Uskumruköy'ün ilk kadın muhtarı Şeyda Üst: 7-8 dönem muhtarlık yapanlar var, ben buna karşıyım. Muhtarlık iki dönemden fazla yapılacak bir şey değil. Bırakın taze kan gelsin, taze heyecan gelsin. 

ü

Cumhuriyetin 100’üncü Yılında Kadın Muhtarlar” yazı serisine Uskumruköy’ün ilk kadın muhtarı Şeyda Üst ile devam ediyorum.

ü

Sizi kısaca tanıyalım. Aday olmaya nasıl karar verdiniz?

ü

Marmara Üniversitesi sınıf öğretmenliği mezunuyum. Muhtarlıkta ilk dönemim. Uskumruköy mahalle muhtarlığına 7 aday arasından (4’ü kadın ve 3’ü erkek) seçildim. Bu köyün ilk kadın muhtarıyım. Bir siyasi partide zaten mahalle başkanlığı yapıyordum. O dönemde herkese dokunmaya çalışıyoruz, kapılarını çalıyoruz. Muhtar abla, muhtar abla diyorlardı bana. Şakaydı gerçek oldu…

ü

Muhtar olduktan sonra mahallenizde neler yaptınız?

ü

  • Bu dönemde sel, deprem, yangın, pandemi kısacası her şeyi yaşadık. Zorlu bir dönem oldu. Bütün afetlerde alanlardaydık. Alanlara birebir kendim gittim. Deprem bölgesinde de yangında da selde de birebir gittim. Malzemeleri kendimiz götürdük. Buradan tırlara eşlik ederek gittim.
 
  • Pandemiyle beraber biz burada yemek yapmaya başladık. Onun hikayesi de şöyle oldu, tüm restoranlar kapandı. Bizim her gün burada ya bir çorbamız ya bir makarnamız ya bir kek veya poğaça olmak zorunda. Biz böyle başladık. İlk jandarmaya yemek vererek başladık. Çünkü biz gece gündüz mesai yaptık. Ekmek dağıtımları yaptık. Bütün sitelere toplu ekmek bırakıyorduk, her yer kapalıydı.
 
  • Kadınlar ve çocuklar için o kadar eksiğimiz vardı ki… Muhtarlıkta inşaata başladım. Burayı kütüphane, bir etüt merkezi haline getirdim.
 
  • Halk Eğitim ile Sarıyer Belediyesi ortaklaşarak burada kurslar açtı. Takı kursu açtı, örgü kursu var. Kadınlar yaptıklarını sosyal medyada satmaya başladılar. Kadınlara böyle bir destek sağladık. Kurslarımız devam ediyor, haftada 2 gün kurslarımız oluyor.
 
  • Askıda ekmek yaptık, askıda erzak yaptık, askıda kıyafet yaptık. Yılda 4 defa çocukları giydiriyorum burada. Sosyal medyadan paylaşım yapıyoruz. Bu şekilde hayırseverlere ulaşıyoruz. İhtiyaç sahibi çocuklarımıza bayram alışverişi, okul alışverişi yapıyoruz.
 
  • Benim burada hala tuvaleti dışarıda olan bir ilkokulum var. O okulumu bitirmem gerekiyor. Ondan sonra bir kültür merkezi hayalim var. Hayal demeyelim, gerçek olacak. Bir park daha yapacağım.
 
  • Sosyal proje muhtarıyım. Ben sosyal projeler üretiyorum. Doğuya da giderim. Her yere dokunurum yani bana gelen hiçbir telefonu geri çevirmem. Nerede olursa olsun bir şekilde dokunurum, burası herkesin ilk kapısını çalacağı yer. Biz muhtarlıkta yardımcım Billur ile çalışıyoruz.

