Cuma, Nisan 19, 2024

HDP Eş Genel Başkanı Temelli: Halkların, emekçilerin, kadınların, gençlerin ittifakı senin sözde ittifakını sandığa gömecek

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, “Halkların, emekçilerin, kadınların, gençlerin ittifakı senin sözde ittifakını sandığa gömecek.” dedi
HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Mersin HDP İl Örgütü tarafından seçim çalışmaları kapsamında düzenlenen halk buluşmasına katıldı. Temelli’ye MYK Üyesi İlknur Birol, Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Kadın Meclisi ve PM üyelerinden oluşan bir heyet eşlik etti.
Temelli, halk buluşmasında şöyle konuştu:
24 HAZİRAN HESAP SORMA GÜNÜDÜR
Bunlar panik halinde 24 Haziran tarihinde seçim kararı aldılar. Sandılar ki, bizi hazırlıksız yakalayacaklar. Ya siz şaşkın mısınız, biz 40 yıldır hazırız bu yolculukta.
Bunlar HDP’yi tanımamış. Biz bunlara bir Haziran gününde büyük bir ders vermiştik. Gene haziran geldi, hazır mısınız? Bu sefer alacakları dersi bir daha hiç unutmayacaklar.
Biz o güzelim evlatlarımızı Suruç’ta katlettikleri günden beri hazırız. Biz Cizre ve Ankara’daki evlatlarımızı kaybettiğimiz günden beri hazırız. Bunları unutacak mıyız?
Biz 4 Kasım darbesinden beri hazırız. Bizim canlarımızı, yoldaşlarımızı arkadaşlarımızı Selahattin’i, Figen’i, Gültan’ı tutsak ettiklerinden beri hazırız. Bunun hesabını sormayacak mıyız sanıyorsunuz? 24 Haziran bunun hesabını sorma günüdür. Bunun hesabını soracağız.
Bu şaşkınlar savaş politikaları ve yolsuzlukla ayakta duruyorlar. Bunu sürdürebilmenin yegane yolu da baskı, şiddet ve tecrittir. 5 Nisan 2015’ten beri uygulanan, tecrit ve savaş politikasıdır. 5 Nisan 2015’ten beri ülkeyi tecrit altında tutuyorlar. Oysa 5 Nisan’dan önce 2013 Newrozu’nda bir mesaj okundu. Dendi ki, Türkiye’nin 100 yıllık tarihini değiştireceğiz, halkların bir arada yaşayacağı bir çözümü var edeceğiz.
Sayın Öcalan’ın o mesajına karşılık onlar 5 Nisan 2015’ten beri tecrit uyguluyorlar. Şimdi tecrit her yerde. Yaşamın her alanında, 24 Haziran’da bu tecride de son vereceğiz.
Savaş politikalarıyla ayakta duruyorlar. Bu savaş Kürtlere karşı bir savaş. İçeride ve dışarıda Kürde düşmanlık ve bunun üzerinden bir iktidar. Gelmiş Mersin’de Kürtlere kurt işareti yapıyor, biz de Mersin’deyiz ve şimdi buradan onlara zafer işareti yapalım.
Biz tüm Türkiye halklarının kurtuluşu için mücadele ediyoruz. Bu ülkede Kürt sorunu çözülmeden hiçbir sorun çözülemez. Kürt sorununun çözümü demokrasi sorununun çözümüdür. Bu sorunu çözmek yerine savaşı yükseltenler ülkenin her yerini sorun yumağına çevirdiler. Sadece ülkede değil, ülkenin ötesine de sorunu taşıdılar. Bunlar 2011‘den beri Suriye’de devam eden savaşa rağmen Suriye’nin tek huzurlu bölgesine gittiler, yağmaladılar. Afrin’i yağmaladılar, savaş siyasetini Afrin’e de taşıdılar. Çünkü buradan beslenerek seçim kazanma hayalindeler.
