İran'da onlarca kişinin yaşamını yitirdiği portestolar Avrupa basınının birinci gündem maddesi. Gazeteler protestoları ve İranlı siyasetçilerin tepkilerini mercek altına aldı. Gazetelerin görüşleri şöyle: INDEPENDENT: “PROTESTOLAR, RUHANİ’Yİ BÜYÜK BİR İKİLEME İTTİ” Independent gazetesi, İran’daki protestoların Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’yi büyük bir ikilime ittiğini yazdı. Independent gazetesinin deneyimli Orta Doğu muhabiri Patrick Cocburn, İran’daki protestoları ele aldığı analizinde, gösterilerin Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’yi büyük bir ikilime ittiğini belirtti. Cockburn, “Ruhani, bir yandan, protestolar karşısında güçlü görünme baskısı altında ancak gösterilerin sert bir şekilde bastırılması ise sokağa desteği artırabilir ve Batı’nın eline, İran’a yüklenmek için koz verebilir” dedi. Gösterilerin ülkedeki sertlik yanlısı muhafazakârların kalelerinden Meşhed’de başladığına ve protestoları şahin kanatın başlatmış olabileceğine vurgu yapan deneyimli muhabir, “Bu muhafazakârlar, geçen yıl küçük bir farkla yeniden seçilen, ılımlı olarak görülen Ruhani’yi zayıflatmak için gösterileri başlatmış veya bunlara müsamaha göstermiş olabilir. Eğer öyleyse, gösteriler hızlı bir şekilde muhafazakârların kontrolünden çıktı demektir” diye yazdı. Gösterilerin hükümet için ne derece bir tehdit içerdiğini söylemek için erken olduğunu belirten Cockburn, benzeri krizlerde olduğu gibi burada da güvenilir haber eksikliği sorunu yaşandığını kaydetti. Geçmişte, Batı’daki diaspora gruplarının bu tür protestolarla ilgili abartılı ve uydurma haberler yaydığını da belirten Patrick Cockburn, Ruhani’nin açmazıyla ilgili, “Ruhani ve yönetimi, şu ana kadar protestolara sükûnet çağrısı yaparak, yatıştırıcı bir şekilde yaklaşarak cevap verdi. İnsanların protesto hakları olduğunu ancak mala, mülke zarar verme ya da şiddete karışma hakkının olmadığını söyledi. Hükümet açık olarak, gösterilerin dineceğini umuyor. Ancak şu ana kadar bunun tam tersi yaşanıyor gibi görünüyor. Gözaltına alınanların sayısı hâlâ düşük. Ancak Ruhani, zayıf görünmemek için baskı altında olmalı” dedi. Cockburn şöyle devam etti: “Sonunda gösterileri sert bir şekilde bastırabilir ama iyi bir şekilde duyurusu yapılan baskı, İran’daki gösterilere desteği artırabilir ve ABD ile Batı Avrupalıları, Yemen gibi ülkelerde göstermedikleri tarzdaki bir hevesle, ülkedeki insan haklarını korumaya itebilir. Protestoların kanlı bir şekilde bastırılması ayrıca, Batı Avrupalıları, Trump’ın İran’a yönelik saldırgan tutumuna doğru itebilir ve ölümcül bir şekilde nükleer silah anlaşmasının altını oyabilir. Bu da, Ruhani’nin dış dünyaya yönelik daha uzlaşmacı tutumu ve ülke içindeki daha liberal politikalarının başarısız olduğunu söyleyebilecek şahinlerin elini güçlendirebilir”. FINANCIAL TIMES: “İRAN’DA DEĞİŞİM UMUDU RUHANİ’DE, ABD’NİN PROTESTOLARA DESTEĞİ YANLIŞ” İngiliz Financial Times gazetesi, editoryal görüş yazısında, İran’da değişim umudunu hâlâ en iyi Ruhani’nin temsil ettiğini, ABD ve İsrail’in protestolara yönelik tutumunun şahin kanada yarayacağını belirtti. Tahran’a protestocuları dinleme çağrısı yapan gazete, AB’ye de ABD’nin yanında durmama çağrısı yaptı. Gösterilerde sertlik yanlılarının parmağının var gibi gözüktüğünü ve şahin kanadın ateşle oynadığını kaydeden İngiliz gazetesi, dış güçlerin İran’ın iç işlerine karışmasının akılsızca bir tutum olduğunu da belirtti. Financial Times şöyle devam etti: “Ruhani arada sıkışmış durumda. Bir taraftan kendi rejimindeki şahinler, diğer tarafta ABD Başkanı Donald Trump tarafından zayıflatılıyor. İran’a düşmanlığını gizlemeyen Trump, Twitter’da protestolara destek mesajları paylaştı. Bazı İsrailli siyasetçiler de destek açıklaması