Cuma, Nisan 19, 2024

Kılıçdaroğlu, Adalet Yürüyüşü’nün sonunda nereye vardı?

2023 seçimleri süreci muhalefet için uzun erimli bir yeni süreci ifade ediyor ve 5. Yılında adalet yürüyüşü ortaya çıkardıklarıyla muhalefet için doğru seçim kampanyasının şifrelerini ortaya koyuyor olabilir.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Enis Berberoğlu’nun tutuklanması sonrası yalnızca Adalet yazan bir pankartla Ankara’dan İstanbul Maltepe cezaevine doğru yola çıkışının üzerinden dört yıl geçti.

Kılıçdaroğlu, Türkiye tarihinde bir muhalefet lideri açısından benzeri olmayan bu yürüyüşe başladığında 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Türkiye’ye hâkim olan OHAL rejimi ve korku ortamı sürüyordu.

CHP’nin ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu adaletsizliğe karşı yola koyulması, iktidarın arzularıyla, darbe sonrası toplumun yaşadığı korkular arasında sıkışmaya başlayan muhalefet savunma pozisyonundan ilk kez çıkmış oldu.

Sadece muhalefet partisi değil, topluma, medyaya da bu yürüyüş cesaret verdi, kamusal konuşmanın biçimi değişti.

15 Temmuz sonrası özellikle muhafazakâr kesimleri ve Kürtleri vuran hukuksuzlukların “Adalet” gibi muhafazakâr dünyada güçlü bir karşılığı olan bir kavramla ifade edilmesi, hayatında bir kez olsun yüzünü meraktan bile olsa CHP’ye dönmemiş kesimlerin dikkatini çekti, CHP bu hissiyata dokunmayı başardı.

Zaten Kılıçdaroğlu, sadece 3 ay önce yine OHAL şartları altında gidilen ve anakentlerde çıkan yüksek hayır oylarına karşın kıl payı kabul edilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi referandumunda da kapsayıcı ve bağırmayan bir “Hayır” kampanyasında farklı parti ve kesimleri yan yana getirmeyi başarmıştı.

Bugün hükümetin TBB adayı olacak kadar iktidara yanaşan, Ayasofya açılışına protokolden giren Feyzioğlu ve her akşam iktidar televizyonlarında görünen Kocasakal gibi isimler nezdinde vücut bulan agresif Kemalist muhalefet tarzı, ilk kez bu dönemde büyük oranda boşa çıkarıldı.

15 Haziran’da başlayıp 9 Temmuz’da sona eren yürüyüş sonrası Kılıçdaroğlu hakkında ‘’Genel Başkan olarak başladığı yürüyüşü lider olarak bitirdi’’ minvalinde yorumlar yapılsa da esasen Kılıçdaroğlu toplumda yükselen ve bir kanal bulamayan herkes için adalet talebinin sözcüsü olmayı başararak, farklı kesimler arasında güvenilir bir moderatör olma vasfını kazandı.

Öyle ki Kılıçdaroğlu o günden bugüne kendi adaylığı ve isminin ardında kalabalık kitleleri sürükleme şehvetine kapılan, güçlü hitabetle kendi tabanını ateşleyen bir lider olmanın ötesinde, kendisi aday olmak yerine doğru adayı en geniş konsensüsle hedefleyerek bulup çıkartan akil adam rolünü benimsemiş görünüyor.

Her ne kadar toplumun farklı kesimlerinde yerleşik CHP imajıyla özdeşleşmiş parti içindeki en büyük rakibi Muharrem İnce’yi 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday gösterse de esas olarak aklındaki ismin Erdoğan’a karşı Gül olduğunu ve bunun için parti içerideki sert muhalefet ile kapışmayı bile göze aldığını bugün herkes biliyor.

Aklındaki bu siyasi formülü 2019 yerel seçimlerinde hayata geçirdi, bir yanına İYİ Parti’yi bir yanına HDP’yi alabilen CHP merkeze yakın duran adaylarla birçok büyükşehirde AK Parti’nin uzun süreli iktidarını devirmeyi başardı.

2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine giderken daha önce denenen ve başarı sağlayan İstanbul formülünün benzer şekilde uygulanması bugün kamuoyunda tartışılıyor.

CHP’nin muhalefetin farklı kesimleriyle kurduğu ilişkinin bu başarıyı sağladığı aşikâr.

Cumhuriyet’i kuran partiye Cumhuriyet’in 100. yılına giderken moderatör rolünü vermek bazılarına yetersiz görülebilir.

Ama bugün bu moderatör CHP yine bir kurucu rol oynayabilir.

CHP’nin ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu adaletsizliğe karşı yola koyulması, iktidarın arzularıyla, darbe sonrası toplumun yaşadığı korkular arasında sıkışmaya başlayan muhalefet savunma pozisyonundan ilk kez çıkmış oldu.

HDP ile İYİ Parti’yi aynı muhalefet bloğunun içinde tutmak, muhafazakâr, İslamcı ve liberal partilerle birlikte bir masada oturmak ister istemez insanın aklına Birinci Meclis’in kurucu rolünü getiriyor.

Yola çıktığı Ankara’dan, yolun sonuna geldiği İstanbul/Maltepe’ye değin daha önce yürüdüğü yollardaki belediye sayılarını katlayan Kılıçdaroğlu bugün bu yerel iktidarların imkanlarıyla merkezdeki değişime önayak olabilmeye eskisinden daha yakın.

Merkezdeki bu yeni değişim ihtiyacına ne kadar cevap verebileceği elbette ki yalnızca CHP ve Kılıçdaroğlu’nun anlayışına tahvil edilemez lâkin muhalefet hâlen 7 Temmuz’da sonuçlanan yürüyüşün yarattığı atmosferin içerisinde.

Bu ilişkinin başlangıcı farklı kesimleri aynı yolda yürümeye ikna ve teşvik etme becerisinin gösterildiği Adalet Yürüyüşü’ydü ve şüphesiz bunun en önemli mimarı Kılıçdaroğlu’nun kendisiydi.

2023 seçimleri süreci muhalefet için uzun erimli bir yeni süreci ifade ediyor ve 5. Yılında adalet yürüyüşü ortaya çıkardıklarıyla muhalefet için doğru seçim kampanyasının şifrelerini ortaya koyuyor olabilir.

Bakalım Kılıçdaroğlu bu adalet yürüyüşünün sonunda nereye varacak?

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI