Cezaevinde bulunan CHP'nin Cumhurbaşkanı Adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, avukatları ve danışmanları aracılığıyla kendisine yöneltilen sorulara verdiği yazılı yanıtlarla hem Kürt sorununa hem de “Terörsüz Türkiye” sürecine dair dikkat çekici açıklamalarda bulundu

T24'ten Murat Sabuncu'nun sorularına yanıt veren İmamoğlu, “Terörsüz Türkiye” sürecine destek verdiğini yineledi. İmamoğlu, iktidarın bu süreci kendi çıkarlarına daraltmaya çalıştığını, ancak bu sürecin demokrasiyle taçlandırılması gerektiğini vurguladı.

İktidarın “Terörsüz Türkiye” olarak adlandırdığı süreci nasıl değerlendirdiği sorulan İmamoğlu, siyasi yaşamı boyunca Kürt sorununa ilişkin çözüm önerileri sunduğunu ve bu konunun sadece güvenlik politikalarıyla ele alınmasının Türkiye’ye çok şey kaybettirdiğini ifade etti.

İş yaşamı ve belediye başkanlığı dönemlerinde Güneydoğu Anadolu’ya sık sık ziyaretler yaptığını aktaran İmamoğlu, “Kürtler de Türkler de aynı değerlere sahip, tasada bir, sevinçte bir, onurlu vatandaşlardır. Kürtler ‘bizim sorunumuz var’ diyorsa, yapmamız gereken tek şey bu sorunu çözmektir,” dedi.

'Süreç sadece terörle sınırlı kalmamalı'

“Terörsüz Türkiye” sürecini desteklediğini belirten İmamoğlu, bu sürecin “Terörsüz ve Demokratik Türkiye” biçiminde genişletilmesi gerektiğini söyledi. "Terörün ortadan kaldırılması için atılacak adımların yanı sıra, hukukun üstünlüğü, tarafsız yargı, kuvvetler ayrılığı ve özgürlüklerin güvence altına alınması"nın da elzem olduğunu vurguladı.

“İktidarın süreci daraltma eğilimini görüyoruz ve bunu değiştirmeye çalışıyoruz” diyen İmamoğlu, siyasi iktidarın süreci kendi otoriter düzenini sürdürmek için kullandığını savundu.

'Siyaseti sadece iktidara bırakırsak oyunlarını kurarlar'

Bahçeli’nin 22 Ekim 2024’teki çıkışıyla başlayan sürecin ardından, CHP’li belediyelere yönelik operasyonların başlaması bir tür “siyasi mühendislik” olarak yorumlanıyor. Bu konuda görüşü sorulan İmamoğlu, “Siyaseti sadece iktidara ve ortaklarına bırakırsak, CHP’lileri, gençleri zindanlara atıp bir yandan da barış yaptıklarını iddia ederler,” dedi.

CHP’nin birinci parti olduğunu hatırlatan İmamoğlu, “CHP’den yolsuzluk partisi, terör partisi çıkarmaya çalışmak kimsenin haddi değildir. Kim denemeye kalkarsa, boyunun ölçüsünü alır,” ifadelerini kullandı.

'Bugün CHP’yi düşman eden, yarın DEM Parti’yi de eder'

2016 sonrası Doğu ve Güneydoğu’da belediyelere atanan kayyımlara Batı kamuoyunun tepkisizliğini hatırlatan İmamoğlu, “Bugün Batı’da bir büyükşehir belediye başkanının tutuklandığı bir süreçteyiz. Erdoğan, siyaseti düşman yaratarak yürüten bir liderdir. Bugün CHP’yi düşman eden, yarın yeniden DEM Parti’yi de düşman edebilir” dedi.

'Erdoğan benimle yarışmak istemediği için hapisteyim'

Ekrem İmamoğlu, yeni anayasa, Bahçeli’nin açıklamaları ve eşit yurttaşlık konusunda konuştu: “Yarışmak isterim, onu seçimde yenerek emekli etmek isterim”

İmamoğlu, “Erdoğan benimle yarışmak istemediği için hapisteyim. Onunla yarışmak isterim, hatta onu seçimde yenerek emekli etmek isterim” dedi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde yapılan değişiklikleri “Erdoğan anayasası” olarak nitelendiren İmamoğlu, iktidarın sivil anayasa söylemine karşılık olarak, önce mevcut anayasaya uyulması gerektiğini vurguladı.

Bahçeli’nin açıklamaları için: Önemli ama yetersiz

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin hem Kürt sorununa yönelik geçmişte attığı adımlar hem de tutukluğuyla ilgili “hızlı yargılama ve sarih-sahici delil” vurgusu hatırlatılan İmamoğlu, bu açıklamaları şöyle değerlendirdi:

* Bunu bilebilecek durumda değilim. Ancak Sayın Bahçeli’nin sürecin Meclis zemininde ve geniş bir komisyonda ele alınması önerisini önceden de destekliyorduk, şimdi de destekliyoruz. Sayın Bahçeli önümüzdeki dönemde Meclisin daha fazla öne çıkması gerektiğini düşünüyorsa buna katılırız. Yargı süreçlerindeki usulsüzlüklere dair söylediklerini ise yeterli görmesem de önemli buluyorum. Türkiye, gerçek suçluların ellerini kollarını sallayarak dolaştığı; iktidara muhalefet edenlerin ise hapse atıldığı bir ülke olmamalı.

