Perşembe, Mart 28, 2024

HDP’li Oluç: TOMA’larla birlikte Süleyman Soylu ve Ethem Sancak’ı da hibe etseydiniz

HDP Sözcüsü Saruhan Oluç, Parti genel merkezinde güncel gelişmelere ilişkin basın toplantısı düzenledi. Oluç, “Gagavuzya ziyaretinde Erdoğan hediye olarak iki tane TOMA götürmüş. Huylu huyundan vazgeçmiyor, fındık götürebilirdi, çay götürebilirdi, tarihsel hediyeler götürebilirdi. TOMA götürmesi çok manidar olmuş. Kendisi ülkesinde nasıl davranıyorsa Moldova’da da öyle davranılmasını istiyor. Keşke o TOMA’ları imal eden Ethem Sancak’ı ve İçişleri Bakanı Soylu’yu da hibe etseydi.” dedi.

Oluç, şunları söyledi:

Bugünkü toplantımızda 3 konuya değineceğiz. Birinci gündem, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Moldova ziyaretinde konuştukları ile ilgili olacak. Erdoğan, Moldova ziyaretinde Gagavuz Özerk Türk Bölgesi’ne ve Gagavuzca’ya yönelik önemli belirlemelerde bulundu. Özerklik statüsünün önemini ve bunun Türkiye-Moldova ilişkilerine olumlu etkisini anlattı. Bu bir kamera şakası değil. Gagavuz Türk Özerk Bölgesi ve Gagavuzca üzerine bu kadar pozitif değerlendirmeler yapan Erdoğan, mesele Türkiye’deki idari yapı ve anadili kullanımı meselesi gündeme geldiğinde tam tersi bir tutum içinde. Keşke Türkiye’deki idari yapı tartışmalarında, “özerklik demokratik bir modeldir, bunu tartışalım, çözüm üretelim” diyenlere Erdoğan “terörist ve bölücü” damgası vurmasaydı.

Moldova’da özerkliği savunan Erdoğan, Türkiye’de bu talebi terörizm olarak görüyor

Keşke özerklik konusunda toplantı yapanları, konuşanları, bunu dünyanın birçok yerinde uygulanan bir idari model önerisi olarak tartışan, Türkiye’nin Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na yönelik çekincelerini kaldırması gerektiğini söyleyen, bu Şart’ın Türkiye’de yerel yönetimler açısından da değerlendirilmesi gerektiğini ifade edenlerin karşısına “bölücü ve terörist” yaftası ile çıkmasaydı.

Özerklik tartışması ve modeli Türkiye açısından da, Irak açısından da, Suriye açısından da önemli bir idari yapı tartışması ve modelidir. Bunu tartıştığı için bugün cezaevinde olan Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ başta olmak üzere milletvekillerimiz, belediye eşbaşkanlarımız, seçilmişler ve parti yöneticilerimiz, üyelerimiz vardır. Bu konuyu tartıştıkları için haklarında çeşitli davalar süren çok sayıda insan vardır. Keşke Türkiye’de de aynı siyasi aklı ve cesareti gösterebilselerdi de bugün insanlar cezaevinde rehin tutulmasaydı.

Biz bu konuda ilkesel ve politik bir tutuma sahibiz. Bu tartışmanın ve konunun demokratik siyasetin bir gereği olduğunu düşünüyoruz. Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nı ve genel olarak özerkliği tartışmayı böyle değerlendiriyoruz. Bu, ademi merkeziyetçi bir sistemdir ve bütün yetkileri merkezde toplayan değil, yetkilerin bir kısmını yerele aktaran ve yerel yönetimleri güçlendiren ve demokratikleştiren bir anlayış ve modeldir. Haksız ve hukuksuz yere bu tartışmalar nedeniyle cezaevinde rehin tutulan arkadaşlarımızın bu durumuna bir an önce son verilmesi gerektiğini hatırlatıyoruz.

Kayyumlar ilk iş olarak iki dilli olan her şeyi yasakladı

Biz her halkın kendi topraklarında, bulundukları coğrafyada, yaşadıkları yerlerde kendilerini yönetmelerinin demokratik sistemin önemli bir adımı olduğunu vurguluyoruz. Eğer çifte standarda sahip değilseniz, eğer söylediklerinizin gerçekten kast ettikleriniz olduğunu düşünüyorsanız, o zaman Türkiye’de bu tartışmayı yapanların karşısına yargı sopasıyla çıkmaya son vermeniz gerekiyor.

Ancak Türkiye’deki tartışmalarda tutumun bu olmadığını görüyoruz. Türkiye’deki tutum nedir? 95 belediyemize atanan kayyumların ilk yaptıkları işler, iki dilli tabelaları indirmek, Kürtçe isimleri kaldırmak, Kürtçe kurslarını yasaklamak, Kürt kültürüne saldırmak, o belediyelerde, o yerel yönetimlerde kadınların özgün kurumlarına karşı tutum almak ve yasaklamak olmuştur.

Gagavuzca’nın serbest olması güzel de, Kürtlerin anadilinde eğitim yapması niye suç?

Gagavuzca’nın serbest olması ve serbestçe konuşulması güzel de, Kürtçe’nin kullanılması, özgür olması, eğitim yapılması niye suç oluyor? Gagavuz için hak olan Kürt için hak değildir anlayışıdır bu. Buna karşı demokratik mücadelemizi sürdüreceğimizi vurgulamak isteriz. Hatırlatalım; İslam’ın bir ilkesi var, ”kendisi için istediğini kardeşi için istemeyen iman yönünden zayıftır” der. Yani kendisi için istediğini kardeşi için de isteyecek.

İktidar açısından yaşanan tam olarak budur. Peki Gagavuzca dili ve Gagavuzya Özerk Yönetimi hakkında AKP’nin koalisyon ortağı MHP ne düşünüyor acaba? Onlar da aynı lafları ediyorlar mı, ediyorlarsa bu söylediklerimiz onlar için de geçerlidir.

TOMA ile birlikte Süleyman Soylu ve Ethem Sancak’ı da hibe etseydiniz

Ama işte huylu huyundan vazgeçmiyor. Gagavuzya ziyaretinde Erdoğan hediye olarak iki tane TOMA götürmüş. Huylu huyundan vazgeçmiyor, fındık götürebilirdi, çay götürebilirdi, tarihsel hediyeler götürebilirdi. TOMA götürmesi çok manidar olmuş. Kendisi ülkesinde nasıl davranıyorsa Moldova’da da öyle davranılmasını istiyor. Keşke o TOMA’ları imal eden Ethem Sancak’ı ve İçişleri Bakanı Soylu’yu da hibe etseydi.

Mantık şu: Kürt kendisini yönetecek olanı seçmesin

Soylu demişken, muhtarlara dönük yaptıklarını konuşmamak mümkün değil. Amerika’ya karşı kendisini zor tuttuğunu söyleyen zat var ya, 259 muhtarı görevden aldı. 259 muhtarın görevinden alınması tamamen hukuksuzdur ve Anayasa’nın seçme ve seçilme hakkına aykırıdır.

Bu muhtarların görevden alınmasını gerektiren bir durum yoktur. Bir davaları, duruşmaları, soruşturmaları yoktur. Nedir iddia? ”… İltisak, mensubiyet, irtibat…” Bunlar tamamen soyut iddialardır. Peki asıl mesele nedir?

AKP rozeti takmayan, Saray’a biat etmeyen ve Saray’ın davetlerine katılmayan; buna karşılık yerelde, seçildiği mahallede ve köyde insanların toplumsal ihtiyaçlarına cevap veren, demokratik davranan insanlara tahammülsüzlüktür. Yerel seçim öncesi bir mesajdır. Aslında Kürt kendisini yönetecek olanı seçmesin! Mantık budur.

Yani “şu bölgede Kürt halkı olmasa ne güzel yönetirdik o Kürt illerini” diyorlar. Ama halk orada kendisini yönetecek olanı seçmek istiyor, iradesine sahip çıkıyor. Halk bu kişileri kendisi seçiyor. Oylarını veriyor, iradesini gösteriyor. Önce belediye eş başkanlarını görevden aldınız, belediye meclis üyelerini yargıladınız, şimdi de sıra muhtarlara geldi, öyle mi?

Yerel yönetimleri şimdiden kaybettiniz

Bunun anlamı çok açık. Yerel yönetim seçimlerini kaybettiklerini görüyorlar, ne yapsak da bunun önüne geçsek diyorlar. Ama emin olsunlar, bu konuda en güçlü çalışmayı yapacağız. Yarın Diyarbakır’da bir yerel yönetim toplantımız olacak, Eş Genel Başkanlarımızın ve Mardin Belediye Eşbaşkanı Ahmet Türk’ün açılış konuşmalarını yapacağı bir toplantımız olacak, ardından MYK toplantımız olacak. Bu toplantıların sonuçlarını basına ve kamuoyuna aktaracağız.

Çok kararlıyız, sadece kayyum atanan belediyeleri değil, geçen dönem kazanamadığımız belediyeleri de kazanarak bu kayyum politikalarına cevap vereceğiz.

Partililerimize yönelik saldırılar karşısında her türlü hukuki girişimde bulunacağız

Üçüncü konu partililerimize yönelik her türlü saldırı devam ediyor. İşi o kadar ahlaksızca bir noktaya taşıdılar ki. Bakın Genel Merkez çalışanımız Fahri Yalçın, sigortalı parti çalışanımızdır, otobüs durağından kendisini polis olarak tanıtan iki kişi tarafından kaçırılmak istenmiştir. Bir başka parti çalışanımız o anda oradan geçtiği için bu kaçırma girişimi sonuçsuz kalmıştır.

Kendisini polis olarak tanıtan kişilerin yaptıkları, Türk Ceza Kanunu’nun 109. Maddesi’ne göre, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmaya yöneliktir. Bu konuda suç duyurusu yapılmıştır. Biz bu konunun takipçisi olmaya devam edeceğiz. Hiçbir Genel Merkez çalışanımıza veya parti çalışanımıza, hiç kimsenin böyle davranma hakkı yoktur. Bu suçtur ve bunun karşısında her türlü hukuki girişimde bulunacağız.

İki yıl önce de Fahri Yalçın yine kendisini MİT elemanı olarak tanıtan kişiler tarafından kaçırılmıştı. O zaman da suç duyurusunda bulunduk. Ama sonucunu alamadık.

Buradan altını bir kez daha çizmek istiyoruz. Genel Merkez ve parti çalışanlarımıza bu tür girişimlere, onları muhbirleştirme çabalarına kesinlikle sessiz kalmayacağız. Her türlü hukuki ve demokratik mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu konuda yapılan bu girişimi en sert biçimde kınıyoruz. Hem İçişleri Bakanlığı’nı hem de Adalet Bakanlığı’nı gerekli adımları atmaya davet ediyoruz.

PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,450TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,284AboneAbone Ol

EDİTÖR ÖNERİSİ

HAFTANIN ÇEVİRİSİ

SON HABERLER