Perşembe, Nisan 25, 2024

İYİ Parti: Erdoğan’ın Putin, Trump ve Esad’la düetlerinin milli çıkarlarımıza faydası yok

İYİ Parti Başkanlık Divanı sonrası açıklamalarda bulunan Genel Sekreter Cihan Paçacı, Sakarya Tank Palet Fabrikası’nın özelleştirilmesine ve Suriye’de yaşanan gelişmeler üzerinden iktidara tepki gösterdi.
Konuşmasında, “Erdoğan-Putin, Erdoğan-Trump ve Erdoğan-Esad düetlerinin milli çıkarlarımızın korunması açısından bugüne kadar olumlu hiçbir karşılığı olmamıştır. Çünkü ülkelerin dostlukları-düşmanlıkları değil, çıkarları vardır.” ifadelerini kullanan Paçacı, şunları söyledi:

Kendisini yerli ve milli, muhalefeti de gayri milli olarak niteleyen AK Parti, en önemli hususlarda, en stratejik konularda bile, söylediğini unutup, kamu menfaatlerini dahi siyasi çıkarları için bir araç haline getirmekten çekinmemektedir. Memlekette yerli ve milli üretim tesisi adına ne varsa satıp savan AK Parti, şimdi de  gözünü Sakarya’da ki “Milli Silah Sanayi”mizin en önemli tesislerinden biri olan, “Birinci Ana Bakım Merkezi”nin özelleştirilmesine dikmiştir. İYİ Parti, ordumuzun bir parçası olan, ülke ekonomisine milyarlarca dolarlık artı değer kazandıran bu tesislerin, sonucu şimdiden belli olan satışına karşıdır. Bu özelleştirmenin ülke ve milletimizin hayrına olmadığını söylüyoruz.

Milletvekillerimiz mecliste, teşkilatlarımız sahada bu yanlış işi milletimize şikayet etmeye devam edeceklerdir. Muhalefet olarak iç tüzüğün tarafımıza verdiği tüm imkanları kullanacağız. Ve ordumuzun kullandığı yerli ve milli silahlarımızın önemli bir kısmını yapan bu tesisimize sahip çıkarak yerli ve milli duruş sergilemeye devam edeceğiz.

SURİYE’DEKİ GELİŞMELER

Suriye konusunda son günlerde yaşanan gelişmeler “aldatılmaktan bıkmayanlar” açısından bir kez daha ders niteliğindedir. Konu sadece ABD’nin tutumuyla da ilgili değildir. Aralık sonunda Moskova’da yapılan görüşmelerde “terörizm ile mücadele” konusu ele alınmış olmakla birlikte hangi örgütlerden bahsedildiği kayda geçirilememiştir. Bu da PYD/YPG’nin ABD gibi Moskova tarafından da terör örgütü sayılmadığının tezahürüdür.

Ayrıca Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı Lavrov yaptığı açıklamada, adeta Türkiye’yi kastederek, Suriye’nin toprak bütünlüğünün “kayıtsız şartsız” korunması ifadelerini kullanmıştır. Lavrov bu kez “Suriye’nin birliği” ifadesini de sarf etmekten imtina etmiştir.

Stratejik ortaklık yaptığımız ABD’nin ve sıcak ilişkiler kurduğumuz söylenen Rusya’nın terör örgütüne bakışı ortada iken, Türkiye’nin kendi güvenliğini nasıl temin edeceği ve bu sıkışmışlıktan sıyrılıp, milli çıkarları açısından terör örgütüyle nasıl mücadele edeceği büyük bir muammadır.

Amerikalılar “Bizden izin almadan Fırat’ın Doğusu’na geçemezsiniz” demekle kalmamış, kendi deyimleriyle “Kürtlerin katledilmesine izin veremeyiz” gibi haksız ve hadsiz bir cümle sarf etmişlerdir.

Erdoğan-Putin, Erdoğan-Trump ve Erdoğan-Esad düetlerinin milli çıkarlarımızın korunması açısından bugüne kadar olumlu hiçbir karşılığı olmamıştır. Çünkü ülkelerin dostlukları-düşmanlıkları değil, çıkarları vardır.

Bütün bunlar “Değerli Yalnızlığın” daha da derinleşmekte olduğunun göstergeleridir. Sadece Ankara’ya değil iktidarın güvendiği dağlara ve hatta ovalara da kar yağmaya başlamıştır.

Türk dış politikası “One Man Show” olmaktan çıkarılmalı, asırlık gelenek ve teamülleri daha fazla göz ardı edilmeden rasyonel bir çizgiye oturtulmalıdır.

PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,450TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,284AboneAbone Ol

EDİTÖR ÖNERİSİ

HAFTANIN ÇEVİRİSİ

SON HABERLER