Görüyorsunuz seçim tarihini belirlerken ne denli telaşa düştüklerini gördük. Biri 26 Ağustos diyor diğeri daha çabuk diyor 24 Haziran’a çekiyor. Korkunun ecele faydası yok, sizi 24 Haziran’da tarihin çöplüğüne göndereceğiz.
Korkuyorlar, bu halktan korkuyorlar. Telaşları bu yüzden. Çünkü Kürt halkının mücadelesi demokrasi mücadelesidir. Tıpkı Türkiye’de kadınların, gençlerin mücadelesinin demokrasi mücadelesi olması gibi. Barış mücadelesidir, özgürlük mücadelesidir.
“BİZİM DERDİMİZ BARIŞIN SINIRI”
Ne zaman köşeye sıkışsalar HDP’ye saldırıyorlar. Ne bölücülüğümüz ne teröristliğimiz kalıyor. Hep dışlama. Nefret söylemini yükseltip düşmanlık tohumu ekiyorlar. Ağızlarından başka laf çıkmıyor. Çünkü ancak böyle ayakta kalıyorlar. Halkları ayrıştırarak oy hesabı yapıyorlar. Ülke bölünürmüş. Esas ülkeyi bölecek olan bu zihniyet. Bizim hiçbir ülkenin sınırıyla derdimiz yok. Bizim derdimiz barışın sınırı. Barışın sınırı Afrin’den, Cizre’den, Ege Denizi’nden, Rojava’dan, Gümülcine’den geçer. Aslolan barışın sınırını korumaktır. Barışın sınırı evinizden, mahallenizden, işinizden, ekmeğinizden geçer. Barış yoksa, demokrasi yoksa iş yoktur, aş yoktur, yoksulluk, zulüm vardır. O yüzden Afrin’de de barış, İzmir’de de barış Mersin’de de barış.
7 Haziran seçim sonuçlarını kabul etmedikleri tarihten bugüne yaşananlara bakın. Kimin evinde huzur kaldı. Kimin evine barış giriyor. Toplumsal barışı dinamitlemiş bir iktidar var. Sanki bugüne kadar yaşananlardan insanlar memnunmuş gibi erken seçimle iktidarlarını uzatmaya çalışıyorlar. Biz buna izin vermeyeceğiz. 24 Haziran bu faşist iktidarın sonu olacak. Bunu başarabiliriz.
Neden Mersin’den başladık? Çünkü buna en iyi yanıtı verecek kentlerimizden birisi. Mersin uzun yıllardır bu zulmün altında. Bütün kötü politikaların bedeline, maliyetine katlanıyor. Mersin hızla yoksullaşıyor. En kötü yapılaşma Mersin’de yaşanıyor. Burada kentsel dönüşüm değil kentsel yıkım var. ÖSO çetelerinin Afrin’de yaptığı talanın benzeri var, müteahhit talanı var. Bu rant Mersin’in kentsel yaşam hakkını gasp ediyor. Mersinliler müteahhitlerin rant girdabına teslim olmuş durumda. Bunu kırabilmek için mücadelemizi yükseltmek zorundayız.
Bu seçimler bu fırsatı veriyor. Biz 40 yıllık mücadeleden geliyoruz. Yarın da sürecek bugün de, çünkü biz bu mücadeleyi toplumsallaştırdık.
“MADEM BÜYÜYORUZ, BU NİMETTEN KİM YARARLANIYOR?”
Mersin aynı zamanda işsizliğin en yüksek olduğu kentlerden biri. Bu kadar inşaat varsa, işsizlik neden var? Çünkü bugünkü ekonomi işsizliğe çözüm üretmiyor. Diyorlar ki, ekonomi çok büyüktür. Başbakanlık’ta çalışan bir arkadaş var ya Binali, ekonominin büyümesinin iyi bir şey olduğunu sanıyor. Her büyüme iyi büyüme değil ki. Bu büyüme iyi olsaydı bu kadar yoksulluk, işsizlik olur muydu? Emekliler bu kadar zor durumda yaşar mıydı? Bugün Türkiye’de 12 milyon emekli var 9 milyonu açlık sınırının altında maaşa mahkum. Bu ülkede 26 milyon emekçi var, yüzde 65’i asgari ücrete mahkum. Bu ülkede 5 milyon işsiz var. Madem büyüyoruz, bu nimetten kim yararlanıyor? Damatlar yararlanıyor, yandaş müteahhitler yararlanıyor, Saray yararlanıyor.
