Cuma, Nisan 19, 2024

Hukuki gerçekçilik, yeni bakış açıları ve gelecek

Hayatın hakiki mevcudiyeti; evrensel hakları apaçık korumakla, anlatmakla, savunmakla, bilhassa kamu yararından, sorumluluklardan ve hakiki çözümlerden bahsederek gerçek ve kesin adaleti kavramakla olur.

Yeni anayasadan dijital fikri mülkiyete, kripto varlıklara ilişkin yasal sorumluluktan yapay zekanın kişi hukukuna göre değerlendirilmesine dek bir dizi yenilikle karşı karşıyayız. Dünden bugüne, bugünden geleceğe hukuk tarihinde perspektifler yaklaşımı, yeni bakış açıları için biçim ve önem kazandırır.

Hukuk, tabiatı gereği sosyal hayatta istikrar, kaideler, kesinlik üzerine kuruludur. İlerleme ise hukukun yaşamla, yenilikle ve sosyal dönüşümle koşut üretimi, yeniden üretimi, adalete olan sonsuz ihtiyacı gözetmesi ile sağlanır. Nitekim Tabii Hukuk Rönesansı 18. yüzyıl rasyonalizminin öngördüğü ve 19. yüzyılda belirginleşen ezberci dogmatik metotların devrimsel bakış ile aşılması ile gerçekleşmiştir.

Avrupa hukuk düşüncesine baktığımızda bir uyanış miladından bahsederiz. 19. yüzyılda insanlar reform sonrası bilimsel ve kültürel şuurla hukuka akli hükümler toplamı olarak bakıyorlar ve fakat yasaları değişmez, kesin, dogmatizme varabilecek katiyetle ele alıyorlardı. 20. yüzyıl başında hukuk aleminde felsefi, kısmen de sosyolojik idealarla beliren yeni bir anlayış ve yordam gelişti. Kalıplaşmış özel hukuk kaidelerinin yerine somut meselelere özel hukuk kurallarının yaratılması hususunda kanunkoyucuya ve hakimlere takdir hakkı vermek ve yargı yetisini yükseltmek için yeni yetki, yetenek ve görevler tanımlandı. Bu yeni hukuk anlayışının gelişiminde Comte ve Spencer’in gayretleri ve hatta felsefeden ayrı bir ilim niteliği kazanan sosyolojinin etkisi büyük olmuştur.

Sosyolojiyi vakıalara ve hukuka uygulama görevini inceleyen, tatbik eden ilk hukukçulardan en önemlisi Jhering’dir ki 1872’de yazdığı Der Kampf ums Recht (Hukuk için Mücadele) adlı kitabı ile modern sosyolojik ve tarih hukuk okullarının kurucusu kabul edilir. Jhering’in geldiği nokta, hukuki hayatın sadece kavramların inşası üzerinden değil, cemiyeti yaşatanın milyonların iradesi olduğu gerçeğinden bahisle ele alınması gereğidir. Toplum işte bu beşerî iradeyi hukukla disipline eder ve yaşam yerleşikliğini ahenkli kılar. Sosyal ilişkiler, kamusal etkileşim bütünü ve adalet duygusu anlaşılmalı, kabul edilmeli, dile gelmelidir. Hukukun mahiyetiyle beraber amacı üzerinde dikkatle durulması yeni bir çığır açmıştır ki bugüne bir işaret teşkil ediyor. Evet, hukuki realizm hayatı hukukla işlemektedir.

Bilhassa ABD’de gelişen hukuki realizmin ilerleyen gayesi, hâkimin ve mahkemenin sosyal hayattaki faaliyetlerin düzenleyicisi olması hakikatine dek varmıştır. Hakimlerin emsal olan iyi ve adil karar vermeleri, hukuk yaratma yolu için gereken imkanları belirleyişleri ve keyfiliğe kaçmayı önleyecek objektif kıstasların lüzumu bu bakış açısının tartışmalı boyutunu onararak bugüne getirmiştir. Weber de bu damardan ilerlemiş ve 20. yüzyıl modern hukuk düşüncesi ile realist hukuk akımı bu şekilde oluşagelmiştir. Amerikan realizminin getirdiği eleştirel ve yerinde kuşkucu bakış da mutlaka adalet ilminde bir mihenk taşıdır.

