Çarşamba, Nisan 24, 2024

Kaftancıoğlu’na verilen ceza iktidara yarar mı?

Bu siyasi mühendislik kararı hedeflenenin tersine sonuç verecek görünüyor. Çünkü bu kararla Kaftancıoğlu siyaseten yasaklı hale gelebilir, hatta hedef bu bile olabilir. Ama siyasi sonuçları CHP’yi ve muhalefeti güçlendirecek niteliktedir.

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun Yargıtay’daki davasında karar beklenmedik bir anda çıktı.

Belki de beklemeliydik.

Gezi Davası sonucu bizim için bir ipucu olmalıydı.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Kaftancıoğlu hakkındaki, “kamu görevlisine hakaret”, “Türkiye Cumhuriyeti Devletini alenen aşağılamak” ve “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamalarından verilen 4 yıl 11 ay 20 gün hapis cezasını onadı. Kaftancıoğlu hakkında ayrıca siyasi yasak kararı uygulanmasına karar verdi.

3.Daire, Kaftancıoğlu’na “kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret”ten verilen 1 yıl 6 ay 20 gün ile “Türkiye Cumhuriyeti Devletini alenen aşağılamak”tan verilen 1 yıl 8 ay hapis cezalarını kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu gerekçesiyle onadı. Kaftancıoğlu’na, “Cumhurbaşkanına hakaret” suçundan verilen 2 yıl 4 ay hapis cezası ise 1 yıl 9 ay olarak düzeltilerek onandı.

Yine 3. Daire, Kaftancıoğlu’na, “PKK/KCK silahlı terör örgütü propagandası yapmak” suçundan verilen 1 yıl 6 ay hapis ile “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek” suçundan verilen 2 yıl 8 hapis cezalarını ise bozdu.

2020 yılında çıkarılan infaz indirimi düzenlemesinden yararlanacak olan Kaftancıoğlu aldığı cezalar nedeniyle cezaevinde kalmayacak. Ancak hukuki prosedürler gereği önce kapalı cezaevine girecek sonra doğrudan denetimli serbestlik hükümleri kapsamında tahliye edilecek. Normal şartlarda olması gereken bu.

Canan Kaftancıoğlu hakkında 2012-2017 yılları arasındaki Twitter paylaşımları nedeniyle dava açılmıştı. 2019 yılında İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki yargılama sonucunda Kaftancıoğlu’na 5 ayrı suçtan toplam 9 yıl 8 ay 20 gün hapis cezası verilmişti.

Yargıtay’ın onadığı bu cezalara dayanak olan “deliller” ise yukarıda ifade ettiğim gibi 2012-2017 arasında atılmış tivitler. Atıldıkları konjonktürden bağımsız olarak bu sosyal medya paylaşımlarının atıldıktan sonra yıllar sonra birer suç unsuru olarak kabul edilip hukuki sürece dayanak oluşturmaları ve suç delili olmalı düşünce ve ifade özgürlüğünün sınırlarını göstermesi açısından da vahimdir. Daha doğrusu düşünce ve ifade özgürlüğünün olmamasının.

Burada ilginç olan şu; Kaftancıoğlu’na verilen cezalara gerekçe olan twitlerin benzerlerini geçmişte siyasi iktidara yakın pek çok ismin atmış olduğunu da biliyoruz. O kişiler tarafından atılan twitlere herhangi işlem yapılmaksızın Kaftancıoğlu’na ceza verilmesi, hukukun siyaseten kullanılmasının işaretidir.

Yargıtay’ın bu kararıyla sadece düşünce ve ifade özgürlüğünün sınırlarını daralmakla kalmıyor Kaftancıoğlu’na verdiği siyaset yapma yasağıyla, seçilme hakkının ortadan kaldırmaktadır.

Yargıtay 3. Dairesi’nin verdiği kararın hukuki değil siyasi bir karar olduğu açıktır. Bu karar, alınma tarihi ve içeriğiyle birlikte siyasi mühendislik ürünü görünmektedir.

Özetle aradan geçen çeyrek yüzyılda eski kasetlerden hapis cezası alan siyasetçilerden yıllar önce atılmış eski tivitlerden hapis cezası alan, siyasi yasaklı hale getirilen siyasetçiler noktasına gelmek acıdır.

Oysa yıllar önce bugün Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı olan Erdoğan, okuduğu bir şiir nedeniyle ceza almış ve siyasi yasaklı hale gelmişti.

Dönemin gazeteleri “Muhtar bile olmaz” manşetleri ile çıkmıştı.

O gün o cezayı alan kişi, bugün Cumhurbaşkanı.

O gün verilen siyasi kararların toplumsal sonuçları hedeflenen gibi olmadı. Bugün de alınan bu siyasi karar da istenen sonucu doğurmayacaktır. Bunu herkesin bilmesi gerekiyor.

Bu açıdan Yargıtay 3. Dairesi’nin verdiği kararın hukuki değil siyasi bir karar olduğu açıktır. Bu karar, alınma tarihi ve içeriğiyle birlikte siyasi mühendislik ürünü görünmektedir.

Ancak bu siyasi mühendislik kararı hedeflenenin tersine sonuç verecek görünüyor. Çünkü bu kararla Kaftancıoğlu siyaseten yasaklı hale gelebilir, hatta hedef bu bile olabilir. Ama siyasi sonuçları CHP’yi ve muhalefeti güçlendirecek niteliktedir.

Nitekim CHP İl Başkanlığı’na yapılan ilk açıklamada genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun sağ ve solunda Canan Kaftancıoğlu ile İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu vardı.

Kılıçdaroğlu’nun Kaftancıoğlu’na sahip çıkmasının, 21 Mayıs’ta Bursa’da yapılacak mitingin İstanbul’a alınmasının ve il başkanlığı önündeki heyecanın, CHP örgütlerine taze kan getireceği de açık görünmektedir.

Bu karar, CHP’de bir kez daha parti örgütü ile tabanın birbirine eklemlenmesine ve tabanın konsolide olmasını sağlamıştır. Bu da kararın iktidarın beklentisinin aksine olumlu tarafıdır.

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI