Gazeteci Hrant Dink’in 19 Ocak 2007’de öldürülmesine ilişkin hakkında ‘silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek’ suçundan 10 yıla kadar hapis talebiyle yeni dava açılan ve 15 Kasım’da tahliye edilen Ogün Samast’ın, suç tarihinde yaşı 18'den küçük olduğu gerekçesiyle ‘suça sürüklenen çocuk’ sıfatıyla aralarında Ali Fuat Yılmazer, Ramazan Akyürek ile Ersin Yolcu'nun da olduğu 11 sanıklı dosyayla birleşen davasına bugün İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Sanıklar, duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Dink ailesinin avukatları ile bazı sanıkların avukatları ise mahkemede hazır bulundu.

Tutuksuz sanık Ogün Samast, duruşmaya Trabzon Adliyesi'nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı. Sanıklar Ali Fuat Yılmazer ile Ramazan Akyürek, bulundukları cezaevlerinden duruşmaya SEGBİS ile katıldı. Diğer tutuklu ve tutuksuz sanıkların bazıları da duruşmaya SEGBİS üzerinden bağlandı.

Önceki duruşmada açıklanan mütalaada sanıklar Ogün Samast, Ahmet İskender, Erhan Tuncel, Ersin Yolcu, Tuncay Uzundal, Yasin Hayal ve Zeynel Abidin Yavuz'un üzerlerine atılı, 'silahlı suç örgütü adına suç işleme' suçlamasından açılan davanın 'zaman aşımına uğraması' nedeniyle düşme kararı verilmesi talep edilmişti. Savcı, sanık Adem Sağlam'ın 'örgüte üye olmak' suçundan 15 yıla kadar hapsini, Ramazan Akyürek ile Ali Fuat Yılmazer'in ise 'anayasayı ihlal' suçundan ağırlaştırılmış müebbetle cezalandırılmalarını istemişti.

'Yargılamanın uzatılması nedenleriyle mütalaaya katılmıyoruz'

Dink ailesinin avukatı Havva Hülya Deveci, mütalaaya karşı beyanında, "Biz cinayetin işlenmesinden hemen sonra, bu cinayetin örgüt kapsamında işlendiği düşüncelerimizi ve iddialarınızı iletmiştik. Açılan soruşturma dosyalarında ısrarla cinayetin siyasi bağı koparıldı. Mahkemeler yanlış yönlendirilerek yargılamanın uzatılması nedenleriyle mütalaaya katılmıyoruz" dedi.

'Cinayetin işlenmesini seyirci gibi izlediler'

Duruşmada esasa ilişkin mütalaaya karşı savunma yapan sanık Erhan Tuncel şöyle konuştu: "Hrant Dink'in öldürüleceğini duyunca suikastı önleyecek birimi olan polise bildirdim. Daha sonra suikastı önleme yolunda ihmallere neden olarak cinayet gerçekleşti. Suikastı raporlayıp engellenmesi için devlete bildiren benim. Raporları sözlü olarak yolladım ancak zincirleme ihmaller yaparak suikasta engel olmadılar. Cinayetin işlenmesini seyirci gibi izlediler. Olaydan sonra öğrendim ki önlenmesi için hiçbir şey yapılmamış. Belgeler istihbarat tarafından yok edilmiş. Bu istihbarat tarafından bana yapılan bir komplodur. Cinayeti üzerime yıkmaya çalıştılar. Sorumlular, o dönem FETÖ'cü hakim ve savcılar eliyle yargı önüne çıkarılmadılar. Trabzon İstihbarat Şube, Yasin Hayal'i korudu. Cinayetten önce Ogün Samast atış talimi yapıyordu. Ellerinde bilgi vardı. 'Acil' koduyla maktul için tedbir alınmalıydı. İstanbul Emniyeti birkaç kez uyarıldı. Agos Gazetesi'nin ismi de bu uyarılarda anılıyor. İstanbul Emniyeti kıpırdamadı. Suikastı devlete raporlayan, önlem alınması için raporları sunan benim başkası değildir. Bu dosyada başka bir Erhan yoktur. Olaydan sonra öğrendim ki hiçbir çalışma yapılmamış ve tedbir almamışlar. Bana yapılanın adı istihbarat dünyasında komplodur. Benim bu suikastta sorumlu olmam ise bir hukuk skandalıdır."