ü

Yerel seçimlerde aday olmak isteyen kadınlara söylemek istedikleriniz nelerdir? Mesela işte ben şunları yaşadım, şöyle yapabilirler, bunlara dikkat edebilirler, etmeliler.   Sarıyer'de 8 mahalleyiz. 38 mahallenin sekizinde kadın muhtar var. Kadınların sayısı kesinlikle artmalı. Her yerde kadınlar olsun, bu işi gerçekten kadınlar çok güzel yapıyor. Ben hep şunu söylerim, kadınlar çok yaratıcı.   Her mahallede kadınlar olsun istiyorum. Bu benim istememle değil ama mahallenin de faydasına olacak bir şey. Biz analığımızdan dolayı mıdır nedir, hani geri çeviremiyoruz, vicdan daha mı fazla baskın oluyor bizde? Mahallenin anneleri oluyoruz, ablaları oluyoruz. İnsanların özeline giriyoruz. Bana geliyor diyor ki; sen benim çocukla, kocayla ve kayınvalideyle bir konuşsana…Bu güveni vermekte çok güzel. Ben çok mutluyum, mahallemde çok güzel bir ilişki sağladım. Köy muhtarlığı zaten var ama mahalle muhtarlığı kaldırılmalı diyorlar. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?   Aslında muhtar ne yapar? Muhtar çalışmak istiyorsa çalışır, çalışmak istemiyorsa karşılığında bir şey yok. Hani “niye yapmıyorsun?” diye hesap sorulacak biri yok. Ben bir şeyi yaparken o mutlu olsun ya da oy kaygısıyla yapmıyorum. Yıllardır böyleydim ama burada muhtarlıkta birebir kendim ulaşıyorum insanlara. Eskiden hayır kurumlarıyla, derneklerle bu işi götürüyordum. Şimdi birebir her şeyi ben yapıyorum.   Muhtarlık kurumu şöyle söyleyeyim, gerçekten çok zor. Bitmiyor, bizde hiçbir iş bitmiyor. Sadece evrak vermekle kalmıyoruz biz burada. Valla benim yüküm çok. Nüfus mahallelerde çünkü… Terapist gibiyiz yani her şeyiz. Ben kendi adıma söyleyeyim ilk çözüm noktaları benim. Her gelenin derdini dinliyorum ve çözüm bulmaya çalışıyorum. Bu durumdan ben çok mutluyum. Akşam kafamı yastığa koyduğumda bugün de böyle oldu diyorum. Bütün yaşadığınız kötülükleri unutturuyor bu güzellikler…   Hani muhtarlık sadece evrak işi değil ki? Muhtarlık işleri e-devlet ile mi sınırlı? Sadece bu mu? Mahallenin kaldırımını yaptır, mahallenin bilmem neyini yaptır. Mahallenin bütün her şeyi muhtar üzerinden gidiyor.   Vatandaşlar bir erkek muhtara gelip bu kadar yakın sorun derdini paylaşabilir mi sizce? Mesela şiddete uğrasa, parası olmasa?

ü

Bence erkek erkeğe çok da güçsüz görünmek istemiyor ama karşısındaki kadın olunca daha bir başka oluyor. Rahat açıyor sorununu gibi geliyor bana.

ü

Kadınlar için muhtarlık kurumunun daha erişilebilir olması amacıyla neler yapılmalı? Yani buraya daha çok kadının gelip sizlerle konuşabilmesi, yoldaşlık yapabilmeniz için ne tür öneriler sunarsınız?   Nelerle uğraşıyoruz, kızı kaçan bana geliyor, öbürü onu şikâyet ediyor. Ben karakollara gidiyorum, onunla onu barıştırıyorum. Arabuluculuk yapıyorum yani ben de uyku denen bir şey yok. Herkes bana şunu söylüyor, sen alıştırdın. Biz eski muhtara ulaşamıyorduk. Ne yapayım yani ben de mi cebimi kapatayım? Şimdi biliyorlar, ulaşılabilir biriyim.   Ben aktif bir muhtarım. Bir kere sosyal medyayı çok iyi kullanıyorum ve çalışmalarımdan herkesi haberdar ediyorum. Takipçi sayım çok yüksek, fenomen bir muhtarım. Şöyle söyleyeyim, beni Mardin’den arayan da var. Yaşadığımız o kadar farklı örnekler var ki mesela bir tane aile Türkçe bilmiyor. Çıkmış gelmiş bir gün buradayız, bir çocuk sürüsü ile geldi. Küçücük çocuk Türkçe konuşuyor ama kadın Türkçe anlamıyor. Kıyafet istiyor, onu istiyor, bunu istiyor. Bir çırpıda toparladık ve kurduk düzenlerini. Erzak lazım, o lazım, bu lazım. Bir de benim önüme gelen düşmanım da olsa derim ki kapıma gelmiş, hayatta geri çeviremem. Gece Allah’a dua etmiş, rabbim benim kapımı göstermiş derim. Ben bu mantıkta biriyim, düşmanım da olsa kapıma geldiyse işini çözeceğim. Bir de iş bitiren bir kadın olduğum için tamam deyip geçemiyorum… Sonra bir gün dedi ki Şeyda abla biz köftenin ne olduğunu bilmiyorduk. Kurban Bayramı’nda bize kim verirse o zaman yerdik. Senin sayende şimdi köfteyi, hamburgeri, her şeyi biliyoruz. Kardeşim manavda çalışıyor. Şimdi avokadoyu beğenmiyoruz. Öyle bir gülüşmüştük, sonra kardeşlerine benim adımı koydular.   Son olarak paylaşmak istedikleriniz nelerdir?   7-8 dönem muhtarlık yapanlar var, ben buna karşıyım. Muhtarlık iki dönemden fazla yapılacak bir şey değil. Bırakın taze kan gelsin, taze heyecan gelsin. Bırak yeni gelen yeni projeler üretsin…  

ü

Editör: Ayşe Kaşıkırık