Millete küfreden müteahhidin vergi borcunu siliyor, ona bir de şeker fabrikasını değerinin altında satıyor. Dert başka, niyet başka. Şeker fabrikalarından elde edeceği parayla seçimi kazanma peşinde. O parayı dağıtacaklar. Halkın hakkını çalıyorlar, gasp ediyorlar.
İktidara geldikleri günleri hatırlayın. 60 milyar dolarlık özelleştirme yapmışlar, nerede bu para? Onun da hesabını sorma günü geldi. Bu ülkenin her yerini cehenneme çeviren iktidarın gitme zamanı geldi. İktidardakiler kendiliğinden gitmez, iktidarları halklar götürür. Demokrasi mücadelesiyle sandıkta götürür. İşte bu yüzden sandığımıza sahip çıkacağız.
Bizim seçim çalışmalarımız diğerlerininkine benzemez. Biz sandığa sahip çıkarken, demokrasi ve barış mücadelesi veririz. Şimdi de bunu yapacağız. Yan yana geleceğiz, gücümüze güç katacağız. Bütün baskılara rağmen, cesaretle, başımız dik mücadelemizi yükselteceğiz, bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Mutlaka kazanacağız!
Bugün 16 Nisan referandum sonuçlarından sonra 1 yıl geçti. “Cumhurbaşkanı partili olabilir” dendi. Bunun ne gibi sonuçlar yaratacağının fragmanını izledik. Hani sinemada gelecek program pek yakında diye gösterirler ya, biz bunu bir yıl boyunca izledik. Böyle bir ülkede mi yaşamak istiyoruz? Bu bir yılda yaşadıklarımızı 5 yıl daha yaşamak mı istiyoruz? 1 yıl boyunca bunu tüm Türkiye halkları gördü. Bu filmi izlememek için bu makarayı değiştirmek zorundayız. HDP’nin filmini, umudun filmini göstermek zorundayız.
“ONLAR TELEVİZYONDAYSA BİZ DE SOKAKTAYIZ”
Kongremizde “faşizme karşı omuz omuza” dedik. Omuz omuza mücadele edeceğiz. Bu kara tabloyu parçalamanın yolu buradan geçiyor. Bütün medyayı da eline geçirmiş, günde 4 saat televizyonlar kara propaganda yapıyor. Nefretle, öfkeyle… Bütün insanları bu yalana inandırmaya çalışıyor. Yanına da erken seçim tellalını almış, insanları bu yalana ikna etmeye çalışıyor. Evet, her yerde sizin borunuz ötüyor olabilir. Ama ne yaparsanız yapın halkın sesini kısamazsınız. Onlar televizyonlardaysa biz de sokaktayız. Biz birlikte daha güçlüyüz. Bunu başaracağız. Tüm mahallelerde, iş yerlerinde hakikatin sesini yayacağız.
Biz bunu Newroz’da 8 Mart’ta yaptık. Şimdi önümüzde 1 Mayıs var. Alanlarda tüm halklarımızla buluşacağız. Mücadeleyi yükselteceğiz.
“İTTİFAKI ÇOKTAN YAPTIK”
Diyorlar ki, “Neden ittifak yapmıyorsunuz?”. Kendisi “cumhur ittifakı” yaptı ya. Kirli bir pazarlığı ittifak diye insanlara anlatıyor. Biz ittifakı çoktan yaptık. Bu senin yaptığına ittifak denmez, “kirli pazarlık” denir. HDP’nin, HDK’nin yaptığıdır ittifak. Halkları yan yana getirmek, mücadeleyi büyütmektir ittifak. Kadınlarla, emekçilerle yan yana gelmektir ittifak. Bu ittifak, halkların, emekçilerin, kadınların, gençlerin ittifakı senin cumhur ittifakını sandığa gömecek.
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,450TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,284AboneAbone Ol

EDİTÖR ÖNERİSİ

HAFTANIN ÇEVİRİSİ

SON HABERLER