İş Bankası Genel Müdürü: Açıkçası üzülüyorum

İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali canlı yayında ekonomi gündemine dair açıklamalarda bulundu. “Çok ciddi bir spekülatif atakla karşı karşıyayız” diyen Bali, ” 1992’den beri birçok krizi izledim. Bunu farklı buluyorum. Bu doğru değil. Saldırı niteliğinde fiyatlar oluştu” ifadelerini kullandı.

Bali’nin açıklamalarından satır başları şu şekilde:

Ödemelere gelindiğinde çok meşhur konudur bu. Nasıl ödenecek? 15 Temmuz sonrası yerli yersiz değerlendirmeler yapılırken rakamlarla izah etmiştim. Türkiye’nin 1 yıllık vadeli borcu 180 milyar dolar. Ödeme vadesi 1 yıl kalmış olan borçların toplamı.

Toplumu iyi bilgilendirmemiz lazım. Bankalara şuraya buraya çıkıp bir takım hareketler yapmak isteyen hanehalkı da var. 180 milyar doların 102 milyar doların yükümlülüğü bankaların. Bunun da yarısı bankaların kendi borçları değil. Yurtdışı yerleşiklerin bizim nezdimizde açtığı mevduatlar. Diğer yarısı borçlar. Yönetilebilir düzeyde.

50 milyar dolarlık bir nakit olarak baktığımız zaman ROM nedeniyle 28 milyar dolar tutuyoruz. 50 milyar dolar merkezin bize kullandırabileceği limitimiz var. Sistemin tamamı.

‘SÖYLEM DEĞİL EYLEM ZAMANI’

Reel sektöre geliyorum. 73 milyar doları kamunun da küçük bir rakamı var. 73 milyar dolarlık dış yükümlülük 48 milyar doları mal ve hizmetten kaynaklanan taahhütler. Kalan 25 milyar dolar ise nakit nitelikli krediler. 12 aylık yenilenme oranı yüzde 135, ödemeler bu, kurların artışı, kısa vadede ise reel vadede net artı pozisyonu var. Elinde varlığı da var. Bir yıla kadar long pozisyonu ile tahamülü var.

‘BU KRİZ FARKLI’

Bizim bankamızın döviz alış satış arasında neti nötr. Alan da satan da var. Bu nasıl yukarı gidiyor. Asya’da gördük, düşük hacimlerle. Dijital sistemlerle tetiklenebilecek işlemler de var. Döviz masasında yönetici olarak işe başlayalı 1992’den beri birçok krizi izledim. Bunu farklı buluyorum. Bu doğru değil. Saldırı niteliğinde fiyatlar oluştu. İyi bilinçlendirilmiş siyaseti de buna göre oluşturulmuş bir tabloda kimse böyle spekülatif ataktan sonuç alamaz. Ekonomik değilse bunun gerekçesi sadece ekonomik önlemlerle içinden çıkılması mümkün değil.”

Biz bu ülkeyi sokakta bulmadık. Şu anda karşılaştığımız zorluklar bu ülkeyi kuranlar bundan daha mı kolay şartlardaydılar. Büyük fedakarlıklar yapıldı. Yurtdışına fon çıkartmak, şunu, bunu yapmak. Kazancını servetini bu ülkeden kazanan insanların bunları yurtdışına taşıması kabul edilebilir bir şey değil. Bu bir toplumsal hadisedir. Bu ülkenin sadece refahını paylaşmak için mi bir araya gelmiş topluluğuz biz. Biz bir milletiz. Bir eylem yapan kişi kendi adına faydalar oluşturduğunuz düşünürken bir de dönüp memleketine bakmalı.

Hiçbir enstrümanın diğerine nazaran başvurulması konusunda tereddütlü olunmamalıdır, faiz dahil. Bunların gereklerini yapmakta tereddüt etmemeliyiz. Faiz iyi bir şey değil. Kararlar alırken teknik çerçevesinin siyasi çerçeveden ayrı olarak kendi kurallarıyla yürüdüğünün hissedilmesi lazım. Yeri gelir içiniz kan ağlaya ağlaya faize başvurursunuz. Kompleksin içinde olmamalıyız. Konuştuğumuz faizin mutlak seviyesi değil, bu tür enstrümanların kullanabilme esnekliği. Kolay bir faizle ekonominin makroekonomik temellerinin gerektirdiği faizin altında faizle borçlanıyorsanız serberstçe cephane veriyorsunuz gidin döviz alın diye. Bu yeterli bir neden mi hayır? Zamanlı tepkileri verince mutlaka etkileri olur.

Kimse bilmediği sularda yüzmesin. Dolarda, euroyla geliri, borcu alacağı olmayan kişinin dövizle işi olmamalıdır. Bir dolar bile tasarruf amaçlı alımım olmadı. Bugün de dün de. Nedeni şu; gelirim harcamam TL. Şunu tavsiye ederim; Ayşe Teyze’nin ne işi var dövizle?

Cari açık 5.7 seviyesinde, 5.7 seviyesinde bir miktar da yakın dönemde yükselen petrol fiyatlarıyla bu ülke cari açıkta çift basamaklı olara yaklaştığı sırada petrol fiyatları da 130 dolarken kur atağı yemedi. Bu iki gösterge yarısında şimdi kur atağı yiyoruz. Bunun ekonomik temeli yoktur. Ekonomik temellerle açıklanamaz. Açıkçası üzülüyorum kişisel olarak da meslek insanı olarak da bunun borcu olanı var. Bundan olumsuz etkilenen var. 80’lerde anne babamın tansiyonunu izler gibi dolar kuru izliyorum. Şu an artık söylem değil eylem zamanı.

Merkez Bankası piyasalara 10 milyar TL ve 6 milyar dolar kaynak sağladı