müsebbibi sarayda oturan zat.
Vatandaşların bankalara borcu 522 katrilyon lira. Vatandaş bankalara ocakla kasım arasında, 49 milyor 390 milyon lira. Eski parayla 49 katrilyon lira. Bu hükümet tefecilere hizmet ediyor. Devletin yurt dışındaki tefecilere Yılın il 9 ayında ödediği faiz 9 milyar 724 milyon dolar. Son 16 yılda dışarıya ödenen faiz ise 159 milyar 290 milyon dolar. Tefecilerin talimatından asla çıkmaz.
TBMM’de partimizin grup toplantısında konuşuyorum… https://t.co/CyFMtCeKj2
— Kemal Kılıçdaroğlu (@kilicdarogluk) 27 Kasım 2018
