HDP Grup Başkanvekili Hakkı Saruhan Oluç, HDP’nin kapatılması iddianamesine ilişkin “Bu iddianamedeki birçok bilgi yanlıştır. Mesela bir milletvekilimiz hakkında iddia vardır, ceza aldığına dair. İsim benzerliğiymiş. Onu da almışlar, siyasi yasaklar arasına almışlar. Bu kadar usulsüz, özensiz, baştan savma, berbat, pespaye bir şekilde hazırlanmış bir iddianame. Nerede hazırlandı? İktidarın küçük ortağının mekanında hazırlandı. Sonra büyük ortağında düzeltildi, onaylandı. Ondan sonra Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gitti.
HDP Grup Başkanvekili Hakkı Saruhan Oluç, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Oluç’un konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
SORUŞTURMALAR İDDİANAMESİ
(HDP’yi kapatma davası) Raportörün hazırladığı ilk rapora göre, usulden bazı hatalar tespit edildiğine dair bazı haberler çıktı. AYM de şu an görüşüyor. Raporun içeriğini tam bilmiyoruz fakat iddianame hakkında bir şey söylemek istiyoruz. Bu kadar boş ve hukuksuz bir şekilde, tamamen siyasi amaçlarla hazırlanmış bir iddianame ki böylesi görülmedi. Çoğu soruşturma aşamasındaki iddialar, iddianamenin içine alınmış. Kimisinde dava bile açılmamış, kimisinde fezleke bile hazırlanmamış. 600 sayfalık iddianamenin 550 sayfası, hakkında yasak istenen kişiler hakkındaki soruşturmaların listesi. İddianame bu… Soruşturmalar iddianamesi. Kobani iddianamesi, sanki karar verilmiş gibi kapatma davasının içine alınmış. Peki AYM, buna göre karar verdiği zaman Kobani davasının mahkeme heyeti ne yapacak? O dava o zaman niye görülecek. Duruşması başlamamış bir davanın iddianamesini almışlar. Beraat ya da takipsizlikle sonuçlanmış soruşturmalar içine alınmış. Vefat etmiş olan arkadaşlarımıza siyasi yasak istiyor. ‘İmralı Notları’ kitabı iddianamenin içine alınmış. 2013-2015 arasında Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerin tutanaklarından oluşan notlar kitabı. O tutanaklar nasıl ortaya çıktı? Görüşmeler nasıl yapıldı? Kim izin verdi? Bu soruların cevaplarını arayalım hep birlikte. İktidar neden bu iddianamede göz ardı ediliyor? Bu iddianame İmralı Notları’nı içine alarak sadece HDP ile hesaplaşmıyor, çözüm süreci ile barış arayışı ile hesaplaşıyor. Bu iddianame çözüm sürecinin intikamını almaya çalışıyor. Çözüm sürecinde tek taraf yoktu. İktidarın heyetleri ve devletin heyetleri de vardı. Onların da yargılanması gerekiyor. Bu iddianamenin varmak istediği nokta belki de odur.
İKTİDARIN POLİTİKALARININ YANINDA DURMAK ZORUNDA DEĞİLİZ
‘HDP hiçbir milli meselede devletin yanında durmadı.’ Doğu Akdeniz’de yaptığınız felaket mi, Libya mı, Ege mi, fiyaskodan fiyaskoya tezkereler mi, Avrupa ile ilişkileri bozmuş olmanız mı, Mısır mı? Bütün bu konularda muhalefet ettik. İktidarın politikalarının yanında durmak zorunda değiliz. ‘Milli mesele’ diye kendi bekasını sürdürecek adımları atıyor, biz neden onların yanında duralım, eleştireceğiz elbette.
BU ÜLKENİN GELECEĞİ MESELESİ
Biz AYM’ye bir kez daha çağrıda bulunuyoruz. Hukuk açısından baktığımızda, AYM asla bu oyuna alet olmamalı, bu iddianameyi reddetmelidir. Mesele, sadece bir kapatma davası meselesi değil, Türkiye meselesidir. Bu ülkenin geleceğinin meselesidir. Bu ülke geleceğini demokrasi, hukukta, uluslararası demokratik sözleşmelerde mi arayacak, yoksa otoriter despotik rejimlerde mi kuracak?