yaptı. Bu, akılsızcaydı. Dışarıdakilerin işlere karışması, sertlik yanlılarına baskı için muhteşem bir fırsat veriyor. Bu da Ruhani’yi daha fazla yıpratacaktır. Ruhani, mevcut sistem içinde hala değişim için en iyi umudu temsil ediyor. Ancak, ortadaki dışa vurulmuş öfkenin gücü, hükümet için bir sinyal olmalı ve hükümet halkın meşru şikâyetlerine daha fazla yanıt vermeli. İranlılar sonuç görmek istiyor. AB, ABD’nin saldırganlığından etkilenmemeli. Cevap, Washington’daki birçoklarının yapmak istediği gibi, rejimi daha fazla sıkıştırmak olmamalı. Bağlantılı kalmak ve kademeli değişimi cesaretlendirmek daha akıllıca olacaktır”. REUTLINGER GENERAL ANZEIGER: “FARKLI MOTİFLERE RAĞMEN, BİRLEŞTİRİCİ NOKTA KÖTÜ HAYAT KOŞULLARI” Reutlinger General-Anzeiger gazetesi, İran’daki protestolara dikkat çektiği haber analizinde, “Protestoların farklı motifleri var. Ekonomik sıkıntılardan, artık iyice yerleşmiş rüşvete duyulan öfkeye, siyasi sistemde değişiklik isteğine kadar farklılık gösteriyor. Aralarındaki birleştirici nokta olan kötü hayat koşullarına duydukları öfkeyi ise sokağa boşaltıyorlar” dedi. Alman gazetesi, “İran’da hiç alışılmadık şeyler oluyor. Mollaların rüşvetçi rejimine karşı protestolar ülkenin her yerine virüs gibi yayılıyor. Direnişin ne bir merkezi ne bir sözcüsü ne de siyasi talepleri var. Kolayca kontrol edilemeyecek bir durum oluşuyor. Zira protestoların farklı motifleri var. Ekonomik sıkıntılardan, artık iyice yerleşmiş rüşvete duyulan öfkeye, siyasi sistemde değişiklik isteğine kadar farklılık gösteriyor. Aralarındaki birleştirici nokta olan kötü hayat koşullarına duydukları öfkeyi ise sokağa boşaltıyorlar” diye yazdı. DER NEUE TAG: “TAHRAN’DA BİTKİN DÜŞEN REJİMİN SONUNUN BAŞLANGICI” Der Neue Tag gazetesi de İran’ın dini lideri Ali Hamaney’in ülkesindeki protesto gösterilerinden Tahran rejiminin düşmanlarını sorumlu tutmasını irdelediği haberinde, “Bu tipik bir tepki: Eğer bir ülkenin halkı mevcut rejime karşı sokağa dökülüyorsa, üst düzey yöneticilerin parmağı hemen yurt dışını gösterir” dedi. Gazete ayrıca, “Tahran’da bitkin düşen rejimin sonunun başlangıcı başladı. Artık soru, İran’daki dindar muhafazakâr kesimin iktidarı kaybedip kaybetmeyeceği değil. Artık soru bunun ne kadar hızlı olacağı” diye yazdı. Gazete şu ifadeleri kullandı: “Bu tipik bir tepki: Eğer bir ülkenin halkı mevcut rejime karşı sokağa dökülüyorsa, üst düzey yöneticilerin parmağı hemen yurt dışını gösterir. Ayetullah Ali Hamaney’in İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani gibi yatıştırıcı bir üslup kullanmayacağı bekleniyordu. Ruhani sokaklarda protesto gösterileri düzenleyenlere karşı anlayışlı bir tutum sergilese de, İslam Cumhuriyeti’nin dini lideri isyandan ‘İran’ın düşmanlarını’ sorumlu tuttu. Tahran’da bitkin düşen rejimin sonunun başlangıcı başladı. Artık soru, İran’daki dindar muhafazakâr kesimin iktidarı kaybedip kaybetmeyeceği değil. Artık soru bunun ne kadar hızlı olacağı”. AB, İRAN’I YAKINDAN İZLİYOR Avrupa Birliği (AB) Dış Politika Sorumlusu Federica Mogherini, İran’daki protestolara ilgili, ‘insanların kabul edilemez biçimde öldürülmesi’ni kınayarak ‘herkesin şiddetten kaçınması’ çağrısında bulundu. Mogherini, AB adına yaptığı açıklamada, “Avrupa Birliği, İran’da süren gösterileri, şiddet olaylarının artmasını ve can kayıplarını yakından izliyor” dedi. Barışçıl gösteri ve ifade özgürlüğünün her halk için temel hak olduğunu ve İran’ın da istisna olmadığını vurgulayan Mogherini, son günlerde İran yetkilileriyle iletişimde olduklarını söyledi ve ekledi: “İlişkimizin kökeninde olan açıklık ve saygı ruhuyla, herkesin şiddetin önüne geçmesini ve ifade özgürlüğünü garanti altına almasını bekliyoruz. Avrupa Birliği, İran’daki durumu izlemeye devam edecektir”