'Hayatım terör örgütleriyle mücadeleyle geçti'

Savunma yapan sanık Adem Sağlam ise herhangi bir örgüt üyesi olmadığını belirterek "Ben bunların okullarına, dershanelerine, yurtlarına gitmedim, kalmadım. Hayatım özellikle PKK silahlı terör örgütü olmak üzere terör örgütleriyle mücadeleyle geçti. Yaptığım tüm iş ve işlemler usulüne uygundu. Beraatimi talep ederim" dedi.

Sanık Tuncay Uzundal, mütalaaya karşı savunmasında Erhan Tuncel'in ev arkadaşı olduğunu, olayla ve FETÖ ile bir ilgisinin bulunmadığını belirterek beraatini talep etti.

'İddianamede 'FETÖ'ye üye olmamakla birlikte FETÖ adına suç işleme' suçlamasını kabul etmiyorum'

Ogün Samast ise mütalaaya karşı, "Şahsımın FETÖ ile uzaktan yakından alakası yoktur. İddianamede 'FETÖ'ye üye olmamakla birlikte FETÖ adına suç işleme' suçlamasını kabul etmiyorum. Davanın düşmesini talep ediyorum. Mahkemenizin mütalaaya uymasını istiyorum" şeklinde savunma yaptı.

Diğer sanıklar Ramazan Akyürek, Zeynel Abidin Yavuz ve Ersin Yolcu da suçlamaları reddederek beraatlerine karar verilmesini talep ettiler. Yasin Hayal ise mütalaaya karşı söyleyecek bir şeyinin olmadığını ifade etti.

Karar için ertelendi

Avukatının mazeret sunarak duruşmaya katılmayan sanık Ali Fuat Yılmazer'in mütalaaya karşı savunması alınmadı. Mahkeme, Yılmazer'e savunmalarını hazırlamaları için son kez süre verdiğini ve gelecek duruşmada da avukatının duruşmaya gelmemesi durumunda barodan avukat isteneceğini kaydetti. Mahkeme, Ogün Samast hakkındaki yurt dışı çıkış yasağı şeklindeki adli kontrol hükmünün devamına hükmederek duruşmayı 10 Ocak 2025’e erteledi.

Olayın geçmişi

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in 19 Ocak 2007’de öldürülmesine ilişkin İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bir kısım kamu görevlilerinin cinayetin işleneceğinden önceden haberdar oldukları ve cinayeti önlemek adına görevlerini yerine getirmedikleri gerekçesiyle dava açılmıştı.

Yapılan yargılamalar sonucu İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi bir kısım şüpheliler hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yeni hazırlanan iddianamede İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 12 Nisan 2021’de suç duyurusunda bulunduğu belirtilirken, iddianamede Dink ailesi ‘müşteki’ sıfatıyla, Ogün Samast ise ‘suça sürüklenen çocuk’ sıfatıyla yer almıştı. Samast’ın ‘silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek’ suçundan 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilmişti. Daha sonra İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan dava dosyası, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki 11 sanıklı örgüt davasıyla birleştirilmişti.

Selvi: Her sabah yeni bir kayyım haberiyle uyanabiliriz Selvi: Her sabah yeni bir kayyım haberiyle uyanabiliriz

Öte yandan, Samast’ın dosyasının birleştirildiği örgüt davasına ilişkin hazırlanan iddianamede ise şüpheliler Yahya Öztürk ve Adem Sağlam’ın ‘anayasayı ihlal’, ‘belli bir yükümlülüğün ihmaliyle kasten öldürmeye neden olmak’ ve ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçlarından ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet ile 22 yıl 6’şar aydan 35’er yıla kadar hapis cezasına çarptırılmaları talep edilmişti. İddianamede şüpheliler Ramazan Akyürek, Faruk Sarı ve Ali Fuat Yılmazer’in ‘anayasayı ihlal’ suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapisleri talep edilirken, diğer şüpheliler Yasin Hayal, Zeynel Abidin Yavuz, Tuncay Uzundal, Erhan Tuncel, Ersin Yolcu, Ahmet İskender’in ‘terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme’ suçundan 5’er yıldan 10’ar yıla kadar hapis cezaları talep edilmişti.

Editör: Haber Merkezi