İstanbul'da toplu taşıma dört gün boyunca ücretsiz
İstanbul'da toplu taşıma dört gün boyunca ücretsiz
İçeriği Görüntüle

'Evren-Erdoğan Anayasası'

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni anayasa için CHP’ye yaptığı “el ele” çağrısı hakkında konuşan İmamoğlu, mevcut anayasanın darbe anayasası olduğu kadar Erdoğan’ın yaptığı değişikliklerle daha da antidemokratik hale geldiğini söyledi:

* Yürürlükteki anayasa bir Evren-Erdoğan anayasasıdır. Hükümet sistemi ve HSK düzenlemeleri açısından bu bir Erdoğan anayasasıdır. Bu değişiklikler Meclis’i zayıflatmış, yargıyı yürütmenin emrine sokmuştur. Bugün seçilmişler yerine Beştepe’deki danışmanlar yön veriyorsa, Anayasa Mahkemesi kararları tanınmıyorsa, bu Erdoğan’ın yaptığı değişiklikler yüzündendir.

İmamoğlu, sivil ve özgürlükçü bir anayasa yapılmasına açık olduklarını belirtirken, iktidarın buna uygun bir siyasi iklim yaratma niyetinde olmadığını vurguladı:

* Sivil ve özgürlükçü bir anayasa isteyen önce mevcut anayasaya uyar. Önce yeni anayasa konuşulabilecek bir siyasi iklim yaratır. Önce seçimde kendisini yeneceğini bildiği rakibini hapse atmaz.

* Anayasayı değiştireceğim deyip, protesto hakkını kullandı diye öğrencileri, siyasette rakiplerini hapse atamazsınız. Böyle bir ortamda nasıl, nerede, hangi zeminde özgürlükçü anayasa yapacağız?​

'Erdoğan’ı seçimle emekli etmek isterim'

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “yeni anayasa benim için değil, ülkemiz için” ve “bu benim son seçimim” açıklamalarını hatırlattığımızda ise İmamoğlu şu yanıtı verdi:

* Erdoğan benimle yarışmak istemediği için hapisteyim. Onunla yarışmayı isterim. Hatta aday olamayacağı için değil, seçimde yenilerek emekli olmasını isterim. Ama Erdoğan’ın bu açıklamaları inandırıcı değil. Çevresindekiler, 2027’de yapılacak bir seçimle yeniden aday olması için zemin arıyor. Erken olmayan bir erken seçimle yeniden sahneye çıkmak istiyor. Bunu da yeni anayasa tartışmalarıyla maskeliyor.

İmamoğlu, Erdoğan’ın “Terörsüz ve Demokratik Türkiye” için TBMM’de bir komisyon kurulması çağrısını görmezden geldiğini de belirterek şu ifadeleri kullandı:

* Sayın Genel Başkanımız Özgür Özel, İzmir mitinginde ‘Terörsüz ve Demokratik Türkiye Komisyonu’ çağrısıyla tarihi bir açıklama yaptı. Sayın Bahçeli’nin ‘Milli Birlik ve Dayanışma Komisyonu’ önerisini de önemsiyorum. Ancak Erdoğan bu önerileri geçiştirme çabasında. Koltuğunu korumak için değil, devleti yönetme sorumluluğuyla hareket etmelidir.

'Eşit vatandaşlık, kimliklerimizi değersizleştirmez'

İmamoğlu, “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak makbul ve muteber olmak için yeterlidir” sözlerinin yeni bir vatandaşlık tanımı anlamına gelip gelmediği sorusuna şöyle yanıt verdi:

* Anayasa ve hukuk bütün vatandaşlara eşit şekilde hitap etmeli. Ay yıldızlı bayrak hepimizi birleştirir. Eşit vatandaşlık, Türklüğümüzden de Kürtlüğümüzden de bir şey götürmez. Kimliklerimizi değersizleştirmez. Amacımız herkesin kendini özgür ve eşit hissettiği bir düzen inşa etmek.

İlk dört maddeye ilişkin bir değişiklik önerilerinin olmadığını söyleyen İmamoğlu, diğer değişikliklerin ise tarih, gerçeklik ve milletin talepleriyle uyumlu olması gerektiğini belirtti.

'Gelin, yeni bir mutabakatla anayasa yapalım'

1921 ve 1924 anayasaları hakkındaki tartışmalara da değinen İmamoğlu, geçmişe değil bugünün ihtiyaçlarına odaklanılması gerektiğini vurguladı:

* Zamanın koşullarında yazılmış anayasaları o dönemden bağımsız değerlendiremeyiz. Bugünün ihtiyaçlarını konuşalım. Türkiye bu konuları 20 yıldır tartışıyor. Kürtlerin, Alevilerin, gayrimüslimlerin taleplerini de, diğer yurttaşların kaygılarını da biliyoruz. Gelin, talepleri ve kaygıları birlikte gözeten; cumhuriyetin kazanımlarını koruyan, katılımcı, çözüm odaklı ve vizyoner bir anayasa yapalım.