Hukukun tesisinde sağlamlık için; ince mantıkî tefsirlerden sosyal gelişme faktörlerinin dikkate alınışına dek süreğen fayda, yasa ve uygulama simetrisini gerçekleştirebilmektedir.

Bu gelişim, hukukun sosyal hayat üzerindeki etkilerinin üzerinde durması gereğinin altını çizmektedir. Hayatla uygunluğu dile getiriştir hukukta gerçekçilik.

Hukuki düzen rotası şöyle de okunabilir: Katiyeti önceleyen kanun, realiteye uygunluğu dile getiren uzman bakış ve işte bu birleşimle tekniğin, teorinin, kanunun rehberliğinin, mahkeme faaliyetinin tamamının muhakemede yükselişi ve en nihayetinde esaslı istikrarı sağlayan kapsam.

Peki bu tarihsel dönüşüm güzel ülkemizin bugünü ve geleceği için bize ne söylüyor?

Türk Hukuku büyük ölçüde Kıta Avrupası Hukuku kanunlarına ve adaptasyona dayanmaktadır. Yıllar içinde kanunların lafzı ve ruhu ile ilgili nice mühim çalışma yapılmıştır. Medeni Kanun m. 1’de yer alan hâkime hukuk yaratma yetkisinin tanınması ciddi bir olanaktır. Olan hukuk ve olması gereken hukuk incelemesinde teorinin ve kanuna riayetin olgusal varlığıyla birlikte sosyal hayatın değişen koşulları da göz önünde bulundurulmalıdır.

Gereksiz formalitelerin kaldırılarak gerçek adaletin tatbiki için kanunun lafzı ile birlikte sosyal dönüşümlerin ve en önemlisi ilkelerin dikkate alınması uygun olacaktır.

Hukuki düzen rotası şöyle de okunabilir: Katiyeti önceleyen kanun, realiteye uygunluğu dile getiren uzman bakış ve tekniğin, teorinin, mahkeme faaliyetinin tamamının muhakemede yükselişi ve en nihayetinde esaslı istikrarı sağlayan kapsam.

Bu durumda bir adım daha ileri gidelim; yeni gerçekçilik, sosyal dönüşümü olduğu kadar teknolojik, küresel, sürdürülebilir meseleleri ve açıları da göz önünde bulundurmayı gerektiriyor. Hatta tam da bu nedenle her şeyden önce bir anlayışın, dik duruşun, tutumun ifadesinin yolu ilkeleri tüm sarahatiyle beyandan geçiyor.

Yeni Anayasa tartışmalarının cereyanında asıl mesele yeni mutabakat sürecinin ilkelerini, değerlerini, etik duruşunu deklare etmektir. Tarihsel sürecin pusulasıyla gördüğümüz gibi ileri anayasa metni oluşturma gayesi, çalışması, anlaşması önemli olduğu gibi bu hususu doğru şekilde deklare edebilmek de belirleyicidir. Gereken; sivil toplum örgütlerinin güvenle hareket edebilmeleri, siyasetin demokratikleştirilmesi ve toplumsal mutabakatı gerçekleştirecek bilince sesleniştir.

İşte tüm bu tarihsel sürecin yansımasını Albert Camus’de görürüz. Camus, Başkaldıran İnsan[1] adlı eserinde yazar: “İnsan, üretim ve toplumla birlikte doğmuştur.”

Demek ki; yasanın yazımı, lafzı, üretimi, toplumun bugününe ve geleceğine katkı amacıyla ve bu amaca uygun ilkeleri açıkça anlatarak vuku bulmalı. Hayatın hakiki mevcudiyeti; evrensel hakları apaçık korumakla, anlatmakla, savunmakla, bilhassa kamu yararından, sorumluluklardan ve hakiki çözümlerden bahsederek gerçek ve kesin adaleti kavramakla olur.

[1] Albert Camus, Başkaldıran İnsan, Can Yayınları, s. 190, çev: Tahsin Yücel

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI