Haftanın Çevirisi | Ücrete Dayalı Büyüme: Herkesin Ücretini Artırın – Engelbert Stockhammer

2018’de Birleşik Krallık’ta gerçek kazançlar 2008’de bulundukları seviyenin yüzde 4 altındaydı. Küresel finansal kriz sonrasındaki on yıl Britanya işçileri için kayıp bir on yıldı; yaşam standartları yerinde saydı. Ücretler enflasyon seviyesinde dahi artmadı.

Söz konusu durum 2008 öncesindeki on yıllarla keskin bir tezat barındırıyor. Örneğin 1998’den 2008’e enflasyona uyarlanmış ücretler yüzde 25 arttı. Çok sayıda hane için ücretler en önemli gelir kaynağı, bu nedenle ancak borca girerlerse daha fazla harcamada bulunabilirler. Bu durum işçilerin yaşam standartları üzerinde bir baskı ile çarpık ve istikrarsız bir ekonomi yaratıyor.

İnsanlar ücretleri yükselmiyorsa harcamalarını artıramazlar – borç almadıkları müddetçe. Britanya’da olan budur. Birleşik Krallık’ta hane halkı borcunun gelire oranı yüzde 150’den fazladır. Ortalamada insanların borcu yıllık gelirlerinden fazladır. Yakın zamanda Birleşik Krallık ulusal istatistik kurumu, 2017’de ortalama olarak her bir Birleşik Krallık hanesinin elde ettiği gelirden 900 pound daha fazla harcadığını bildirdi. Bu meblağ ülke çapında hanelerin 25 milyar pound açığına denk düşüyor.

Uzun süredir devam eden borç bağımlılığı

2007-08 finansal krizinden önce de Britanya büyümesi borca dayalıydı. O zamanlar büyümeyi konut fiyatlarındaki patlama ve şişen mortgage borçları destekliyordu.

Krizden bu yana işler değişti, ama temelden değil. Aslında mortgage borcu krizden bu yana azalıyor ancak tüketici kredileri hızla artıyor. Ekonomistler borca dayalı büyümeden bahsediyor. Anlamı ise insanların geçinmek için borçlanmak zorunda kalmaları. Borca dayalı büyüme düşen ücretlerin bir yansıması ve Birleşik Krallık borca bağımlı.

Temel husus ücretler ekonomik büyümeye paralel bir şekilde artmadıkça hane halklarının (lüks malları bırakın) temel ihtiyaçlar için dahi harcama yapamaması. Ücrete dayalı büyümenin özü de bu: ücretler enflasyon ve ortalama üretkenlik artışı kadar artmalı. Günümüzde bu oran [Birleşik Krallık için, ç.n.] kabaca yüzde 4’e tekabül ediyor. Ücret artışları ise bu oranın yarısı kadar.

Not: Ek ödemeler hariç ortalama haftalık kazançlar (mevsim etkisinden arındırılmış, Ocak 2005 – Ekim 2018 arası). Mavi çizgi gerçek ortalama ücret, sarı çizgi nominal ortalama ücret.

Yüksek ücret artışı işçiler için iyi ancak mevcut koşullarda bütün ekonomi için de sağlıklı bir gelişme olur. Britanya borca bağımlılığından kurtulmalı. Bunun gerçekleşmesi için insanların gelirlerinin artması gerekiyor ve bu nedenle ücretlerinin artması gerekiyor. Yüksek ücret artışı, insanlar ücretlerinin çoğunu tüketim için harcadığından, harcamaları da artıracak.

Ayrıca yüksek ücret artışı şirketlerin üretim süreçlerini geliştirmesi için teşvikler de sağlayacak, çünkü yüksek ücret maliyetleri şirketleri makinalarını modernleştirmeleri doğrultusunda güdüler. Ücret artışı teknolojik gelişmeyi hızlandırır. Yüzde 10’luk ücret artışı genelde yüzde 3-4’lük bir üretkenlik artışına yol açar.

Ücret artışının önündeki engelleri kaldırmak

Zayıf ücret artışlarının arkasında çok sayıda etken var. Bunların bazıları küresel: imalat şirketleri işçilerin daha ucuza çalıştığı yerlere üretimlerini taşıyor. Ancak düşük ücret artışlarının önemlice kısmı yerelden kaynaklanıyor ve sendikaları zayıflatmak ve sıfır saat sözleşmelerinin yaygınlaşmasına izin vermek gibi hükümet politikaları ile kemer sıkmanın sonucu.

Ücrete dayalı bir büyüme modelini yerleştirmenin anahtarı toplu pazarlığı, sendikaları ve işçilerin haklarını güçlendirmek:

  • Toplu sözleşmeyi sendikalaşmanın olmadığını şirketlere genişletin
  • Farklı sektörlerde toplu sözleşme anlaşmalarını teşvik edin
  • Sendikaların grev hakkını güçlendirin
  • Gig ekonomisi içindeki işçilerin haklarını güçlendirin
  • Sıfır saat sözleşmelerini kaldırın
  • Asgari ücreti enlasyon ve üretkenlik artışı ile aynı hızda artacak şekilde düzenleyin
  • Yöneticilerin ücretini firmaların performansına bağlayın ve ortalama ücret artışıyla paralel hale getirin

İşletmeler bu önerilere başta itiraz edebilirler ancak kısa vadede ücretleri artırmaya gönülsüz olsalar da işverenler bu yaklaşımın önerdiği istikrarlı büyümeden fayda sağlayacaklardır. Önemli bir husus, bütün ekonomide eşgüdümlü bir ücret artışından en fazla fayda sağlayacakların bunlar olmasıdır, çünkü söz konusu artış hem üretkenlik hem de talebi artıracaktır. Bu durum ayrıca devletin ücrete dayalı büyümeyi koordine etmesi ve hatta teşvik etmesi anlamında öncülüğü üstlenmesi argümanını da güçlendiriyor. Devlet kamu sektöründeki ücretlerin dondurulmasına son vererek de öncülük görevi üstlenebilir.

Çalışan nüfus için ücretlerin artması kemer sıkmaya son vermek ve ekonomik büyümeyi canlandırmak için etkili bir yoldur. Ancak kemer sıkmayı uzun vadede sona erdirmek için finansal sektörün daha sıkı denetlenmesi gereklidir. Sadece bu, altta yatan, borca dayalı büyüme modeline bağımlılığı engelleyecektir.

Engelbert Stockhammer, Londra King’s College’da Uluslararası Siyasal İktisat Profesörüdür.

[Progressive Economy Forum’dan, PolitikYol için Ali Rıza Güngen tarafından çevrilmiştir.]