Çarşamba, Nisan 24, 2024

Karar ânının eşiğinde: Seçim takvimi tabirleri

Siyaset sahnesinde yaşanan süratli değişiklikler, sürecin karakterinde var. Asıl mesele; değişikliklerin ve ifadelerin, anayasal haklar gözetilerek, mevcut an içindeki dirliğe dikkat korunarak, demokrasinin ilkelerine dayanması gereğidir.

Yüksek Seçim Kurulu’nun hazırladığı ve 18 Mart’ta başlayan seçim takviminin son maddesini ilk olarak yazıyorum. “14 Mayıs: Oy verme günü. Seçim yasakları saat 24.00’te sona erecek. Cumhurbaşkanlığı seçiminin geçici sonuçları saat 23.59’a kadar ilan edilecek.” Seçim takvimi içindeyiz, heyecan verici, geleceği belirleyici, fişek gibi bir zaman dilimindeyiz.

Zamanın idraki ile alakalı olmak üzere tarihlere bakalım. İttifak yaparak seçime katılma kararı alan siyasi partilerin genel başkanlarının imzalarını içeren ittifak protokolünü YSK’ye teslim etme süresi 24 Mart’ta sona erdi.

Cumhurbaşkanı geçici aday listesi bu hafta, 28 Mart’ta Resmî Gazete’de yayımlanacak ve saat 08.00 itibarıyla itiraz süreci başlayacak. Cumhurbaşkanı geçici aday listesine yapılacak itirazların süresi 29 Mart saat 17.00’de sona erecek ve itirazlar YSK tarafından incelenmeye başlanacak. Cumhurbaşkanı geçici aday listesine yapılan itirazların YSK tarafından karara bağlanması süreci 30 Mart’ta sona erecek.

Cumhurbaşkanı kesin aday listesi 31 Mart’ta Resmî Gazete’de yayımlanacak ve cumhurbaşkanı seçimi propaganda dönemi başlayacak.

Siyasi partilerin genel merkezlerinin, seçime katılacakları seçim çevrelerine ait aday listelerini YSK’ye teslim etmeleri 9 Nisan saat 17.00’de sona erecek.

Bu manzara karşısında diyebiliriz ki, siyaset sahnesinde yaşanan süratli değişiklikler, sürecin karakterinde var. Asıl mesele; değişikliklerin ve ifadelerin, anayasal haklar gözetilerek, mevcut an içindeki dirliğe dikkat korunarak, demokrasinin ilkelerine dayanması gereğidir.

Bulunduğumuz zaman dilimini betimlerken “takvim” kavramına göz atmakta fayda var. Takvim sözcüğü Arapça “düzeltmek, yoluna koymak” manasına geliyor. Geleneksel takvimler, saat be saat yazan vakitler ya da mevsim, iklim bilgileri ile insanlığın başlangıcından itibaren kronolojiden, giderek zemin-gök olaylarıyla coğrafya bilgisine, insan davranışlarına ve kılavuzluğa evriliyor.

Gündemde açılan konular üzerine ve kamusal etkileşim bütününün lehine söylemek elzem. Yüksek Seçim Kurulu’nun hazırladığı ve düzenlediği seçim takviminde, seçim vaadi saikinde “Her yol mübahtır” zihniyetinin tam aksine demokrasi için, can güvenliği için, hakkaniyet için, vicdan için; anayasa, yasa uygulaması, çağdaş ilkeler, elbette insani prensipler şarttır.

Yeni bir yol haritasında çoğulcu, uzlaşmacı demokratik parlamenter sistemi yeniden kurmak, belli doğrulara dayalı ekonomi modelini gerçekleştirmek, bu hususları sağlarken hukukun üstünlüğünün mutlak suretle tesisi temel koşuldur.

 

DÖNÜŞÜM BAŞLADI

Durum nedir? Yakın zamanda, 2020 pandemisi, 2022 Ukrayna’nın Rusya tarafından işgali, küresel ekonominin Türkiye’ye yansıyan etkileri ve ülkemizin ekonomi politikalarının üretimden kopukluğunun, dahası kuralsızlığın neticesinde gelinen tabloda, sürdürülebilir ekonomik büyüme, istihdam ve ihracat kapasitesini artırma iradesi üzerinde durmamız doğrudur.

Bu kadar ciddiyet, program, planlama gerektiren mesele varken abesle iştigal konular nedeniyle tekrar edelim:

Medeni Kanun’u uygulayın.

Türk Ceza Kanunu’nun kadını koruyan hükümlerini uygulayın.

6284’ü değil pazarlık konusu yapmak, gereği gibi uygulayın.

İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe girmesini sağlayın.

Dönüşüm bağlamında yol ve yöntemde; can güvenliğine, hakkaniyete, vicdana, iyiniyete göre kabul edilen temellendiriştir; verilen kararlardır makbul olan, insani olan, hukuk devletine uygun olan. Gelecek tasarımı ve belirlenimi, kazanılmış hakların uygulama alanının ve kapasitesinin artırılmasıyla şekillenecektir. Üstelik kamunun kaynaklarını hukuka aykırı tartışmalarda kullanmanın ne ekonomik düzende yeri ne de toplumun refahına katkısı vardır.

ASIL MESELE

Halkın sistemsel ve yönetimsel karar verme yetkisine en net sahip olduğu mekanizma, demokrasinin bilhassa Türkiye açısından en belirleyici unsuru seçimlerdir. Şimdi; siyaset sahnesinin açtığı bahsin, enflasyonun düşürülmesine yönelik yeni ekonomi modeli ile hukukun üstünlüğü ve güven üzerinde yükselecek anlayış olması çok önemli.

Yeni bir yol haritasında çoğulcu, uzlaşmacı demokratik parlamenter sistemi yeniden kurmak, belli doğrulara dayalı ekonomi modelini gerçekleştirmek, bu hususları sağlarken hukukun üstünlüğünün mutlak suretle tesisi temel koşuldur.

Basiretli bir para politikasını teminen kuvvetli ve bağımsız Merkez Bankası ile liyakate dayalı atamaların zikredilmesi gerekiyor. Güçler ayrılığının ve bilhassa kamu sözleşmeleri ile transfer harcamalarında şeffaflığın sağlanmasıyla oluşacak güven ortamında demokrasi güçlenecek, kalkınmanın adımları atılacaktır. Depreme dirençli binalara yönelik kentsel dönüşüm için finansman kaynakları yaratılması en büyük proje olmalıdır. Evet, kazanılmış haklara yönelik ihlal saiklerinin aksine, konuşacak, anlatacak, açıklanacak, mümkünün alanının yaratılmasına ilişkin çok mevzu ve göz önünde tutulması gereken bütünleşik prensipler var.

William Faulkner’in kült romanı “Ses ve Öfke”de geçer: “Bu saati sana zamanı hatırlayasın diye değil, ara sıra onu bir an unutasın ve soluğunun hepsini zamanı elde etmek için harcamayasın diye veriyorum.” Buradan bahisle, siyaset sahnesinin seçim sürecinin aceleci telaşesini unutmasını ve akla, insaniyete, iyiliğe, vicdana, hakkaniyete uygun değerleri hatırlamasını, buna uygun söylemler üzerinden ilerlemesini talep, milletin hakkı, demokrasinin ve hukukun gereğidir. Sonucu değiştirecek siyaset; gerçek sevgide, saygıda, esenlikte, adalette, demokraside, yaratıcı çözümlerde kararlı anlayış olacaktır.

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI