Cumartesi, Nisan 20, 2024

İVME Hareketi, iklim krizine karşı politika önerilerini hazırladı

İVME Hareketi tarafından Friedrich-Ebert-Stiftung Türkiye Temsilciliği ile iş birliği ile “İklim Krizine Karşı Yeşil Adil Dönüşüm: Türkiye İçin Politika Önerileri Raporu” hazırlandı. Çok sayıda toplantı ve görüşme sonrası ortaya çıkan raporda “Türkiye’de Emisyon Ticaret Sistemi kurulması”, “bitkisel beslenmenin teşvik edilmesi”, “Doğu Akdeniz’de iklim diplomasisi yürütülmesi” gibi politika önerileri yer aldı.

Raporda, “2021’deki ani sel baskınları, kontrolden çıkan orman yangınları, toplu filamingo ölümleri, hidroelektrik potansiyelindeki kayda değer düşüş ve büyükşehirlerdeki su kıtlığı gibi sorunlara hızlı çözümler üretilememesi, Türkiye’nin iklim değişikliğinin getirdiği yeni gerçeklikle baş etmesi için gerekli politika araçlarına sahip olmadığını göstermektedir. Araştırmamızda vardığımız bulgular Türkiye’nin gerekli politika araçlarını geliştirememesi ve iklim değişikliğine hazırlanmaması durumunda karşılaşacağı koşullarla ilgili de karanlık bir tablo çizmektedir. Ekoloji ve iklim krizine dair sorumluluğu olan bireylerden, devletlere ve uluslararası şirketlere kadar her bir aktörün ödevini tespit ederek bütün yaşamın dönüşeceği yeni bir evreye girişe hazırlık gerekmektedir” tespiti yer aldı.

Raporda, konuya ilişkin politika önerileri özetle şöyle sıralandı:

– Türkiye hızlı bir şekilde karbonsuzlaşmalı ve gerekli yatırımları yapmaya bir an
önce başlamalıdır.

– Türkiye’de bir Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) kurulmalıdır.

– Kırsal ekonomiler iklime dayanıklı politikalarla yeniden inşa edilmelidir.

– Sağlıklı yaşam politikaları ve bitkisel beslenme teşvik edilmelidir.

– Şehirlerin iklim dayanıklılığı su, enerji ve gıda yönünden güçlendirilmeli, iklim bilinci arttırılmalıdır.

– Felaketlere karşı hazırlıklar iklim krizinin gelecek etkileri düşünülerek yürütülmelidir.

– Veri toplama ve bütünsel planlama birimleri güçlendirilmeli, veriler şeffaf bir şekilde kamuya açık platformlarda paylaşılmalıdır. Karar mekanizmalarında sivil topluma ve farklı disiplinlerden bilim insanlarına danışılmalıdır.

– Yasalarda temiz çevre ve dengeli iklim hakkı, insan hakkı olarak değerlendirilmelidir. Hukuki çerçevede doğanın bütün unsurları eşit şekilde muamele görecek hak öznesi olarak tanımlanmalı ve devlet politikaları bu çerçevede şekillendirilmelidir.

– Gelecek Kuşaklar Temsilciliği kurulmalıdır.

– Yasal savunuculuk hakları güçlendirilmeli, savunucuların bilimsel ve hukuksal takip kapasiteleri desteklenmelidir.

– Sendika ve çalışma yasaları güçlendirilmeli, yenilenebilir enerji sektöründe ve diğer yeşil sektörlerde çalışanların hakları güvence altına alınmalıdır. İklim koşullarına karşı savunmasız işçiler korunmalıdır.

– İklimsel afetlerden etkilenen bölgeler için acil destek planları yaratılmalı, afet
sonrası kalkınma yatırımları iklim dayanıklılığını ve insan onurunu vurgulamalıdır.

– Toplumsal adaletsizliklerin körüklenmemesi için çevre adaletsizlikleri ciddiyetle incelenmeli ve giderilmelidir.

– Türkiye’nin biyoçeşitliliği yasalarla ve devlet politikalarıyla koruma altına
alınmalıdır.

– Türkiye Doğu Akdeniz’de iklim diplomasisi yürütmeli, bölgeye liderlik etmelidir.

– Türkiye, iç/dış göç konularını iklim çerçevesinde ele almalı ve iklime bağlı göçe
karşı hazırlık yapmalıdır.

– Türkiye en kısa zamanda Paris Anlaşması’nın hedeflerine uygun bir Ulusal Olarak Belirlenmiş Katkı (NDC) planı hazırlamalıdır.

– Türkiye Aarhus Sözleşmesi’ne taraf olmalıdır.

PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,450TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,284AboneAbone Ol

EDİTÖR ÖNERİSİ

HAFTANIN ÇEVİRİSİ

SON HABERLER